Zirve sanığı Çınar: Beni öldürüp, cinayeti misyonerlere yıkacaklardı
Malatya'daki Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin davada ifade veren sanık İlker Çınar, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı Mehmet Ülger'in kendisini öldürmeyi planladığını, öldürülüşünden misyonerlerin sorumlu olduğu, Gülen cemaatinin de misyonerler
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-20 13:41:55
Zirve Yayınevi'nde Alman uyruklu Tilman Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel'in vahşice öldürülmesi olayına ilişkin davanın 70. duruşmasında gizlik tanık iken deşifre olan sanık İlker Çınar, video konferans sistemiyle görüntüsü karartılarak ifade vermeye devam etti. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuklu sanık İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi Ruhi Abat, Çınar'ın ifadesini tamamlayana kadar duruşmalardan bağışık tutulmasını istedi. Mahkeme heyetinin, talebi kabul etmesi üzerine Abat, salondan ayrıldı.
Dava kapsamında ifade vermeye devam eden İlker Çınar, asker kökenli sanıkların 18 Nisan 2007'de gerçekleştirilen olayın ardından mahkemeyi yanıltmaya yönelik dezenformasyon çalışmalarına ilişkin önemli bilgiler verdi. Cinayetlerden sonra deşifre olmasının ardından emekli Albay Mehmet Ülger'in kendisini öldürttükten sonra olayı misyonerlere ve cemaate yıkmaya çalıştığını iddia eden Çınar, "Deşifre olup papaz iken uzman çavuş olduğum dönemde hakkımda haberler çıkmaya başladı. Bunun üzerine Mehmet Ülger, bana bir dilekçe yazdırmaya çalıştı. Gazeteci Adem Yavuz Arslan'ın evime adamlar gönderdiği ve bu kişilerin beni 'bir daha misyonerlerle ilgili karşı çalışmalar yapmayacaksın' diye uyardıklarına ilişkin bir dilekçe yazmamı istedi. Adem Yavuz Arslan, cemaate yakın bir gazetede çalışıyordu. Ben bu şikayet dilekçesini işleme koydurmadım. Çünkü o zaman onların sahte belgesini teyit etmiş olacaktım. Bu dilekçeyi verseydim ölüm fermanımın altına imza atmış olacaktım. Ben mahkemeye ibraz ettiğim belgeler arasında Arslan'ı şikayet etmem hususunda Ülger'in yazdırdığı dilekçeyle ilgili herhangi bir belge ibraz ettim mi? Etmedim. Benim evime hırsız girmişti. Ajandamın içindeki o sayfayı yırtmışlar. Bu çalındı ve dava dosyasına eklendi." dedi.
Söz konusu dilekçeyle kendisinin öldürülüşünden misyonerlerin sorumlu olduğu, Gülen cemaatinin de misyonerlerle birlikte çalıştığı imajının verilmek istendiğini ileri süren Çınar, Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa'nın neden cemaatin cephe alınmak istendiği sorusuna, "2002'den sonra, özellikle AK Parti'nin iktidar olmasından sonra bunu hazmedemediler. İrtica korku nesnesinin de iş yapamayacağını biliyorlardı. 'AK Parti Amerika'da mutfakta hazırlandı' deniyordu. Cemaatin de Amerika'da kurulduğu tezi işleniyordu. Amaç 'her ikisi de misyonerlerle çalışmaktadır. AK Parti iktidarı ve cemaat onlara destek olmaktadır' imajı oluşturmaktı" cevabını verdi.
"BENİ ÖLDÜRECEKLERDİ"
TUSHAD 3. Bölgesi hücre yapısından ayrılmak istediğinde Mehmet Ülger tarafından tehdit edildiğini vurgulayan Çınar, Ülger'in kendisine 'Sen bir görev adamısın, yanlış yapma. Sağlıklı düşün. Her şey devletin bekası için. Yanlış yapan yanar, sırrı veren yok olur' dediğini anlattı. Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi'ne (TUSHAD) şikayet edilerek öldürülmeye çalışıldığını savunan Çınar, bunun üzerine medyaya yaptığı 'Bir yangın çıkarsa herkes yanar' açıklamasıyla bu yapıya mesaj vermeye çalıştığını ifade etti. Çınar, "Başıma olmadık işler geldi. Sabırla bekledim ve zamanı geldiğinde konuştum. Beni de öldürmeyi planladılar. Ben o tarihte de adli mercilere gittim." diye konuştu.
İfade vermeye devam eden İlker Çınar, tutuklu sanık eski Malatya Jandarma Alay Komutanı Mehmet Ülger'in, ifadelerinde, 'misyonerlerle ilgili araştırma yaptırmadım' demesine rağmen çalışmalarında ve hazırladığı raporlarda misyonerlikle ilgili bilgilerin yer aldığının görüldüğünü belirtti.
Çınar, Ülger'in, Zirve Yayınevi'yle ilgili herhangi bir çalışma yapmadığını ifade ettiği, buna karşın misyonerlik faaliyetlerini tehdit unsuru olarak belirlediğinin dosyalarda görüldüğünü savunarak, "Ülger, misyonerleri ekoller savaşı başlığında masa başında savaştırıyordu, Alman ekolü, Amerikan ekolü gibi. Ekoller savaşı masa başında yapılmıştır. Bunu birinin bilmesi mümkün değildi. O nedenle benim ismim ölüm listesinde yer aldı." iddialarında bulundu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara