Erdoğan: Irkçı ve dışlayışıcı yaklaşımlara son verilmeli
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Irkçı ve dışlayıcı yaklaşımlara son vermeli, zayıf olana yardım etmeli, dünyayı hepimizin ortak evi olarak görmeliyiz. Esasen muhteşem medeniyetimizin ortaya koyduğu ve o değerlerden tevarüs ettiğimiz manevi miras da z
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-18 00:44:01
Başbakan Erdoğan, SETA tarafından Washington'da Mayflower Otel'de düzenlenen konferansta '21. Yüzyılda Küresel Düzen ve Adalet' başlıklı sunum yaptı. İnsanlık olarak zihniyet değişikliğine ihtiyacımız olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Adil olabilmek için aynı zamanda karşımızdakini anlayabilmek gerekir. Bizi bir araya getiren unsurlardan veya bizi bir araya getiren unsurların farklı kılanlardan daha fazla olduğunu görmek zorundayız. İnancımızın kalplerimizi ayırmayıp tam aksine birleştirdiğini değişik geleneklere görünümlere sahip insanların öteki veya yabancı olmadığını büyük insanlık ailesinin bir parçasını teşkil ettiğini kabul etmeliyiz. Irkçı ve dışlayıcı yaklaşımlara son vermeli zayıf olana yardım etmeli dünyayı hepimizin ortak evi olarak görmeliyiz. Esasen muhteşem medeniyetimizin ortaya koyduğu ve o değerlerden tevarüs ettiğimiz manevi miras da zaten bunu gerektiriyor. Aksi taktirde başkalarının omuzlarına basarak yükseldiğimiz yerde yalnızca keder ve acı görebiliriz. Bu şekilde bastığımız yer bir süre sonra bizi içine çeken bir bataklığa dönüşecektir" diye konuştu.
"MODERNİTE LAFLA DEĞİL, UYGULAMAYLA OLUYOR"
Herkesin yükselebilmek için başkasını aşağıya çekmeye çalıştığı, düşeni ezdiği bir dünyayı kabullenmek için hiçbir sebebimiz olmadığını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yaşamak için yaşatmalı, birbirimize, ideallerimize ve inançlarımıza sıkı sıkıya bağlı kalmalıyız. Bu itibarla geleceğimizi kurgularken adalet ve vicdan kavramlarını merkeze yerleştirmeliyiz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum dönemde bir mücadelem olmuştu. Belki o şehircilik anlamındaydı. Kenardan merkeze insanı çekmek, bu fiziki anlamda bir çekim alanı oluşturmak değildi aslında. Zihinsel bir çekimi, sosyolojik bir analizin gereği olarak çekmeyi gerçekleştirmekti ve bunu başarırken de hakikaten çok çok farklı neticelerini aldık. Ve bu çok farklı neticeyi alırken toplumun merkezde oturanıyla yani şehirde oturanıyla kırsaldan geleni kenardan geleni birbiriyle kaynaştı ve birbirlerini etkilerken de o aradığımız medeni toplum oluşmaya başladı. Yani modernite denirken bu lafla olmuyor. Uygulamayla oluyor. İşte bu uygulama hayata geçtiği heryerde eserini verdi. Türkiye bu yolda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye her şart altında devam edecektir."
SON VİDEO HABER
Haber Ara