Zirve davası sanığı Çınar: 'Misyonerlere korkutma eylemi yapılacak' denmişti
Malatya'da Zirve Yayınevi'nde 3 kişinin vahşice öldürülmesine ilişkin davanın tanığı ve sanığı İlker Çınar, cinayetlerden 1 ay önce Malatya Jandarma Alay eski Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger'in kendisine, Tilman Geske, Uğur Yüksel ve Necati Aydın'
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-16 14:29:33
Zirve Yayınevi'nde, biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 68. duruşmasında, gizli tanık 'Deniz Uygar' kod adıyla bilinirken kimliği deşifre olan İlker Çınar, ifade vermeye devam etti. Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi (TUSHAD) tarafından Eski Malatya Jandarma Alay Komutanı Mehmet Ülger'in ekibine dahil edildiğini belirten Çınar, ilk kez Aralık 2006'da Tarsus'a gönderilen uzman çavuş Mehmet Çolak'la Malatya'ya geldiğini anlattı. Gelişinin ardından yerleştirildiği otele diğer sanıklar Ruhi Abat, Haydar Yeşil ve Murat Göktürk'ün de geldiğini, Mehmet Ülger'le tanışmasının ise ilk çalıştay tarihi olan 11 Ocak 2007'de gerçekleştiğini ileri süren Çınar, Ülger'in toplantı öncesinde telefonla birini arayarak, 'Misafirimiz geldi komutanım' dediğini belirtti. Çınar, konuştuğu kişinin Hurşit Tolon ya da dönemin 2. Ordu Komutanı Hasan Iğsız olduğunu tahmin ettiğini söyledi. Çalıştaylar ve yapılan kayıtların dezenformasyon ve manipülasyon amaçlı olduğunu söyleyen Çınar, ikinci çalıştay için 12 Şubat 2007'de yeniden Malatya'ya geldiğini, bu kez toplantının kent merkezinde bulunan eski jandarma alay komutanlığında gerçekleştirildiğini ifade etti.
Çalıştay öncesinde Ruhi Abat'ın, çantasından çıkardığı bazı fotoğraflar arasından Emre Günaydın'ı göstererek 'çok yürekli bir genç' olduğunu söylediğini ileri süren Çınar, "Fotoğraflar arasında yayınevinde öldürülen Tilman Ekkehart Geske ve tutuklu sanıklardan Levent Ercan Gelegen'in fotoğrafı da vardı. Cinayetler işlendikten sonra tüm bu çalışmaların bir cinayetin zeminini oluşturmak ve AK Parti hükümetini devirmek için yapıldığını anladım. Ben çalışmaların Mehmet Ülger'in yapacağı brifing için olduğunu sanıyordum." diye konuştu.
Bir çalıştaydan sonra Mersin'e döndüğünde, astsubay Murat Göktürk'ün kendisini telefonla aradığını anlatan Çınar, Göktürk'ün kendisine, "Ruhi Abat'a dikkat et" dediğini aktardı. Çınar, Göktürk'ün, bunlarla birlikte Jandarma Bölge Komutanlığı tarafından Malatya'ya misyonerlik, Niğde'ye Hizbullah konusunda çalışma talimatı verildiği bilgisini aktardığını iddia etti.
Malatya'da, 17 Mart 2007 tarihinde yapılan toplantıya da katıldığını belirten İlker Çınar, bu toplantıda Malatya eski İl Jandarma Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger'in Zirve Yayınevi'ndeki çalışanlara yönelik bir korkutma eyleminin yapılacağını, bunun sansasyonel amaçlı olacağını söylediğini savundu. 'Eylemin kimler tarafından yapılacağını' sorduğunu aktaran Çınar, Ruhi Abat'ın, Ülger'e bakarak, 'Emre Günaydın eylem için hazır, gerekli talimatı bekliyor. 2006 yılı sonlarında Noel kutlamalarına giderek misyonerlerin arasına katıldı. Eylemi gerçekleştirecek hale geldi' dediğini anlattı.
"Bana öldürüleceklerine ilişkin bir bilgi verilmedi" diyen Çınar, tutuklandıktan sonra Emre Günaydın dışında, Abuzer Yıldırım, Cumali Özdemir, Hamit Çeker, Salih Gürler'in de ifadelerinde korkutmaktan bahsettiğini söyledi.
İlker Çınar, 2 Nisan 2007 tarihinde kendisini arayan Ruhi Abat'ın, "Bundan sonra şahsi telefonlarla konuşmayacağız. Köprüleri atmış gibi konuşacağız' dediğini ve bir gün sonra ise kendisini cep telefonunun dinlemeye alındığını ileri sürdü.
Kendisine farklı zamanlarda üç telefon hattı verildiğini, bunlardan ikisini adli makamlara teslim ettiğini ifade eden Çınar, Ruhi Abat'ın cinayetten bir gün sonra (19 Nisan saat 00.15'te) kendisini arayarak, cinayetlere ilişkin kimseye bilgi vermemesi için tehdit ettiğini kaydetti.
"YAYINEVİ CİNAYETLERİ 27 NİSAN BİLDİRİSİNE MALZEME YAPILDI"
Cinayetler öncesi düzenlenen iki çalıştayda, ses kayıtları alınarak misyonerlikle terör örgütü PKK'nın işbirliği içinde olduğuna yönelik sahte dökümanlar oluşturulduğunu öne süren İlker Çınar, Mehmet Ülger'in, 15 Şubat 2007'de Kayseri Jandarma Komutanlığı'nda bu belgeler ışığında misyonerlik faaliyetleriyle ilgili bir brifing verdiğini savundu. Devletin manipüle edildiğini söyleyen Çınar, Ülger'in
'kentte misyonerlik karşıtı bir toplumsal hassasiyetin olduğu' şeklinde üstlerine rapor verdiğini dile getirerek, "Mehmet Ülger, verdiği brifingde Malatya'daki oluşturulan hassasiyete cinayetlere zemin hazırlamış oluyordu. Cinayetlerden sonra 'sonuç' olarak gösterecekti. Bu manipülasyon üzerine ideolojik saplantılı irtica üzerine cinayetlerin işlendiği bildirilmiştir. Bu bir tuzaktı. Bu tuzağa genelkurmay başkanı çekilmişti. Amaç, irtica üzerinden bir açıklama yapılmasını sağlamaktı, bu başarılmıştı. Mesajın muhatabı AK Parti üzerinden Batı ülkeleriydi. Ergenekon Terör Örgütü yapmak istediği darbeye kılıf uydurmak istiyordu. Örgüt yapmayı istediği darbeyi Batı'nın desteğini almayı ya da sessiz kalmalarını istiyordu. Devlet manipüle ediliyordu."
18 Nisan 2007'de yayınevinde cinayetlerin işlendiğini anımsatan Çınar, şunları söyledi: "Mehmet Çolak, cinayetlerin ertesi günü cenaze törenine giderek fotoğraflarını çekip getirmiştir. Bu fotoğraflar Jandarma Genel Komutanlığı'na ve 2. Ordu Komutanlığı'na ayrı ayrı gönderilmiştir. 26 Nisan'da Mehmet Ülger ve diğer sanıklarla tekrar toplantı yaptık. Toplantıda ise daha önce 'şehirde misyonerlik konusunda hassasiyet oluştu' belgeleriyle dikkat çekilen konunun devamında cinayetlerin işlendiği yönünde belge hazırlandı. 27 Nisan 2007'de Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi internet sitesinden 27 Nisan e-bildirgesi olarak bilinen basın açıklaması yayınlanmıştır. Bu açıklamada da Malatya cinayetlerine yer verilmiştir. Bu bildirge aslında dışarıya verilen bir mesajdır. Mayıs ayında dengeler değiştiği için darbeyi gerçekleştirememişlerdir."
SON VİDEO HABER
Haber Ara