Sinan Aygün: AK Parti'nin kapatılmaması için uğraştım
Ergenekon davasında darbeye zemin hazırlamakla suçlanan CHP milletvekili tutuksuz sanık Sinan Aygün, savunması sırasında ATO Başkanı olduğu dönemde AK Parti'nin kapatma davasına değindi. Aygün, "AK Parti'nin kapatılması durumunda ekonomik kriz oluşac
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-14 16:06:04
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasında tutulu sanık CHP milletvekili Mustafa Balbay, savunmasına devam etti. Darbeye teşebbüs etmekle suçlanarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendiğini belirten Balbay, "İddia makamı cebir ve şiddet kullandığıma bir tane örnek göstersin" ifadesini kullandı. Balbay, "Evet, bugün bu hükümetin gitmesini istiyorum. Ülkeyi düzlüğe çıkaracak bir CHP hükümeti kurulmasını istiyorum. Kalemimi de bırakmadan buna devam etmek istiyorum. İddianame mantığıyla bakarsak suçum artarak devam ediyor." dedi.
Tutuksuz sanık CHP Milletvekili Sinan Aygün ise ATO Başkanlığı yaptığı dönemde sekreterinin kullandığı bilgisayardan çıkan ATO yönetim kurulu üyeleri ile alakalı belge nedeniyle kişisel verileri kaydettiği iddiasıyla suçlandığını söyledi. Aygün, bu belgede yönetim kurulu üyelerinin isimlerinin yer aldığını kaydetti. Davet edildiği toplantılara yönetim kurulu üyeleriyle birlikte gittiğini anlatan Aygün, "Ben de sekreterime 'Toplantıya katılmaları için kimleri davet ettik, kimler gelmedi' şeklinde bir kayıt tutmasını istedim. Bunlar kişisel veri değil, bir bakıma yönetim kurulu üyelerinin karnesidir." dedi. Aynı bilgisayarda kendi mail adresine gelen bir mailden dolayı da hakkında suçlama yapıldığını belirten Aygün, ATO başkanlığı nedeniyle 700 bine yakın mail geldiğini söyledi. Bu kadar mail içinde spamlı mailler de geldiğini belirten Aygün, suçlandığı mailin de bu spam mail olduğunu söyledi.
AK Parti hükümetini parçalayarak hükümeti devirmeye çalışmakla suçlandığını da hatırlatan Aygün, ATO başkanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bazı bakanlarla birlikte katıldıkları etkinliklerde çekilen fotoğrafları mahkeme heyetine gösterdi. Daha önceki hükümetlerde yer alan siyasetçilerle birlikte çektirdiği fotoğraflarını da heyete sunan Aygün, "Bütün hükümetlerle uyum içinde çalıştım. Benim hükümeti parçalamakla işim olmaz." diye konuştu.
Bir gazetecinin, eski devlet bakanı ve başbakan yardımcısı "Abdullatif Şener Başbakan olabilir mi?" şeklindeki sorusuna "Tabii ki olabilir" diye cevap verdiğini belirten Aygün, bu konuda çıkan haber nedeniyle Şener'i AK Parti'den koparmaya, dolayısıyla da AK Parti'yi parçalamaya çalıştığının iddia edildiğini söyledi. Şener, "Bana sorulan soruya, Başbakan yardımcısı olan birinin tabii ki Başbakanlık yapabileceğini söyledim. Bu gayet normal bir cevaptır." şeklinde konuştu.
AK Parti'nin kapatılması konusunun gündemde olduğu bir dönemde yaptığı görüşmelerin de hükümeti yıkmaya çalışma kapsamında değerlendirildiğini belirten Aygün, sözlerine şöyle devam etti: "Ben, ekonomik istikrarın bozulmaması, kriz yaşanmasın diye uğraştım. Çünkü AK Parti çoğunluk oyu ile gelmişti ve iktidar için alternatif bir parti yoktu. Kaos çıkabilirdi. Ancak bununla birlikte olası bir kapatma durumunda partiden kopacak olan milletvekillerini aynı çatı altında toplamaya çalıştım." Bu çalışmalarının yanında kendisine yöneltilen sorulara verdiği cevaplarda 'kapatma davasını şık bulmadığı' şeklinde açıklamalar yaptığını belirten Aygün, bu demeçlerine ilişkin çıkan haberlerin küpürlerini mahkeme heyetine gösterdi.
Sanık Aygün, sadece iktidar partisinin değil, daha önceki dönemlerde muhalefet partilerinin de kapatılmasına ilişkin tepki gösterdiğini ifade eden Aygün, "28 Şubat sürecinin devamında 1999 yılında AK Parti'nin adı bile yokken Fazilet Partisi'nin kapatılmasına karşı çıkan tek kişi benim." şeklinde konuştu.
İddia edilen Ergenekon terör örgütüne finansman sağlamakla da suçlandığını hatırlatan Aygün, aramalarda evinde bulunan 2,5 milyon Euro'ya ilişkin de açıklamalarda bulundu. 8 Temmuz 2008 tarihinde soruşturma kapsamında evinde aramalar yapıldığını aktaran Aygün, "Kasada da 2,5 milyon Euro vardı. Polis konuyla ilgisi olmadığı gerekçesiyle paranın kasada kalabileceğini söyledi. Ancak daha sonra bu para nedeniyle terör örgütüne finansman sağladığım şeklinde haberler yazıldı. MASAK yazısında vergi kaçakçılığı olabilir şeklinde olur yazısı üzerine paraya el konuldu. Ancak daha sonra Mali Suçları Araştırma Kurumu'nun (MASAK) en son para ile suç arasında bir bağlantı sağlanamamıştır yazısı üzerine İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı üzerine para iade edildi. Terör örgütüne finans sağlasam para iade edilmezdi." dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara