Bahçeli: Provokasyonlara imkan vermeden bu yükün altından kalkmalıyız
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Reyhanlı'da meydana gelen bombalı saldırı ile ilgili, "Elbette yaralarımızı saracağız ve sarmalıyız. Provokasyonlara imkan vermeden, çatışma ve kutuplaşmaya fırsat tanımadan bu ağır yükün altından kalkmalıyız." dedi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-14 09:29:39
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde meydana gelen saldırıyı değerlendirdi. Saldırıyı lanetlediğini söyleyen Bahçeli, "Şüphesiz ne kadar feryat etsek azdır. Ne kadar sızlansak yetersizdir. Türk milleti yastadır. Milli vicdanlar infial halindedir. Buradan bir kez daha teröristlerin, düşmanlıktan beslenenlerin ve gözünü kan bürümüşlerin saldırısı sonucunda vefat eden kardeşlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Reyhanlılı vatandaşlarımıza ve aziz milletimize sabır ve başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Yaralılara ise acil şifa diliyor, geçmiş olsun temennilerimi bildiriyorum." diye konuştu.
Türkiye'nin çok yönlü bir saldırının ve bitmek bilmeyen aşağılık bir kumpasın pençesinde olduğunu söyleyen Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti: "Gerçekten acımız büyüktür. İçimizdeki yangın hali ve öfke seviyesi tarifsizdir. Türk milleti can evinden vurulmuş, üzerine ölüm yağmıştır. Elbette yaralarımızı saracağız ve sarmalıyız. Provokasyonlara imkan vermeden, çatışma ve kutuplaşmaya fırsat tanımadan bu ağır yükün altından kalkmalıyız. Bu saldırının üstesinden gelmeliyiz ve mutlaka da gelecek kuvvete sahibiz. Türk milleti ona buna pabuç bırakacak, karanlık emellere geçit verecek, hatta sinecek ve her saldırıyı sineye çekecek bir zayıflıkta değildir. Aksini düşünenleri ise hak ettikleri son eninde sonunda bulacaktır."
REHYANLI'DAKİ OLUMSUZ HAVA
Reyhanlı'da çok olumsuz bir havanın hakim olduğunu kaydeden Bahçeli, "Korku ve panik hali Reyhanlı'yı adeta rehin almıştır. Haklı olarak endişeye kapılan vatandaşlarımız ilçeyi terk etmiştir. Patlamalarla büyük zarara uğrayan esnaflarımız dükkânlarını kapatmıştır. Sayıları 700'ün üzerinde bulunan işyerleri patlamalardan olumsuz etkilenmiştir. Önemli oranda zarar gören işyeri sayısı 452'yi bulmuştur. 62 araç tahrip olmuş, 11 kamu binasıyla birlikte 293 konut hasar almıştır. Bunların yanı sıra, patlamaların yol açtığı sosyal yara, güvensizlik, şüphe ve şok dalgası çok daha derindir. Her şey ayan beyan ortadadır ki, sınır hattımız adeta viraneye dönmüş, metruk bir hale dönüşmüş ve kendi kaderine terk edilmiştir. Türkiye'nin egemenlik hakları çiğnenmiş, hükümranlık hakları yara almıştır. Bunlar çok ciddi bir zaaftır ve mutlaka sorumluların hesap vermesi gerekmektedir." sözlerini kaydetti.
Saldırı sonrasında hükümetten gelen açıklamaları da eleştiren Bahçeli, "Başbakan Erdoğan aceleyle ve vahim bilançoyu tam kavramadan, saldırıları sözde çözüm sürecini hazmedemeyenlerle ilişkilendirmiş, kuşkuları buraya çevirmeye ayaküstü de olsa gayret etmiştir. Net olan bir şey varsa o da şudur; hükümet şaşkın, kafası karışık ve köşeye sıkışmıştır. Öncelikle şu hususlar hemen aydınlığa kavuşturulmalıdır: Bu saldırıdaki amaç nedir ve neyin mesajı verilmeye çalışılmıştır? Patlamaların arkasında gerçek manada kimler vardır? Tetik çeken elleri hangi mihraklar ve hangi güç merkezleri yönlendirmiştir? Bombalar Türkiye'ye nasıl sokulmuş, bu sırada istihbarat neyle meşgul olmuştur? Ülkemizde daha başka bomba yüklü araçlar var mıdır? Var olduğu iddia edilenler nerededir, nereyi hedeflemiştir? Reyhanlı'daki kanlı saldırı çok yönlü araştırılmalı ve tüm gerçekler ortaya çıkarılmalıdır. Suriye muhalefetinin parmağı peşinen ihmal edilmemelidir. El Kaide militanlarıyla ilgili kuşkular yabana atılmamalı, Türkiye'yi Suriye'ye kışkırtmaya çalışanlar dikkatlerden kaçırılmamalıdır." şeklinde konuştu.
Başbakan'ın ABD ziyareti öncesi bu saldırının gerçekleşmiş olmasının zamanlama itibariyle tereddütleri artırdığını kaydeden Bahçeli, "Aklımıza Türkiye üzerinden komplolar yapıldığı hususu gelmektedir." ifadesini kullandı.
"DIŞİŞLERİ BAKANI NEREYE KADAR KOLTUĞUNDA OTURACAKTIR?"
Hükümetin Suriye politikasının çöktüğünü belirten Bahçeli, "Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı'nın tezleri, tahminleri ve dış politika konsepti iflas etmiştir. Bu şartlar altında Dışişleri Bakanı nereye kadar koltuğunda oturacaktır? Başbakan yardımcıları Beşir Atalay ve Bülent Arınç hala görevde kalacaklar mıdır? Reyhanlı'da patlayan bombaların sorumluları kesinlikle hesap vermelidir. Sınırlarımızı eleğe çeviren Başbakan ve hükümeti sorumluluğu başka yerlere yıkmamalıdır. Bu saldırıyı milli mesele deyip de arkasına saklanması, Reyhanlı'nın üzerinden siyaset yapılmasını ağır sözlerle savuşturmaya çalışması Başbakan'ı aklayamayacak ve kurtaramayacaktır. Başbakan'a göre 50 vatandaşımızın hunharca katledildiği patlamayı konuşmak, üzerinde durmak ve tartışmak doğru değildir ve başkalarının ekmeğine yağ sürmek demektir. Elbette kendisi durmadan bu ezberini dillendirmeyi sürdürsün, ama biz bildiğimizi okumaya ve bu meselenin üzerine kararlılıkla gitmeye devam edeceğiz. Basına ambargo koydurarak Reyhanlı ile ilgili yasaklar getirmesi Başbakan'ın demokrasi anlayışının seviyesini göstermiştir. Anneler Günü'ne bir gün kala annelerimize ağıtlar yaktıran bu hükümet nereye kadar hatalarının hesabını vermekten uzak kalacaktır? Reyhanlı'nın failleri yaptıklarının bedelini ödemeli, azmettiriciler kimse gerekenler yapılmalıdır. AKP hükümeti imha olan Suriye politikasından dolayı Türk milletinden özür dilemeli, daha fazla yıkım ve kayıplara uğramadan kendisini gözden geçirmeli ve dış politikasını tahsis etmelidir." dedi.
"BAŞBAKAN, ESED'İ HEDEF ALAN SÖZLERİNİN VEBALİNE NASIL KATLANACAK?"
"Başbakan'ın, Esed'i hedefine alan aslı astarı olmayan, yavan, temelsiz ve uçuk sözlerinin vebaline nasıl katlanacağı hakkında bir fikri var mıdır?" diye soran Bahçeli, şunları dile getirdi: "Men Dakka Dukka derken bu durumlara düşeceğinin, milletimizi bu hallere sokacağının hesabını yapmış mıdır? Suriye'ye daha fazla seyirci kalamayız, mesajlarının başımıza türlü belalar açacağını öngörmüş müdür? Başbakan, bBu düzene dur demenin vakti geldi restini çekerken, olacakları önceden görmüş, tehlikeleri sezmiş midir? Beşar Esed'e yönelik olarak; 'Hesap soracağız, vallahi hesap vereceksin, meşruiyetini yitirdi, zalim, bıçak sırtındayız, Yezid, katil, cani' gibi yutulamayacak ağır ifadeleri bugüne kadar bir sonuç doğurmuş mudur? Başbakan Erdoğan Suriye'yi iç meselemiz olarak lanse etmiştir. Birlikte tatiller yaptığı, ortak hükümet toplantıları düzenlediği birisiyle kısa süre sonra düşman kamplara çekilen Başbakan uzaktan uzağa Esed'i sözde paylamış ve azarlamıştır. Bir zamanların dost ve kardeş Esed'i, birden bire emzikli bebekleri katleden cani Esed'le yer değiştirmiştir."
Suriye'nin iç karışıklığına taraf olunmasının Türkiye'nin bekasına ve egemenlik haklarına doğrudan doğruya olumsuz yansıdığını dile getiren Bahçeli, "Muhtemeldir ki, Başbakan'ın ABD Başkanı'yla bu hafta yapacağı görüşmenin ana gündemini Suriye oluşturacaktır. ABD'nin Suriye meselesi hakkında Rusya ile mutabakata varması, bu ay içinde, geçen yılki Cenevre Konferansı'nda belirlenen 6 maddelik uzlaşmanın esas alınacağı yeni bir uluslararası toplantının düzenlenecek olması AKP'yi kuşkusuz açığa düşürmüştür. Başbakan Erdoğan'ın tüm çabaları, tüm gözdağları ve tüm mesnetsiz kuru gürültüsü kendisini mahcup etmekle kalmamış, Türkiye'ye kan ve gözyaşı olarak sirayet etmiştir. Esed rejimi, bölgesel kaostan nemalananlar, Türkiye'yi Suriye'ye sokmaya çalışan küresel aktörler taşeronları vasıtasıyla Türk milletini kışkırtmışlar ve ölüm saçmışlardır." şeklinde konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara