"1 Mayıs'ta kuş uçurtmayan devlet, Hatay'da kuş sürüsüne bir şey demiyor"

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, sınır hattından yurttaşlık giriş çıkışının zor olduğunu, ama bombaların giriş çıkışının kolay olduğunu söyledi. Reyhanlı halkının bu politikaların mağduru olduğunu ifade eden Demirtaş, 1 Mayıs'ta kuş uçurtmayan devletin Hatay'da kuş sürüsüne bir şey demediğini belirtti.

Partisinin Meclis Grup Toplantısında konuşan Demirtaş, Hatay Reyhanlı'daki katliamda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi. "Her ölümle birlikte insanlık ölüyor." diyen Demirtaş, herkesin aynı acıyı paylaşması halinde saldırıların amacına ulaşamayacağını vurguladı. Reyhanlı'da 50 vatandaşla ölenin insanlık olduğuna dikkat çeken Demirtaş, hükümetin yanlışları ve hatalarının BDP grubunda dile getirildiğini hatırlattı. Çok değil 8 ay önce şu kürsüden savaşın Türkiye'ye yansımasını anlatmaya çalıştıklarını belirten Demirtaş, şöyle devam etti: "Hükümetin savaş sevdalısı Türkiye'ye nasıl fatura ödetir, söylemiştik. Biz bu kadar Suriye'deki savaşa hevesli olursak ve savaşa karşı çıkmazsak gün gelecek Şam'da patlayan bombalar Türkiye'de patlayacak demiştik. Esed'e sessiz mi kalalım diyorlar. Türkiye Suriye halkını desteklemesi lazım. Suriye toplumu çok kültürlü, çok dilli toplumdur. Hatay sınırı eleğe dönüştürülmüştür. Kimin gittiği kimin geldiği belli olunmayan duruma gelinmiştir. Hükümet Esed'e karşı çeteleri destekleyip attığı adımın Türkiye'ye faturası olacağını hiç mi hesaplamadı? Hükümetin temel hatası budur. Sınır hattından yurttaşlık giriş çıkışı zordur, ama bombaların giriş çıkışı kolaydır. Reyhanlı halkı bu politikaların mağdurudur. AKP bu katliamın hükümete çıkaracağı faturayı örtbas etmek için halkın haber alma hakkını elinden almıştır. Ölü sayısı faillerle ilgili tartışmalar vardır. Medya özgür çalışabilmelidir. Gerçek faillerin açığa çıkması için de bu önemlidir. Bu katliamın haberinin yapılmasının engellenmesinin kime ne faydası olacak? Hükümet bu karardan geri dönmelidir. Orada ne gizleniyor. Hükümetin yasaklı zihniyetten vazgeçmesi lazım. Şu anda uygulanan Suriye politikasından vazgeçmesi lazım. Esed'e göz yumulmamalıdır. Ne Esed'i destekle ne çeteleri destekle demektir. Suriye halkını destekle. Mesele budur. İki üç ay gider dediğiniz Esed iki yıldır orada. Politikanın hatalı kısmından geri dönmek geri adım değildir. Suriye halkını desteklemek diye seçenek hiç mi kimsenin aklına gelmiyor?"

SUNNİ-ALEVİ ÇATIŞMASI ÇIKARTILMAK İSTENİYOR

Hatay'da yapılmak istenenin AK Parti-CHP gerilimi üzerinden Sünni-Alevi çatışması çıkartabilmek olduğunun altını çizen Demirtaş, 'intikam alırız' naraları ile bu meseleye yaklaşılamayacağını vurguladı. Bu katliamla yetinmeyeceklerini dile getiren Demirtaş, "Bu katliamı büyüterek başka hesaplar içine de girecekler. Hükümetin tedbirleri alması konusunda sorumluluğu vardır. 1 Mayıs'ta kuş uçurtmayan devlet, Hatay'da kuş sürüsüne bir şey demiyor. Suriye politikasının değişmesi gerekiyor. Hükümet bu konuda bir gurur meselesi yapıp içine girdiği hatadan dönmezse Suriye'deki felaket Türkiye sınırlarına taşınacak. Burada artık gerçek failin kim olduğu ikinci derecede önem arz ediyor. Kim katliam üzerinden kendine siyasi güç devşirmeye çalışıyor; buna bakmak lazım. Kimin nasıl siyasi hesap sahibi olduğu Reyhanlı ile daha iyi anlaşıldı. Türkiye'de Kürtler, Aleviler, emekçiler huzursuzdur. Umarız hükümet ve ana muhalefet doğru dersler çıkartır. Türkiye dış politikası itibari ile Suriye'deki barış arayışlarına katkı sunmuyor." dedi.

HERKES DÜŞÜNCESİNİ İFADE EDEBİLMELİDİR

İlk PKK'lı grubun Kuzey Irak'a ulaştığını dile getiren Demirtaş, sıkıntısız geri çekilmenin yaşanmasının herkes için bir şans olduğunu vurguladı. Demirtaş, "Ne kadar sürer; mevsim, coğrafi koşullara göre kestirmek zor. Şu ana kadar sıkıntı yaşanmadan gerçekleşmesi şanstır. Silahların sustuğu lafın öne çıktığı döneme giriyorsak herkes beynindeki düşünceyi ifade edebilmelidir. Türkiye bunu başarırsa barış kalıcı hale gelecek." sözlerini kaydetti. Faturayı bütün halkların ödediğini ve demokratik, barışçıl adımlara destek sunmasının herkesin boynunun borcu olduğuna dikkat çeken Demirtaş, örgütlü toplumsal tüm kesimlerin sesini yükseltip destek vermesini istedi.

Hükümetin dili ve üslubunu değiştirmekten başlayarak anayasal reform çalışmaları başlatması gerektiğini belirten Demirtaş, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın "cehennemin dibine gitsin" açıklamasını eleştirdi. Hükümet sözcülerinin tahrikar açıklamalarının 'çekilmeyi durdurun' gibi hava oluşturduğunu dile getiren Demirtaş, buradan elde edilmek istenen karın ne olduğunu anlamadığını ifade etti. "Dil ve üslup konusunda uyarı yapan kişi, vicdanım kanıyor deyip kendisi ağlayan kişi diyor; bunu söylüyor." diyen Demirtaş, "Sanki Bakanlar Kurulu kararı alınmış cennete gidilme koşullarını belirliyor." eleştirisinde bulundu.

Konferanslar ve toplantılar yapacaklarını anlatan Demirtaş, barış gibi değerli süreci AK Parti'nin eline bırakmayacaklarını vurguladı. CHP'nin Suriye meselesinde olduğu gibi Türkiye'de Kürt sorununda da kör bir politika içinde olduğuna dikkat çeken Demirtaş, "Neresi sosyal demokrat bilemiyoruz. Böylesine sosyal demokrasi anlayışı nasıl özgürlük getirecek. CHP istemem oynamama havalarında süreci nereden bozabilirim anlayışı ile tutum belirlemeyen anlayışla kendini en kötü pozisyona düşürmüş durumda." şeklinde konuştu. Komisyona CHP'nin de üye verip fikirlerini tartışması gerektiğini kaydetti. Şu anda komisyonda AK Parti ve BDP olduğunu belirtti.

34 kişinin hayatını kaybettiği Uludere olayının aydınlanması gerektiğini tekrarlayan Demirtaş, devletin daha önce de bombalama olayı yaptığını, ama kabul etmediğini söyledi.