Danıştay Başkanı: Adalet bazılarının bahçesinde açan bir gül değildir

Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukcu, adaletin bazılarının bahçesinde açan bir gül olmadığını söyledi. Yargıçların yanlışlık yapmaya hakkı bulunmadığına dikkat çeken Karakullukcu, "Vatandaş geliyor bizi Allah'a havale ediyor. Bir havaleyi anlarım, ikiyi anlarım, üçü tolere ederim. Kararı veren hakimin yapacağı bir şey yok. Allah'ın 6-7 milyar kulu var, hep bizimle mi uğraşacak. Biraz kendimize dikkat etmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Danıştay'ın 145'inci kuruluş yıl dönümü ve 'Danıştay ve İdari Yargı Günü'nü münasebetiyle tören düzenlendi. Törende konuşma yaptıktan sonra metin dışında konuşmaya başlayan Karakullukcu, samimi bir havada düşüncelerini paylaştı.

Hukuku tarif etmenin hazırlanan metinlere bağlı kalmayı gerektirmediğini dile getiren Karakullukcu, "Adalet bazılarının bahçesinde açan bir gül değildir." dedi. Devletin bütün organlarının adaletin eşit dağıtılması amacını taşıdığını anlatan Karakullukcu, bunun için yasama organının milletin kendisine verdiği yetkiyle çok güzel yasalar, düzenlemeler yapabileceğini, ama yasaların uygulanmasının daha önemli olduğunu kaydetti.

"YEREL MAHKEME DANIŞTAY VE YARGITAY'A GÜVENEREK KARAR VERMEMELİ"

Yasaların uygulanması görevini hukukçuların üstlendiğini, yargıçların önüne gelen konularda ilk önce maddi olguyu tespit ettiğini ifade eden Karakullukcu, maddi olgunun tespitinde yanlışlık yapılması halinde hükmün de yanlış olacağının altını çizdi.

Kesinleşen yargısal kararların herkesi bağlayacağını belirten Karakullukcu, şöyle devam etti: "Karar veren hakim bile fark etse bunu değiştirme olanağı yok. Ne oluyor o zaman? Hak arayan 'adalet bu mu, bunu hak etmedim' diyor. Hükme rağmen birisi halen çırpınıyorsa ona kulak verilmesi gerekir. Yanlışlık yapmaya hakkımız yok. Ondan sonra vatandaş geliyor bizi Allah'a havale ediyor. Bir havaleyi anlarım, ikiyi anlarım, üçü tolore ederim. Kararı veren hakimin yapacağı bir şey yok. Allah'ın 6-7 milyar kulu var, hep bizimle mi uğraşacak. Biraz kendimize dikkat etmemiz gerekiyor. Yerel mahkemeler, temyiz mercii olarak Yargıtay ve Danıştay'a güvenerek karar vermemelidir. Siz en başta doğru karar vereceksiniz."

"HZ. İSA GÖKTEN İNİYOR HERHALDE DEDİM"

Bir siyasetçinin 'Mahkemenin yükseği, alçağı, yücesi olur mu? Buralarda kendilerini gökte zannediyorlar.' dediğini aktaran Karakullukcu, "Bunu bana sordular. 'Doğru söylemiş' dedim. Hakimin yükseği, alçağı yoktur. Olsa olsa aralarında tecrübe, kıdem farkı vardır." değerlendirmesinde bulundu.
Danıştay'da dava açılırken dilekçede 'yüksek mahkeme' yazıldığını aktaran Karakullukcu, bunun doğru olmadığını ve dilekçede böyle bir usul oluşturulduğunu söyledi.

Anayasa Mahkemesi'nin Yüce Divan Salonu'nda yapılan kuruluş yıl dönümü töreninde 'yükseklerden bir tıkırtı' duyduğunu dile getiren Karakullukcu, "Eyvah Hz. İsa gökten iniyor herhalde dedim. Başkanıma sordum, 'Onların tarzı öyle, burada oturuyorlar. Burası duruşma salonu' dedi. Biz de böyle bir uygulama yok. Gökte olanlar düşünsünler. Sayın Başkanım affına sığınıyorum. Alınganlık göstermesin." diye konuştu.

"ADALETİ, TERAZİYE GEREK YOK, EL YORDAMIYLA GÖZ KARARIYLA VERİYORUZ"

Konuşması zaman zaman gülüşmeler ve alkışlarla kesilen Karakullukcu, cübbelerini yenilediklerini, adaletin simgesi teraziyi de Danıştay amblemine koymayı düşündüklerini belirtti. "Baktık, amblemde teraziyi yerleştirecek yer yok. Oraya koyduk, buraya koyduk olmadı. Bazı arkadaşların görüşünü alalım dedik. Her kafadan ses çıktı." diyen Karakullukcu, "Hukukçuya bir şey sorulur mu? Sorduğuma, soracağıma pişman oldum. Yapamadık arkadaş, teraziyi koyamadık. Sordular, 'Siz nesiniz, yüksek mahkeme niye teraziniz yok' diye. 'Bize gerek yok' dedim, 'Niye gerek yok' dediler. Yok işte üstüme varma. Kardeşim biz o kadar güzel dağıtıyoruz ki adaleti teraziye gerek yok, el yordamıyla göz kararıyla veriyoruz işte. Öyle alışmışım ki gözüm kapalı bile bu işi yaparım, teraziye gerek yok." şeklinde konuştu.

Katılımcılara teşekkür eden Başkan Karakullukcu, sözlerini "Kurbağaya demişler 'niye konuşmuyorsun', 'çok konuşacağım ama ağzım su doluyor' demiş." şeklinde tamamladı.