Dolar

34,9501

Euro

36,6985

Altın

3.001,83

Bist

10.011,58

Başbakan Erdoğan: Demokratikleşme çaba gerektiren bir süreç

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokratikleşmenin uzun soluklu çaba gerektiren bir süreç olduğunu söyledi. Erdoğan, "Bölgedeki gelişmeler değerlendirilirken unutulmamalıdır ki; demokratikleşme uzun soluklu çaba gerektiren bir süreçtir ve bu süreçte i

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-05-10 10:50:28

Başbakan Erdoğan: Demokratikleşme çaba gerektiren bir süreç
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokratikleşmenin uzun soluklu çaba gerektiren bir süreç olduğunu söyledi. Erdoğan, "Bölgedeki gelişmeler değerlendirilirken unutulmamalıdır ki; demokratikleşme uzun soluklu çaba gerektiren bir süreçtir ve bu süreçte iniş çıkışlar yaşanması son derece tabiidir. Bazı olumsuzluklara odaklanarak, bölgenin geleceğine ilişkin karamsar bir bakış açısı sunmak yanlış olacaktır." ifalerini kullandı.

İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası 22. Yıllık Toplantısı açılış oturumunda konuşan Başbakan Erdoğan, yoksulluğun azaltılması ve ekonomik büyümenin sağlanması için canlı bir özel sektörün gerektiğini belirtti. Türkiye'deki büyümeye özel sektörün önemli katkısı olduğunun altını çizen Erdoğan şunları söyledi: "Yoksulluğun azaltılması, hayat şartlarının iyileştirilmesi ve ekonomik büyümenin sağlanması canlı bir özel sektör gerektirir. Nitekim, ülkemizin ekonomik büyümesindeki en önemli dinamik özel sektör yatırımları olmuştur. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'nın, üye ülkelerdeki özel sektöre sağladığı sermaye, bilgi ve ortaklık imkânlarının önemli düzeyde olduğunu biliyoruz. Bu vesileyle bankanın bölgesel ve küresel değişimlere uyum sağlama çabalarını takdirle karşıladığımı belirtmek isterim. Kosova'nın da Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'na üye olmasından büyük bir memnuniyet duyduk. Türkiye, genişleyen ve bölgesinde önde gelen uluslararası finans kuruluşlarından olan Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'nın faaliyetlerine olan desteğini sürdürecektir. Bankanın Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da sürmekte olan değişim ve dönüşüm sürecine destek olma noktasında benimsemiş olduğu aktif ve öncü rolü bilhassa takdirle karşılıyoruz. Bu sabah, dönüşüm sürecinde bulunan ülkelerin değerli hükümet başkanlarının ve sayın başkanın iştirakiyle, Güney ve Doğu Akdeniz ülkelerindeki iş ve yatırım imkânlarını ele aldığımız yüksek düzeyli bir etkinlik gerçekleştirdik. Toplantımızda bu Hükümetlerin politika önceliklerini dinledik. Bu toplantı, söz konusu hükümetlerin öncelikli reformlarının AİKB tarafından nasıl daha iyi desteklenebileceğini göstermek açısından yararlı oldu. Bölgedeki dönüşüm süreci, esasen bir demokratikleşme sürecidir ve bölgede tarihin normal akışına kavuşması, bölge halklarının 21. yüzyılla buluşması anlamına gelmektedir. Bu otokratik sistemlerden demokratik sisteme geçişin bir adıdır. Açıkçası, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Akdeniz havzasında tarihi gelişmelere şahitlik ediyoruz. Artık insanoğlu 'ben insanım benim iradem iktidar oluyor' diyor. Bölgedeki gelişmeler değerlendirilirken, unutulmamalıdır ki, demokratikleşme uzun soluklu çaba gerektiren bir süreçtir ve bu süreçte iniş çıkışlar yaşanması son derece tabiidir. Bazı olumsuzluklara odaklanarak, bölgenin geleceğine ilişkin karamsar bir bakış açısı sunmak yanlış olacaktır. Bu hataya düşmemeli, bölge halklarının ne istediğini doğru anlamalıyız. Bildiğiniz gibi, bölgedeki bazı hükümetler acil malî kaynak ihtiyacı içindedir. Uluslararası finansal yardım, bu ülkelerin likidite darlığına ve bankacılık krizine girmesini engelleyebilir. Uluslararası toplum, malî krizlerin önlenmesi ve beraberinde siyasi krizlerin ortaya çıkmaması için sorumluluk almalı ve bölge hükümetlerine azami desteği sağlamalıdır. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Yıllık Toplantısı'nın bu konudaki çabalara ivme vereceğine olan inancımı ifade etmek istiyorum.

Türkiye, bölgedeki demokratikleşme ve dönüşüm sürecini desteklemeyi sürdürecektir. Bu konudaki siyasi irademizi ve kararlılığımızı çeşitli vesilelerle dile getirdik. Dünya kamuoyunun iyi bildiği bu tutumumuz, bölgeyle ortak tarihi ve kültürel bağlarımız ışığında son derece tabii karşılanmalıdır. Biz, bölgenin ortak bir kaderi paylaştığına inanıyoruz.

Bu anlayışla, demokratik yollarla iş başına gelmiş yönetimlere önyargısız biçimde yaklaşarak, olabilecek azami desteği sağlamak gayretindeyiz.Gayemiz, sadece ve sadece bölgede kalıcı barışın, refahın, istikrarın temin edilmesidir. Açıkçası, Türkiye'nin güvenlik, huzur ve istikrarının, bunun yanında Avrupa'nın güvenlik, huzur ve istikrarının, tüm bölgenin durumu ile bire bir paralel olduğunu biliyor ve görüyoruz."

Haber Ara