Suriye'de petrolün yüzde 60'ı Kürtlerin denetiminde
Batı Kürdistan'ın büyük partisi PYD'nin eşbaşkanı Salih Müslim, petrolün yüzde 60'ının Kürtlerin denetiminde olduğunu söyledi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-09 12:06:27
Petrol kuyularının YPG tarafından korunduğunu ifade eden Müslim, Kürtlerin kendi tarihlerini yazdığını kaydetti.
PYD Eşbaşkanı'na göre Kürtler Ortadoğu'da yeni bir tarih yazıyor. Yanlış yazılmış tarihi düzeltmeye çalışan Kürtler, aynı zamanda bu tarihle bir hesaplaşma içerisinde.
Üçüncü yol olarak tarif edilen, Abdullah Öcalan'ın geliştirdiği demokratik özerklik projesine güvenen Kürtler, bugün Suriye'nin geleceği açısından kaçınılmaz bir güç haline geldiler. Kürtler bu savaş bölgesinde terazinin tam ortasında duruyorlar. Uluslararası ve bölgesel baskılara rağmen bu savaşın bir tarafı olmak istemiyorlar.
ANF'ye konuşan Salih Müslim, "Pozisyonumuz değişmedi. Halkımızı koruyoruz. Bazen devlet güçleriyle, bazen de silahlı gruplarla çatışmak durumunda kalıyoruz" derken, Kürtlerin Suriye Ulusal Koalisyonu'ndan kendi pozisyonunu netleştirmesini de beklediklerini sözlerine ekliyor.
Demokratik özerklik süreci yıllardan beridir raylar üzerinde. Ama Mart 2011'deki ayaklanma bu projenin hayata geçirilmesini hızlandırdı. Suriye rejimi de Kürt şehirlerinden çekilmek zoruna kalmadan önce, Kürtler tarafından oluşturulan, halk konseyleri, komiteler, bir askeri güç ve bir polis gücü gibi paralel yapılar karşısında çok zayıflamıştı.
DENETİMDEKİ KÜRT KENTLERİ
19 Temmuz 2012'den itibaren Kürtler kendi bölgelerinde dokuz kentin yönetimini tamamen ele geçirerek rejim güçlerini çıkardı. Bunlar Kobani, Afrin, Dirbesiyê, Amûde, Dêrik ve Girkê Legê ile, Kürtler, Araplar ve diğer halkların birlikte yaşadıkları Til Temir, Tirbespiyê ve Rimelan.
Türkiye ile olan sınırdaki Serêkaniye kentinde yoğun çatışmalar ardından Kürtler ile Özgür Suriye Ordusu arasında 17 Şubat 2013 tarihinde çatışmasızlık anlaşması yapıldı. Bu kentin idaresi sivil bir halk konseyi tarafından yürütülüyor. Rejim güçleri mevcut durumda sadece Qamişlo kentinde varlık gösteriyorlar. Batı Kürdistan'ın bu en büyük kenti de defakto olarak halk meclisi tarafından yönetiliyor. Geriye Kürtler açısından stratejik bir önemi olan büyük Haseke bölgesi kalıyor. Çok sayıda Kürt köyünün bağlı olduğu bu kent de Kürtler, tüm halkları halk meclisi kurulmasını ve rejim güçlerinin çıkarılmasını istiyor. Bunun için yoğun bir örgütlenme yürütülüyor. Haseki'nin askersizleştirilmesi Qamişlo'nun geleceği açısından stratejik bir öneme sahip.
ÖNEMLİ PETROL BÖLGELERİ
Kürtler, kendi bölgelerindeki petrol kuyularının denetimini de ele geçirdi. Birbirine komşu olan Rimelan, Til Koçer ve Cibis bölgeleri, Suriye'deki temel petrol yataklarını barındırıyor. Müslim, "Suriye'deki petrolün yüzde 60'ını barındıran bu bölgeler, YPG'nin kontrolünde" diyor ve ekliyor: "Üretim durmuş, kuyuları YPG'nin koruması altında."
Kürt bölgesi su, petrol ve gaz konusunda zengin bir bölge. Petrol ve gaz yatakları Cezire bölgesinde yoğunlaşıyor. Ancak, Baas rejiminin onlarca yıl sürdürdüğü ayrımcı ekonomik politikalar nedeniyle Kürtler halen de bu zenginliklerden yararlanamıyor. Tarım alanındaki zenginlikler dahil olmak üzere bölgenin tüm bu zenginlikleri, Şam ve Halep gibi şehirlere taşıyarak buralarda işledi. Batı Kürdistan'da fabrika, rafineri ve üniversite yok. 1962'de uygulamaya konulan ve Kürt nüfusunu Türkiye sınırı boyunca uzanan Cezire bölgesinden çıkarmayı hedefleyen "Arap Kemeri" politikası kapsamında, kitlesel göçler yaşandı, Kürtlerin toprakları ve kimlikleri ellerinden alındı.
Diğer petrol yatakları özellikle Deyr Ezzor bölgesinde bulunuyor. Silahlı grupların kontrolündeki bu bölgede, Müslim'e göre bir süre önce dokuz petrol kuyusu yandı. Müslim, "Mevcut durumda Suriye rejiminin elinde hiçbir petrol bölgesi kalmadı, ancak üretim de durdu" diyor.
Müslim, 5 Mayıs günü Londra'da düzenlenen bir panelde yaptığı konuşmada kimsenin topraklarında gözlerinin olmadığını belirterek, Kürt halkı olarak bütün amaçlarının "onurlu", "şerefli" ve "özgür" bir biçimde kendi topraklarında yaşamak olduğunu vurguluyordu.
Suriye'de bugün gelinen noktaya işaret eden Müslim, şöyle bir özet yapıyordu: "Suriye'de 26 aydır süregelen bir savaş hali var. 26 aydır Suriye içinde hesapları olan kesimlerin iktidar savaşı var. Bizim onlardan farklı stratejimiz var. Suriye Devrimi'nin Tunus, Mısır ve diğer devrimlere benzemediğini en başından biliyorduk. Muhalifler ve rejim karşıtları ise Esad rejimine altı ay ömür biçiyorlardı. Ama bugün iki seneyi geçmiş bulunuyoruz. Bunun ne kadar süreceğini de kimse bilmiyor (...) 26 aydır yaşanan savaşta kimsenin savaşla bir sonuç elde edemeyeceği anlaşıldı. Tarih ispatladı ki Suriye'de istikrar sağlanmayana dek Ortadoğu'da istikrar sağlanamaz. Bugün Kürtler ile Araplar arasında köprü görevini görüyoruz, Kürtler ile Arapların kardeşliğini bozmak istemiyoruz. Bu süreçte tarihsel rolümüzü yürüteceğiz."
SON VİDEO HABER
Haber Ara