'Sosyal ağlarda ve medyada iffetsizlik ayyuka çıktı'

Yazar Gülay Atasoy, Facebook, Twitter, Google+ gibi sosyal ağlarda ve medyada iffetsizliğin ayyuka çıktığını savundu. Bu durumu bir tuzak olarak yorumlayan Gülay Atasoy, "Özgürlüğün de bir sınırı olması gerekir. Böyle olmazsa hem birey hayatında, hem de toplum hayatında ciddi yıkımlara tanık oluruz. O yüzden özgürlüğün de yeşil, sarı ve kırmızı ışığı vardır. Gayri meşru hayattaki özgürlüğü baz almak toplum hayatında yıkımlara neden olabilir." diye konuştu. "İffet dediğimiz zaman sadece namus olarak anlaşılmasın. " dedi.

Moral FM'de yayınlanan Radyobüs programında medyanın birey ve toplum hayatına etkilerini yorumlayan Atasoy, şunları ifade etti:

"Tamam. İffet sözlük anlamı itibariyle cinsel konularda ahlak kurallarına bağlılık ve namus kavramını içeriyor. Ama ihlaslı bir mümin olma yolunda gözümüzün, kulağımızın, ayağımızın, kalbimizin ve diğer azalarımızın da iffeti ve iffetsizliği var. Mesela insanın kalbindeki iffet duygusu gidince her şeyi yapabilir hale geliyor. Bir toplumun temelini aile, ailenin de temelini anne oluşturur. Genç kız anne oluyor. Eğer siz bir neslin genç kızlarını elinden alırsanız o genç kızlar yarının anneleri olduğunda nasıl bir toplum oluşur? İffet konusunda hassas olmayan annelerin yetiştirdiği çocukları da iffetsiz olacaktır. Sağlıklı bir yapı olmayacaktır. O yüzden gençlerimizi eğitelim."

"TELEVİZYONDA GENÇ KIZLARA SALDIRI VAR"

Televizyonların yaptığı dizilerde özgür bireyler ve sınırsız aşk konusunun işlendiğine işaret eden Atasoy, "Sürekli televizyonda genç kızlara saldırı var. Onların duyguları ile oynanıyor. Genç yaşta arkadaşlık ve aşk konularına maruz kalan gençler arayış içine giriyorlar. Güzel bir genç kızın erkek arkadaşı olmaması çevresinden psikolojik baskı görmesine neden oluyor. O da bunun eksikliğini hissediyor. Bir delikanlı sevdiği genç kız kendisine yüz vermediği için intihar edebiliyor. O yüzden bu konuda hem yetkililerimize hem de ailelere çok büyük görev düşüyor. Gençlerin günaha ve hatalara düşecek ortamlardan uzak durması onların hayrına olacaktır. Burada da Allah'a iman ve Allah korkusu ön plana çıkıyor. Aile bir gence dini eğitimini verirse 'Beni gören bir Allah var. Melekler yaptıklarımızı yazıyor, öldükten sonra yaptıklarımın hesabını vereceğim.' diye bilirse daha hassas davranır." diye konuştu.