Almanya'da 2000-2007 yılları arasında 8'i Türk 10 kişiyi öldürmekle suçlanan aşırı sağcı Nasyonalsosyalist Yeraltı (NSU) terör hücresinin davası Münih'te başladı. Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşması yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleşti. Cinayetleri işleyen çetenin hayattaki son üyesi baş sanık Beate Zschaepe, duruşmadan yaklaşık 1 saat 20 dakika önce mahkemeye polis eşliğinde zırhlı araçla getirildi ve duruşma salonuna binanın garajından alındı. Cinayetlerde suç ortağı olmak, terör örgütü üyeliği ve kundaklama ile suçlanan 'Nazi gelini' lakaplı Zschaepe, mahkemede rahat tavırlarıyla dikkat çekti. Siyah bir takım elbiseyle salona getirilen Zschaepe, basına görüntü vermesinin ardından sırtını dönerek 45 dakika boyunca avukatlarıyla konuştu. Bu sırada avukatlarından biri Zschaepe'ye ciklet verdi. 'Nazi gelini' Zschaepe hiçbir şey olmamış gibi duruşma salonunda sakız çiğneyerek adeta gösteri yaptı. Zaman zaman avukatlarıyla şakalaştığı ve duruşmaya dizüstü bilgisayarla geldiği görülen Zschaepe, salonun hemen dışında yüzlerce gurbetçi vatandaş tarafından protesto edildi.
İKİNCİ DURUŞMA 14 MAYIS'TA
Baş sanık Beate Zschaepe'nin avukatları, mahkeme heyeti hakkında 'tarafsızlıklarını kaybettikleri iddiasıyla' reddi hakim talebinde bulundu. Bu talebi reddeden mahkeme duruşmayı 14 Mayıs tarihine erteledi.
Yüzsüz
Cinayetleri işleyen çetenin Beate Zschaepe dışındaki diğer üyeleri Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt, 4 Kasım 2011 tarihinde bir karavanda intihar etmişti. Bunların dışında Neo-Nazi çetesine yardım etmekle suçlanan diğer dört sanık, Holger G, Casrten S, Andre E ve Ralf Wohlleben de mahkemeye getirildi. Sanıklardan birinin gazetecilere sürekli yüzünü kapatması dikkat çekti.
606 şahit dinlenecek
Davanın yaklaşık 85 duruşmayla 2 yıl sürmesi bekleniyor. 606 şahidin dinleneceği davada, 80 kadar müdahili yaklaşık 60 avukat temsil ediyor. 5 kişinin 'sanık' olduğu davanın iddianamesi 488 sayfadan oluşuyor. Dava, Manfred Götzl başkanlığındaki beş asil hakimle yürütülecek. İlk duruşması 17 Nisan'da planlanan dava, Türk gazetecilerin bulunmaması nedeniyle Anasaya Mahkemesi'nin kararının ardından 6 Mayıs'a ertelenmişti.
Bırakın gireyim
Neo-Nazi çetesince öldürülen gurbetçi vatandaşların yakınları, dünkü davanın görüldüğü salonun çevresinde toplandı. Irkçı çeteyi protesto eden gurbetçilerden bazıları duruşma salonuna girmek istedi. Çevrede yoğun güvenlik önlemi alan Alman polisi, kurban yakınlarından akreditesi olmayanların içeri girmesine müsaade etmedi. Davanın, vitrine konulan Beate Zcshaepe ile kapatılamayacağını söyleyen göstericiler, Alman polisi ve istihbaratını suçladı.
Adil karar bekliyoruz
TBMM İnsan Haklarını Araştırma Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Türkiye'nin Münih Başkonsolosu Hidayet Eriş, komisyonun diğer üyeleri Kerim Özkul, Mustafa Erdem, AK Parti milletvekilleri Çağatay Kılıç ve Osman Can ile CHP'den Ali Kılıç sabah saatlerinde izleyicilerle sırada yer aldı ve duruşma salonuna girdi. Ancak Ayhan Sefer Üstün'ün de aralarında bulunduğu dört milletvekilinin kapıda 2,5 saat kapıda tepkilere neden oldu. CHP'li Mahmut Tanal da duruşma salonun küçük olmasını ve duvarda 'haç' bulunmasını sert biçimde eleştirdi. Kurbanların yakınları ve NSU terör hücresinin mağdurları da salona yan kapıdan alındı. Ayhan Sefer Üstün, 'Davanın başlamış olması sevindirici, çünkü başlangıçta davanın başına gelmeyen kalmadı. Artık yavaş yavaş işin esasına doğru yürüyor olması sevindirici. Tabii ki her şeyden önemlisi bu davanın sonunda adil ve vicdanları tatmin edecek bir kararın çıkması. Bunu bekleyeceğiz. Bunun takipçisi olacağız. Bu ancak çıkar ise herkes de görevini yapmış olacak' ifadelerini kullandı. Yenisafak