İzmir'de 182 dernek barış için toplandı

İzmir Barış İstiyor İnisiyatifi tarafından bir basın toplantısı düzenlendi. Taner İş Merkezi'nde bulunan Sağlıkçılar Lokali'ndeki toplantıya, barış metnine imza koyan dernek temsilcileri katıldı. İlde örgütlü sendikalar, İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, Mazlum-Der İzmir Şubesi, Alevi Bektaşi Dernekleri, DİSK Ege Bölge Temsilciliği, yöre dernekleri ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının imzaladığı "İzmir Barış İstiyor" başlıklı bildirge kamuoyuna açıklandı. Bildirgeyi dernekler adına okuyan Mazlum-Der temsilcisi Asya Arslantaş, "Adil, onurlu ve kalıcı bir barışa, ekmek ve su kadar ihtiyacımız var." dedi. Türkiye'de 30 yıla yakın süredir devam eden savaşın 10 binlerce kişinin yaşamını yitirmesine yol açtığını vurgulayan Arslantaş, ağır insan hakları ihlâlleri, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasının yanısıra 100 milyarlarca dolarlık ekonomik kayba, doğa ve kültür değerlerinin tahribine sebep olduğunu ifade etti. Arslantaş, "Nihayet savaş ve şiddet ortamının son bulabileceğine dair umutların yeşerdiği bir barış süreci yaşanıyor." şeklinde konuştu.

Bildirgede ayrıca bunca yıldır süren çatışma ve şiddet ortamına yol açan adaletsizliklerin son bulduğu, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, sosyal adaletin ve insan haklarına dayalı bir hukuk sisteminin tesis edildiği, bütün vatandaşların eşit haklara sahip olduğu, barış içinde ve birarada mutlu yarınlara ulaşmak için adil, onurlu ve kalıcı bir barışa ekmek ve su kadar ihtiyaç olduğu vurgulandı. Bildirgede şöyle denildi: "Biz aşağıda imzası bulunan, İzmir'de faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri, meslek odaları, sendikalar, dernekler, siyasi partiler, kadın ve gençlik kurum ve kuruluşları olarak öncelikle silahların susmasını, ama'sız bir barış sağlanarak analarımızın gözyaşlarının dinmesini istiyoruz. Bu amaçla başta Hükümet, TBMM'deki siyasal partiler ve Kürt siyasal hareketi olmak üzere bu ülkede ve İzmir ilimizde yaşayan vicdan sahibi herkesi daha fazla görev ve sorumluluk almaya, insan haklarını ve adaleti temel alan bir barış sürecini egemen kılmaya çağırıyoruz. Annelerin gözyaşı dinsin. Genç bedenler toprağa düşmesin. Bu hasret hepimizin. Yaşasın Barış."

İzmir'in barış istemediği söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını belirten İHD İzmir Şube Başkanı Adnan Kaya ise, "Yaşanan barış sürecine İzmir'den bir ses, bir nefes olmak için buradayız. İzmir'in, barış sürecine direnen kentlerden biri olduğu söyleniyor. Sivil toplum örgütlerini temsilen sizler buradasınız. Dolayısıyla bu söylem gerçekleri yansıtmıyor ya da biz yansıtmadığını kanıtlayacağız." dedi.

Memur-Sen İzmir Şube Başkanı Abdurrahim Şenocak da sendika olarak yıllardır temel hakların yerini bulması için mücadele ettiklerini belirterek, "Türkiye'de Kürt meselesi olarak ifade edilen konunun, temel insan haklarını ihlâl ettiğini hepimiz biliyoruz. Biz Memur-Sen olarak anadilin ana sütü gibi helâl olduğunu hep söylüyoruz ancak 75 milyon insanın yaşadığı acıları, aslında bu insanlar üretmedi. Bunun küresel aktörleri var. Popülizm yapan, günlük hesaplar içinde olan siyasi veya diğer oluşumlara da prim vermemek lazım. Barış için, huzur için herkesin üzerine düşeni yapmasını istiyoruz." diye konuştu.

Kürt meselesinin Türkiye'deki en temel meselelerden biri olduğunu ifade eden Mazlum-Der İzmir Şube Başkanı Suphan Erkan ise silahların sustuğu bu sürecin çok önemli bir fırsat olduğunu ifade ederek, "Türkiye'de uzun zamandır barışa olan inanç bu derece güçlenmemişti. İzmir'de ve Ege Bölgesi'nde barışa yönelik olumsuz bir tutum olduğu yönünde bir kamuoyu algısı var ancak durum böyle değil." dedi.