Irak savaşını kim kazandı
İngiltere’nin en saygın ve önemli gazetelerinden bir olan Financial Times’ta 12 Mart 2013 tarihinde yayınlanan bir makalede İran’ın Irak’taki en etkili dış güç olarak görünmesine rağmen Irak’taki savaşın gerçek galibi olarak Türkiye’nin olduğu ifade edilmiş ve bu da Türk şirketlerinin Irak’taki faaliyetlerine bağlanmıştı.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-04-25 15:57:56
2013 yılının Mart ayı içerisinde İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi ve İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Emir Abdullahian ayrı ayrı Irak’ı ziyaret etti. Ali Ekber Salihi, Necef’te din alimleri ile görüşürken, Abdullahian ise Iraklı yetkililerle Suriye ve Bahreyn’deki durumla ilgili görüş alışverişinde bulundu. 10 Mart 2013’te İran Petrol Bakanı Rostem Qassemi Irak’ın başkenti Bağdat’ı ziyaret ederek, Irak Başbakanı Nuri El-Maliki ile görüştü ve İran’ın Irak’a vereceği doğalgaz konusuyla birlikte iki ülke arasında yapılması planlanan ortak projeler konuşuldu. Ayrıca görüşmede 20 Temmuz 2013 tarihine kadar İran’dan
Irak'a gaz ihraç edilmesi konusunda da anlaşmaya varıldı. Nisan ayı başında ise İran İstihbarat Bakanı Haider Moslehi, Irak ziyaretinde Nuri El-Maliki, Irak İslam Yüksek Konseyi Başkanı Ammar El-Hekim, Irak Parlamentosu Başkanı Usame El-Nuceyfi ve Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Falah Feyyad ile görüştü. Moslehi görüşmelerinde İran’ın tecrübelerini Irak’a aktarmaya hazır olduğunu vurguladı. Ayrıca Bağdat-Tahran ilişkilerinin özellikle güvenlik alanında gelişmesi gerektiğine dikkat çekildi.
Diğer taraftan Iraklı yetkililer de İran’a ziyaretlerde bulundu ve çeşitli konularda anlaşmalar imzalandı. Şubat ayında Irak Serbest Ticaret Bölgeleri Genel Direktörü Sabah Saleh Al-Qaisi’nin İran ziyaretinde İran’ın Arvand Serbest Ticaret Bölgesi (FTZ) Direktörü Mohebat Raeesi ile görüşüldü. Görüşmede İran ile Irak arasında deniz ve demir yollarının geliştirilmesinin yanı sıra petrokimya ve rafineri konularını içeren bir anlaşma imzalandı. 6 Mart 2013’te Irak İçişleri Bakanlığını vekaleten yürüten Adnan El-Asadi, İran ziyaretin İran İçişleri Bakanı Mustafa Muhammed Najjar ile görüştü. Görüşmede özellikle iki ülke arasında yeni sınır kapıları açılması ile Irak polislerinin eğitimi ve teçhizat desteği sağlanmasını içeren yeni bir Mutabakat Muhtırası’nın (Momerandum of Understanding - MoU) hayata geçirilmesi konusunda anlaşmaya varıldı. 5 Mart 2013’te ise İran’ın başkenti Tahran’da yapılan görüşmeler sonucunda İran, Irak ve Suriye arasında telekomünikasyon alanında işbirliği anlaşması imzalandı. Anlaşmaya göre, ülkeler arasında veri alış-verişi ve sinyalizyon konusunda işbirliği yapılacak. Ayrıca İran’ın Irak’a internet desteği de sağladığı da biliniyor. Ayrıca 12 Mart 2013’te İran ve Irak Deniz Kuvvetleri arasındaki işbirliğinin genişletilmesi için bir anlaşması imzalandı. Anlaşma özellikle İran ve Irak Deniz Kuvvetleri’nin ortak tatbikatlar düzenlemesini öngörüyor.
Görüldüğü gibi İran-Irak ilişkileri son derece sıkı bir biçimde ilerliyor. İran ile Irak arasındaki ticaret hacmi de 2013 yılı itibariyle 10.7 milyar dolara ulaşmış durumda. 2013 yılı sonunda 12 milyar dolara yaklaşması bekleniyor. İran sadece Irak merkezi hükümeti ile değil Bölgesel Kürt Yönetimi ile de ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor. Ancak İran ve Irak merkezi hükümeti arasındaki ilişkiler her alanda üst düzeyde seyrediyor. 25 Temmuz 2011’de İran, Irak ve Suriye arasında imzalanan doğalgaz boru hattına ilişkin çalışmalar da Kasım 2012’de İran tarafından başlatıldı. Yaklaşık 1500 km olarak hesap edilen doğalgaz boru hattının İran tarafında kalan ve Asaluye’den çıkacak olan 225 metrelik kısmının tamamlanmak üzere olduğu ve Irak’a ilk doğalgaz sevkiyatının 2013’ün yaz aylarında yapılacağı açıklanmıştır. Boru hattının tamamlanması mevcut şartlar altında zor olsa bile hem İran-Irak yakınlaşması hem de İran’ın ambargoyu aşabilmek adına pazar ve sevkiyat yollarını çeşitlendirmesi açısından önemli bir adım. İran üzerindeki baskı ve Suriye meselesinin bu haliyle devam edeceği öngörüldüğünde İran-Irak yakınlaşması artacak gibi gözüküyor. Zira İran’ın Suriye politikasında Irak önemli bir aktör ve köprü vazifesi görüyor. Ayrıca Irak, ticari açıdan İran’ın dışa açılması için bir geçiş noktası da olabilir. Öte yandan İran’ın Irak’taki etkisinin devam etmesi, ABD’nin etkisini de zayıflatıyor. Nitekim 2003’ten sonraki süreçte ABD ancak İran’ın ikna olduğu durumlarda Irak’ta istediklerini yapabildi. Özellikle hükümet kurma süreçlerinde bu durum açık biçimde ortaya çıktı. Burada asıl mesele İran-Irak işbirliği bir ittifaka hatta kutba dönüşecek mi? Sonuç olarak İran-Irak ilişkilerinin seyri, bölgenin geleceği açısından da önemli bir parametre. İran-Irak ilişkilerindeki yakınlaşmanın ittifaka ya da kutuplaşmaya dönüşmesi Türkiye açısından da bir çelişki yaratabilir.
(ORSAM)
Haber Ara