Dolar

34,9506

Euro

36,7098

Altın

2.987,32

Bist

10.099,78

AÜ'den 'gama ışınları ile atom çekirdeğinden nötron ve proton koparma' deneyi

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) dünyada 'nükleer fiziğin' en temel deneylerinden biri olan 'gama ışınları ile atom çekirdeğinden nötron ve proton koparma' deneyini yaptı. Söz konusu çalışmanın Türkiye'de ilk defa gerçekleştirildiği belirtildi.

Ant

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-04-19 12:16:40

AÜ'den 'gama ışınları ile atom çekirdeğinden nötron ve proton koparma' deneyi
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) dünyada 'nükleer fiziğin' en temel deneylerinden biri olan 'gama ışınları ile atom çekirdeğinden nötron ve proton koparma' deneyini yaptı. Söz konusu çalışmanın Türkiye'de ilk defa gerçekleştirildiği belirtildi.

Antalya'nın Alanya ilçesinde yapılan Üniversitelerarası Kurul Toplantısı (ÜAK)'nda, AÜ Fen Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Boztosun, AÜ Fen Fakültesi Fizik Bölümü ile Nükleer Bilimler Araştırma ve Uygulama Merkezi öğretim üyelerinin yaptığı deneyle ilgili açıklama yaptı. Konaklı Kongre Merkezi'nde yapılan toplantıda, konuk rektörlere deney hakkında bilgi veren Prof. Boztosun, deneyi kendi makine teçhizatları ve kendi hazırladıkları hedef çekirdekler ile yaptıklarını belirtti.

Söz konusu çalışmada, bu dönüşümlerin yan ürünü olarak pozitron formundaki küçük miktarlarda anti-madde oluştuğunu kaydeden Boztosun, yeni oluşan atom çekirdeklerinden yayılan gama ışını, madde (elektron) ile anti-maddenin (pozitron) birleşiminden çıkan saf enerjinin, germanyum gama ışını dedektörü ile tespit edildiğini söyledi. Prof. Dr. İsmail Boztosun, deneyde atom çekirdeklerinin her birine ait karakteristik enerji seviyelerinin gözlendiğini ve bunların oluşumlarının yüksek güvenilirlik derecesinde ispatlandığını belirtti.

PROF. ÇETİNSAYA: ÇÖZÜM SÜRECİNDE ÜNİVERSİTELER DE OLMALIDIR

Üniversitelerarası Kurul Toplantısı'nın 213'üncüsüne katılan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, üniversitelerin çözüm sürecine katkı koyması gerektiğini kaydetti. Üniversitelerin ve yükseköğretim camiasının bu sürecin bir parçası olduğuna dikkat çeken Prof. Çetinsaya, iki yönlü bir mekanizmada çalışmanın şart olduğunu ifade etti. Çözüm sürecine katkı koymanın öncelikle vatandaş görevi olduğunu ifade eden Çetinsaya, "Aydınlar ve entelektüeller, üniversitelerimizin fonksiyonları gereği önemlidir. Üniversitelerin topluma hizmet fonksiyonu da vardır. İşte bütün bunlarla üniversitelerimiz bu süreçte bir rol oynamalı." dedi.

Üniversitelerin, çözüm sürecine hem söylem hem işleyiş hem de toplumsal olarak katkıda bulunulabileceğini belirten Prof. Çetinsaya, bu sürecin bir parçasının da kampüslerin olabileceğini dile getirdi. Çalıştayların, toplantıların, bilimsel araştırmaların konusu haline gelebilebileceğini vurgulayan Çetinsaya, "Bulunduğumuz illerdeki tartışmaların, mekanizmaların bir parçası olabiliriz. Öğrencilerle olan diyaloglarımızda bunu da gündeme almalıyız." diye konuştu.

Türkiye'nin önemli bir dönüm noktasından geçtiğini dile getiren Prof. Çetinsaya, son 200 yıllık Türkiye tarihinin dönüm noktalarından birinin yaşandığını söyledi. Çetinsaya, bunun, ileride, geriye dönüp bakıldığında daha iyi anlaşılacağını dile getirdi. Geçmişte üniversitelerin bu konuda geride kaldığını, çekingen davrandığını kaydeden Prof. Çetinsaya, bu konuda doktora yapanların, doçentlik tezi hazırlayanların cezalandırıldığını ifade etti. Bu yüzden meslektaşlarında ve kendilerinde çekingenlik oluştuğunu dile getiren Çetinsaya, "Bugün artık farklı bir Türkiye'deyiz, farklı bir dünyadayız. Bizler bunları araştırma konusu yapmalı, tekrardan sınıflarımıza taşımalıyız diye düşünüyorum." şeklinde konuştu.

ÇETİNSAYA: ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMALIYIZ

Türkiye'nin önünü açacak olan üniversitelerin kamu-toplum işbirliğini yürütüp, en ileri seviyeye ulaştırması gerektiğini dile getiren Prof. Çetinsaya, ulaşılacak toplumsal barış sürecinde üniversitelerin de bilimsel araştırmalarıyla önünü açacağına dikkat çekti. Üniversitelerin, bu sürecin parçası olması gerektiğini belirten Prof. Çetinsaya, "Birlikte Türkiye'nin bu büyük dönüşüm noktasında elimizi taşın altına koymalıyız. Nasıl Türkiyemiz normalleşiyorsa, yüz yıllık, iki yüz yıllık bagajlarından kurtuluyorsa, bizler de artık normalleşmeliyiz, dünyanın çağdaş üniversitelerine dönüşmeliyiz."

Haber Ara