Hutbe-i Şamiye Sempozyumu sonuç bildirisi açıklandı

Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ), Risale Akademi, İstanbul İlim ve Kültür Vakfı (İİKV) ile Akademik Araştırmalar Vakfı (AKAV) tarafından düzenlenen 'İslam dünyası ve küresel barış konulu' 1. Uluslararası Hutbe-i Şamiye Sempozyumu sona erdi. 3 gün önce Mardin'de başlayan 13 oturum halinde gerçekleştirilen sempozyuma Türkiye'den 26, İngiltere, Amerika, Mısır, Hindistan, Nijerya, Azerbaycan, Irak, Singapur, Cezayir ve Suriye'den de toplam 17 bilim adamı katıldı.

    Sempozyum sonunda sonuç bildirisi okundu. Sonuç bildirisini okuyan Akademi Araştırma Vakfı Başkanı Prof. Dr . Gürbüz Aksoy, Said Nursi'nin (1876-1960), 1911 Baharında Şam Emeviye Camii'nde Arapça olarak verdiği uzun hitabede (Hutbe-i Şamiye), İslam Dünyası'nın 6 temel hastalığından bahsettiğini ve kendi tabiriyle 'Kur'an eczanesinden bir reçete' olarak Hutbe-i Şamiye'yi sunduğunu ifade etti. Bu hutbede Müslüman dünyasının ittihadına esas teşkil edecek maddi ve manevi terakkinin önündeki engellerin sıralandığını ve bunların nasıl aşılabileceğinin anlatıldığını belirten Aksoy, "Dikkatle incelendiğinde, Müslüman dünyasının neredeyse tamamının sömürgeleştirildiği, Osmanlı devletinin de parçalanma sürecine girdiği 'zor' ve 'karanlık' bir zamanda dile getirilen ümit verici hususlara ilişkin tespit ve tasvirlerin günümüzde de son derece geçerli olduğunu söylemek mümkündür. Bu tasvir, daha iyi bir geleceğe olan inancın yıkıldığı, Müslümanların iman kardeşliğinin beraberinde getirdiği kardeşlik hukukuna aykırı olarak ferdi ya da nevi ben-merkezlilikten kaynaklanan dünyevi çatışmaların içinde yitip gittiği, siyasi, toplumsal ve bilimsel istibdadın imanın bir hassası olan hürriyeti boğduğu, hem dinden hem de yaratılıştan gelen kardeşlik bağlarının unutulmaya terk edildiği ve gelecek ufkunun ben merkezli hamiyetle sınırlandığı bir vasatta, Osmanlıyı oluşturan unsurları insaniyet-i kübraya isal edecek bir birlikteliğin nasıl inşa edileceğini ele alır." dedi

    Aksoy, şöyle konuştu: "Hıristiyan-seküler Batı dünyasının sömürgeci yüzüne karşı mukavemeti desteklerken, Onun medeni yüzü ile diyalog zeminini manevi cihad kavramı üzerinden yeniden tesis eder. İnsaniyet-i Kübra anlayışına dayalı yeni bir sosyo-politik ve küresel diriliş manifestosu olarak Hutbe-i Şamiye, 11 Eylül sonrasında çatışma eksenine demirleyen Müslüman dünya ve Batı arasındaki ilişkilerin, Arap Baharının Demokratik İslam Baharına dönüşümü sürecinde, yeniden diyalog ve barış eksenine oturtulması için küresel bir istikametin ipuçlarını da barındırmaktadır." diye konuştu

    1. Uluslararası Hutbe-i Şamiye' Sempozyumu'nda çıkan sonuç bildirisini salondakilere okuyan Akademi Araştırma Vakfı Başkanı Prof. Dr . Gürbüz Aksoy şunları aktardı: "İslam dünyasının hizmetine sunmak üzere akademik camia, Bediüzzaman'ın özelde Hutbe-i Şamiye'de genel itibariyle tüm risalelerde geçen çözümlerin güncel yorumunu ortaya koymalı ve pratiğe dönüştürmelidir..İslam dünyasının küresel barış unsuru olarak inşasında Türkiye'deki çözüm sürecinin başarıya ulaşması hutbe-i şamiye ruhunun tezahürlerinden biri olacaktır. Arap baharının doneleriyle perçinleşerek islam-insanlık baharına mukaddime olması Hutbe-i Şamiyede önerilen ilkelere riayetle mümkündür. Müslümanlar arasında ve Müslümanlar ile insanlık kümesi arasındaki ilişkilerin barış üzerine müesses olması şiddetsizliğin evrensel bir ilke olarak kabulü ve müsbet hareketin inşasıyla mümkündür. Uluslararası ilişkiler, stratejikler siyasi bilimciler, hükümetler, devletler iktidarlar üniversiteler, STK'lar, iş dünyası günümüz sorunlarını çözmekte İzzetiye İslamiye'nin şuuruyla Şam'da yazılan bu hutbeyi dikkate almalıdırlar. Müslüman dünyanın hastalıkların ve ortaya konan çözüm önerilerinin etraflıca ayrı ayrı ilmi ortamlarda değerlendirilmesi gerekmektedir. Suriye'de akan kanın durdurulması ve diğer İslam ülkelerindeki sıkıntıların, kendi aralarındaki etnisiteye iktidar kavgalarının giderilmesi, güç eksenli yönetim anlayışlarının yerini makul, katılımcı bir ortama bırakması gerekmektedir."