Dolar

34,9528

Euro

36,6412

Altın

3.002,91

Bist

10.005,28

'Anlaşmazlıkların çözümü için İzmir'den kapı aralandı'

İzmir'de iki gün süren 4. Hukuk Kongresi sona erdi. Hukuk Bilimleri Araştırma Merkezi, Gediz ve Dokuz Eylül üniversitelerinin ortaklaşa düzenlediği kongrede, "Anlaşmazlıkların Barışçı Yöntemlerle Çözümü" konuşulup tartışıldı. İkinci günün ilk oturumu

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-04-12 13:17:40

'Anlaşmazlıkların çözümü için İzmir'den kapı aralandı'
İzmir'de iki gün süren 4. Hukuk Kongresi sona erdi. Hukuk Bilimleri Araştırma Merkezi, Gediz ve Dokuz Eylül üniversitelerinin ortaklaşa düzenlediği kongrede, "Anlaşmazlıkların Barışçı Yöntemlerle Çözümü" konuşulup tartışıldı. İkinci günün ilk oturumunu, Yargıtay Onursal Başkanı Nazım Kaynak yönetti. Mahkemelerde iş yükünün çok ağır olduğunu ve hafifletilmesi gerektiğini vurgulayan Kaynak, bunun yargı dışı yollarla sağlanması gerektiğini ifade etti. Konferansta Avrupa ve ABD'de uygulanan sistemler üzerine konuştuklarını belirten Kaynak, "Hakem ve komisyonlar vasıtasıyla bazı basit davaların mahkemelere gitmeden çözülmesi gerektiği şeklindeki görüşleri değerlendirdik." dedi. Konferansa konuşmacı olarak katılan Maliye Bakanlığı Müşavir Hazine Avukatı Leyla Adalı, sulhun ortak hükümleri hakkında bilgi verdi. Adalı, sulhun yargının daha hızlı işlemesine yardımcı olduğunun altını çizdi. Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlker Çolak da idari uyuşmazlıkların yargı dışı çözüm yolları hakkında bilgi verdi. Konuşmacılardan Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Karakoç ise dava sayısını azaltmada en etkili yolun uzlaşma olduğuna dikkat çekti. 4. Hukuk Kongresi'nin uluslararası nitelikle bir kongre olduğunu, uyuşmazlıkların yargıya nasıl ve hangi yollarla daha az intikal ettirileceği konusunu kamuoyuna anlatmak için düzenlediklerini belirten Karakoç, "Amacımız, dava ve dosya sayısının olabildiğinde az olarak mahkemelerde toplanmasını sağlamanın yollarını aramaktı. Bu iş aslında hukukçuların işi değil. Toplumda çatışma varsa, her anlaşmazlık uyuşmazlık haline getirilip mahkemelere intikal ettiriliyorsa hukukçu, uyuşmazlık haline geldikten sonraki aşamasıyla ilgilenir. Aslında uyuşmazlık haline gelmeden önceki aşamaları bana göre psikologlar, sosyologlar ve sosyal psikologların düşünmesi gerekiyor. Buna çare araması gerekiyor. Hukukçular olarak biz en azından böyle bir sorunumuz olduğunu, bu soruna çare aranması gerektiğini İzmir'den duyurmaya çalıştık." dedi. Bu tür konuları kendine vazife edinecek kişilerin toplumda gerilimi, zıtlaşmayı azaltacak girişimlerde bulunması gerektiğine dikkat çeken Karakoç, İzmir'de bazı okullarda arabuluculuk eğitimlerinin başlandığını ve 4 bin öğrenci arabulucu yetiştiğini belirtti. Arabulucuların sayısının 100 binlere ulaşmasıyla Türkiye'de yargının iş yükünün kalmayacağını ifade Karakoç, "Arabulucular sayesinde anlaşmazlıklar, uyuşmazlık haline gelmeden çözülecek. Yargı da uyuşmazlık niteliği taşıyacak konularla ilgilenecek." dedi. Mahkeme sayısı, hakim sayısı ve mahkeme binalarını arttırarak çözüm bulunamayacağını da vurgulayan Karakoç, "Türkiye dünyanın en kalabalık ülkesi olmamasına rağmen, İstanbul en kalabalık şehri olmamasına rağmen Avrupa'nın en büyük adliye sarayı Çağlayan'da, dünyanın en büyük adliye sarayı Kartal'da hizmet yapmakta. Adliye saraylarını çoğaltarak sorunlarımızı azaltamayız, toplumu huzurlu kılamayız. O nedenle yargının dışında toplumu mutlu edecek, huzurlu kılacak yollar aramalıyız. Bu toplantıları bu amaçla yapıyoruz, inşallah başarılı olur. Umarım toplum da bize ses verir." diye konuştu.

Konferansın sonuç bildirgesinde ise insanın doğası gereği anlaşmazlık ve uyuşmazlığın olduğu vurgulanarak, "Hukuk devletinin görevi, bu anlaşmazlıkları toplumsal barışı bozmadan, hukuk devleti ilkelerine uygun olacak şekilde çözmek, çözüm için uygun yolları açmaktır. Her uyuşmazlık, yeni bir uyumsuzluk doğurmamalıdır." denildi. Anlaşmazlıkları çözmenin birçok yöntemi bulunduğu ancak devlet yargısının çözüm için gerekli ve zorunlu olduğu, vazgeçilemeyeceği ifade edilerek, "Hukuken mümkün olan alanlarda anlaşmazlıkları yargıya taşımadan çözmenin sosyal, psikolojik, ekonomik ve hukuki yönden birçok yararı vardır ancak bu yöntemler, bugün gereği gibi bilinmemekte ve uygulanmamaktadır." vurgusu yapıldı. Bütün hukukçuların işbirliği yaparak anlaşmazlıkların barışçı çözümüne katkı sağlaması çağrısı yapıldı. Barışçı yöntemlerin uygulanması ve etkinliği için iyi işleyen bir devlet yargısının da vazgeçilmez olduğu, yargıya gerekli önemin verilerek sıkıntılarının çözülmesi gerektiği gerektiğini bildirgede yer aldı.

Haber Ara