Dolar

34,9441

Euro

36,5861

Altın

3.016,50

Bist

9.991,50

Doğu Ergil: Mavi Marmara özrü Türkiye'nin başarılı politikasının bir sonucu

Fatih Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğu Ergil, İsrail'in Mavi Marmara saldırısı ile ilgili Türkiye'den özür dilemesini önemli bir gelişme olarak yorumladı.




Doğu Ergil, özrün Türki

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-03-25 08:52:28

Doğu Ergil: Mavi Marmara özrü Türkiye'nin başarılı politikasının bir sonucu
Fatih Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğu Ergil, İsrail'in Mavi Marmara saldırısı ile ilgili Türkiye'den özür dilemesini önemli bir gelişme olarak yorumladı.




Doğu Ergil, özrün Türkiye'nin ulusal ve uluslararası arenada yürüttüğü başarılı politikanın sonucu olduğunu vurguladı.

Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda yapılan silahlı saldırıda Türkiye Cumhuriyeti uyruklu 9 kişinin yaşamını yitirdiğini aktaran Ergil, İsrail askerlerinin suçlarının sabit olmasına rağmen 3 senedir özür dilemekte ayak dirediğini de ifade etti.


Ergil, Netanyahu'nun özrünün hemen kotarılmış bir anlaşma izlenimi vermiş olmasına rağmen arkasında aylar süren bir fikir ve metin alışverişi olduğunu dile getirdi. Ergil, "Mesajlar gitmiş gelmiş, pazarlıklar yapılmış ve Türkiye'nin istekleri sonunda kabul görmüştür. İsrail hükümeti ya d ülkesi adına Türkiye'den dilenen özrün yanında maktullerin ailelerine tazminat ödenmesi ve Gazze ambargosunun askeri gereçler dışında ihtiyaç malzemesi girmesi için yumuşatılması karşılığında Türk hükümeti, saldırıya katılan İsrailli askerlere ilişkin yasal işlemleri durdurmayı ve İsrail'le tam diplomatik ilişkiyi başlatmayı kabul etti." dedi.

Türkiye-İsrail anlaşmazlığının sürdüğü 3 sene içinde Arap Baharı rüzgârı ile beraber pek çok diktatörün devrildiğini ve bahar rüzgârının Suriye'de esmeye başladığını anlatan Ergil, "Değişen rejimlerin hepsi İslami eğilimli ve İsrail karşıtıydı. İsrail kendisini eskisinden daha yalnız ve tehdit altında hissetti. Yeni Mısır hükümeti İsrail'e mesafeli dururken kuzey sınırında Suriye'de de benzer bir yönetimin iş başına gelmesi mukadder. Suriye'nin yeni yönetiminin temelleri Türkiye'de atılıyor. Belli ki Türkiye'nin Suriye'nin geleceğinde ağırlığı olacak." ifadelerini kullandı.

Eski müttefiki Türkiye'nin karşıt kampta bulunmasının İsrail'in güven sorununu artıracağına vurgu yapan Profesör Ergil, şöyle devam etti:

"Bu durumu ABD Başkanı Obama Tel Aviv'e pek çok kez hatırlattı. İsrail'in bunu anladığı an Esed'in düşmesi halinde kimyasal ve diğer (biyolojik) kitle imha silahlarının radikal unsurların eline geçeceğini kavradığı andır. Aynı endişe Türkiye için de geçerli. Suriye'de kontrol edilmesi zor çeşitli radikal örgütler var. Sözü edilen stokların bu grupların eline geçmesi ya da Şam'ın düşerken bunların bir bölümünü Hizbullah'a aktarması olası. Ama aynı silahların, silahlı varlığını Türkiye dışında sürdüreceği anlaşılan PKK yandaşlarının eline geçmesi de Türkiye'yi tehdit eder. Bu tehlikenin Suriye'nin komşusu olan her iki ülkeyi çıkar ortağı yaptığı söylenebilir."

Ergil, "Nitekim İsrail Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Yaakov Amidror, "Türkiye ile ilişkilerimizin seviyesini artırarak Suriye konusunda daha fazla iş birliği yapmak ve İsrail'e Ortadoğu'da ve başka yerlerde daha geniş bir hareket alanı kazandırmak istedik" demiştir. Amidror ayrıca, NATO ile ilişkilerini geliştirmek istediklerini ama üye olan Türkiye'nin bu girişimlerini veto etmesi nedeniyle bunun mümkün olmadığını eklemiştir." dedi.

Ergil, içerde PKK, dışarda İsrail ile anlaşan Türkiye'nin bölgesinde hatırı sayılır bir güç olmaya aday haline geldiğini ve bu şansı iyi kullanması gerektiğini sözlerine ekledi.

Haber Ara