Diyarbakır'dan Erdoğan'a tam destek: O zehri beraber içeriz!
Başbakan Erdoğan gözünü kararttı, bundan önceki hiçbir hükümetin göstermediği cesareti gösterip, baldıran zehrini içmeyi göze alarak gövdesini Kürt sorunun çözümü için taşın altına koydu. Atılan tarihi adım ile gerçekleştirilen müzakereler sonrasında ilk defa Kürtler arasında gözle görülmeye değer bir umut baharı yaşanmaya başlarken, bölgeden Başbakan Erdoğan'a da tam destek geldi: Baldıran zehrini ya birlikte içeriz ya da içirtmeyiz…
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-03-25 10:47:55
Hükümet, Türkiye için 30 yıldır adeta kangren haline dönüşmüş olan Kürt sorununu çözmek için elini, hatta gövdesini taşın altına sokarak tarihi bir adım attı. Geçtiğimiz aylarda BDP'nin gerçekleştirmiş olduğu İmralı ziyaretleri sonrası Abdullah Öcalan tarafından hazırlanan mektup, 21 Mart'ta Diyarbakır'da yüz binlerce insanın akın ettiği meydanda, BDP'li vekiller tarafından okundu.
Öcalan mektubunda bu zamana kadar hiçbir şekilde dile getirmediği ve bazı çevreleri şaşırtan bir çağrıda bulundu.
Mektupta ilk defa İslam Birliği vurgusu yapılırken, Özerk devlet talebinden vazgeçilerek demokratik Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında yaşama çağrısı yapıldı ve Öcalan, örgüt elemanlarına ‘silahları bırakarak ülkeyi terk edin' emri verdi.
Öcalan'ın bu çağrısına çok geçmeden örgütün üst düzey yöneticilerinden de yanıt geldi. Örgütün önde gelen isimlerinden Murat Karayılan, Almanya'nın Bonn şehrinde kutlanan Nevruz etkiliğinde Öcalan ile aynı yöntemi kullanarak verdiği mesajda PKK'nın 23 Mart'tan itibaren ateşkes ilan ettiğini açıkladı.
Ani bir şekilde gelişen tarihi adımların atıldığı bu süreç, ülkenin büyük bir bölümünde memnuniyetle karşılanırken belli bir kesim tarafından ise tepki gördü. Bu işin bitmesini ve akan kanın durması isteyenler süreci bir fırsat olarak değerlendirip, Başbakan Erdoğan'ı tarihi bir lider olarak nitelendirirken, öte taraftan sürece mesafeli duran kesim ise ani gelişen bu tabloyu tamamıyla reddetmekle yetindi.
Ancak görünen bir gerçek var ki, süreç bu işten en çok etkilenen ve yara alan kişilerin yaşadığı Doğu ve Güney Doğu Bölgesi'nde umuda ve büyük bir mutluluğa yol açtı. Haber7.com, çözüm süreci sonrasında yaşananları ve halkın, STK'ların, işadamlarının ve kanaat önderlerinin atılan adımları nasıl değerlendirdiğini yerinde öğrenmek için bölgenin nabzını tuttu.
İlk adres çözüm süreci açısından büyük bir öneme sahip olan bölgenin en büyük illerinden Diyarbakır… Atılan adımlar sonrası 1.5 milyon nüfuslu şehrin sokaklarında adeta bahar havası yaşanıyor. Halk beklenmedik bir şekilde gelişen süreç karşısında mutlu ve umutlu bir ifade ile şaşkınlığını gizleyemezken, atılan adımların da sonuna kadar destekçisi olacağının ve ‘Baldıran Zehir'ine ortak olacağının sözünü veriyor.
Haber7.com bölgenin nabzının tutmak üzere STK'lara, kanaat önderlerine, işadamlarına ve halka, gelişmeler hakkında neler düşündüğünü sordu. Alınan cevaplardan çıkan ortak kanaat ise, ‘Barış' oldu.
İşte bölgenin ileri gelenlerinin sürece yönelik yorumları:
BAYRAĞIN OLMAMASI HATAYDI!
Fırat Diyalog Grubu Diyarbakır Şube Başkanı Muhittin Batıllı:
Biz her halukarda barışı istiyoruz. Bütün platformlarda barış isteğimizi dile getiriyoruz. Barış konusunda PKK ve BDP dışında Kürt grupların da işin içinde olması lazım. Nevruzda Türk bayrağının olmaması bilinçli yapılan bir şey değildi. Bu kadar tepki toplayacağını bilseydik yanımızda götürürdük. BDP camiası bu süreçte Öcalan'a güveniyor ancak, Kürtlerin çoğunluğu Erdoğan'a da güveniyor. İslam âleminin birliği Güneydoğu'dan geçer. Türkiye'nin büyümesi bu sorunun çözülmesinden geçer.
PKK KANDİLE DOĞRU YOLA ÇIKTI BİLE
Ahmet Ay - Ortadoğu Çözüm Platformu Dönem Başkanı( Aktivist -yazar) :
Mektubun içeriğiyle ilgili inanılmaz bir umut ve sevinç var. Artık Kürt'ler bir asimilasyona uğramayacaklarını artık anladı. Öcalan'ın İslam kardeşliğinden bahsetmesi Kürtler için inanılmaz bir mutluluktu. Bu süreçte bağımsız özgür Sosyalist Kürdistan talebinden, daha özgür ve daha demokrat bir Türkiye'nin inşası söz konusu… Kürtler Suriyeli Iraklı kardeşlerimizin de Türkiye'nin ağabeyliğinde daha demokratik bir müreffeh bir ortamda yaşasınlar talebinde bulunuyorlar. Kürtler -Türklerle ebedi kardeşliğin bin yıllarla taçlanmasını istiyordu. Öcalan tam da bunu söyledi. Kürtler gayet umutlu ve mektubun içeriğini çok sevdi. Bizim bir kaygımız yok. Artık bu yolun dönülmez bir yol olduğuna inanıyoruz. Ve canı gönülden destekliyoruz. Bunu benden duyun PKK Kandile doğru yola çıktı bile. PKK sınır dışına çıkacak ve silahlarını toprağa gömecek. Burada hükümete düşen şey ise herkesin kendini içinde bulabileceği sivil bir anayasadır. Herkesin ve her kesimin ihtiyaç ve taleplerini karşılayabilecek, daha özgür bir sivil anayasa şart…
O ZEHRİ BAŞBAKANA İÇİRTMEYİZ, GEREKİRSE BERABER İÇERİZ
Kürtler bu süreçte sayın Başbakanın ‘'gerekirse baldıran zehri içerim sözünü''nün Başbakan'a asla ağır bir faturaya dönüşmemesi için elinden gelen her şeyi yapacak. Ben de bir yazımda belirtmiştim; o zehri Başbakana içirtmeyiz, ama gerekirse beraber içeriz o zehri. Kürtler, Başbakanın o Zehri içmeyerek adilane ve kardeşliğe yaraşır bir şekilde çözümünden yanadırlar ve bekliyorlar. Allah korusun gerekirse o zehri birlikte içmeye hazırdırlar.
ULUDERE OLAYI BAŞBAKANA GÜVENİ ZEDELEMEDİ
Kürtler Başbakanı samimi buluyor. Bu konuda asla bir güvensizlik söz konusu değil. Ama bazen Uludere gibi Başbakan'ın da asla razı olmadığı olaylar olabiliyor. Bu bazen Kürtler arasında burukluk yaratmıştır, ancak Uludere Kürtlerin Başbakan'a güvenlerini asla zedelemedi.
SİZ HİÇ SABAHLARA KADAR NAMAZ KILAN BİRİNİ GÖRDÜNÜZ MÜ?
BDP'li Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş:
Herkesin bir sorunu var o da özgürlük sorunu. Ben siyaset yapmak istedim ama tutuklandım o yüzden oğlum dağa çıktı. Şimdi o çocuğum iyi bir okulda okudu, iyi bir tiyatro öğrencisiydi, iyi bir bilgisayar kullanıcısı idi. Ama çocuğumun ekonomik kaygıları yoktu, onun tek isteği özgür olmaktı. İnsan ekmeksiz, susuz yaşar ama özgürlük olmaz ise insan yaşayamaz, onun için benim oğlum gitti. Evimin üzerinden her gün uçaklar geçiyor ve eşimle ben sabaha kadar uyuyamıyoruz. Eşim sabaha kadar namaz kılıyor. Hiçbir insanın siz sabah kadar namaz kıldığını gördünüz mü?. Niye kılıyor namaz çocuklar artık ölmesin diye. Binlerce Türk ve Kürt ailesi uykusuz geceler geçiriyor. Bu acıları yaşatan ‘tekçi' sistemdir. Ama şimdi barış süreci gelişiyor, şimdi yüzümüz gülüyor, geceleri rahat uyuyabiliyoruz. İşte o yüzden 21 Mart'ta tarihsel bir süreç yaşadık. Artık ‘öl öldür' yerine ‘yaşa ve yaşatı' niye esas almıyoruz. 40 bin öldü bir 40 bin daha mı ölsün! istiyor bu kan emiciler. Yetmedi mi… O Nevruz alanına gelen annelerin babaların Allah'ım bugünleri de mi görecektim deyişini çok mu görüyorlar… Ne istiyoruz, bu ülkenin bütünlüğü içinde eşit bir yurttaş olarak yaşamak istiyoruz. Bu bir fırsattır. Hükümetin yaptığı açıklamalarda pozitif ve iyimserdir. Farklılıklar bir arada özgür gibi bir arada yaşasa kıyamet mi kopar. Yaşadığımız acılar yetmedi mi?
BEKLENENDEN ÖTE CESARET ÖRNEĞİ SERGİLENDİ
Mazlum -Der.- Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Çoban:
Çatışmalı sürecin ortadan kalkması, kanın durması ve insan hakları ihlalleri açısından açısından çok önemli bir açıklamaydı. O yüzden bu süreci çok önemsiyoruz ve çok arzuluyoruz. Hükümet beklediğimizin üzerinde bir cesaret örneği sergiledi. Bu süreç ile birlikte diyalog süreci başlayacak. Tarihi bir dönemden geçiyoruz, tarihi hamleler gerçekleşiyor bu da Kürtleri hem umutlandırıyor hem de yüzünü güldürüyor. Bölge huzur ortamı ile birlikte ekonomik anlamda canlanacak. Ancak biz bunun altının doldurulmasını istiyoruz, yasalar ile de korunmasını istiyoruz. Haklar verildikçe Kürt halkı da bu devletin kendi devleti olduğunu benimseyecek ve birlikte kardeşçe yaşamanın zeminleri hazırlanmış olacak. Bunlar gerçekleştikçe halk ‘ben niye kaçak elektrik kullanayım diyecek, niye devlete zarar vereyim diyecek'.
BAŞBAKAN TARİHİ BİR LİDERDİR
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi:
Okunan mektup çok önemli… 40 yıla yakın süren silahlı mücadele demokratik bir zemine kayıyor. Bu hareketin lideri Türk ve Kürt halkının geleceğini şekillendirecek tarihi açıklamalar yapmıştır. Müzakere ve çözüm sürecinin zemini hazırlandı. Yakın zamanda geri çekilmeler yaşanacak. Özlemle beklenen bu umutlu süreç artık yavaş yavaş gerçeğe dönüşüyor. Ekonomik sürece de katkısı da çok büyük olacak. Destek vermeye hazırız. Başbakanın tutumunu doğru ve kararlı buluyoruz. Başbakan tarihi bir misyonu yerine getirdiği için de ayrıca en azından Kürtlerin gözünde tarihi bir lider olmuştur.
DEVLETE OLAN GÜVEN GERİ GELECEK
EĞİTİM -SEN Başkanı Kasım Birtek:
Yıllardır sendika olarak süreci hep takip ettik. Yapılan açıklamayı çok olumlu bulduk. Sürekli dinleme pozisyonunda olduğumuz için bunu bekliyorduk. Süreci sendika olarak destekliyoruz. Devlet bundan sonra samimiyet oluşması için artık ciddi adımlar atmalı. Son açıklanan ateşkes ile bugünden sonra artık insanlar ölmeyecek. Tamamıyla bu savaş ortadan kalkacak. Yol temizliği yapılması gerekiyor. Açıklamadan hemen sonra konuştuklarım ve gözlemlerim oldu, çok olumlu hava var, devlete olan güven tekrardan geri gelecek.
ARTIK YETER!
DİAY-DER- Din Adamları Derneği Başkanı Zahit Çiftkuran:
30 yıldır din adamları olarak bunu gündeme getiriyorduk. Son süreçte bir duyarlılık oldu. Bölge halkı sevinç içerisinde. Burada yaşayan bir Müslüman'ın bir Alevi ile sorunu yok, bir Kürtün bir Türk ile sorunu yok. Artık yeter herkes bir bedel ödedi. Herkes elinden geleni yapacaktır. Halkın yüzleri artık gülüyor. Herkese destek vermesi için çağrı yapıyoruz. Hiçbir kimsenin bu olayı kışkırtmasını istemiyoruz.
PROVOKASYONLARA DİKKAT!
İnsan Hakları Derneği (İHD)Başkanı Raci Bilici:
Yaşanan çözüm süreci çok önemli o yüzden artık politikalarımızı değiştirmemiz lazım. Tabi bu arada devletin bugünden sonra gerçekleştireceği adımları da heyecanla ve merakla bekliyoruz. Başbakan Erdoğan'ın bu süreçte söylemleri çok yapıcı ve güven verici. Ama bunları daha da fazlalaştırması gerekiyor. Şimdi dikkatli olunması gerekiyor çünkü bu sürece zarar vermek için 21 Mart'tan sonra bir takım provokasyonlar gerçekleştirilebilir. Hiç kimse üzerine düşmeyen açıklama yapmasın, sürece zarar vermesin. Bölgeye gelen bakanların söylemlerinde de öncesine göre çok fark var. Bu yapıcı söylemlerin artık acilen tabana yayılması gerekiyor. BDP'nin de söylemleri adımların paralelinde çok yapıcı. Bu herkesin özlediği, herkese yarar sağlayacak bir tablo. Devlet her iki tarafında gururunu kırmadan bu çözümü başarı ile sonuçlandırmalı. Kürtler artık bağımsız bir bölge istemiyor, demokratik Türkiye çatısı altında yaşamak istiyor.
İKİ TARAF DA GEÇMİŞTEN DERS ÇIKARDI
GÜNSİAD Başkanı - Şahismail Bedirhanoğlu:
Biz her zaman Kürt sorunun çözümünün silahlar ile olacağını düşünmedik. Şimdi gelinen noktada bizi haklı çıkardı ve hükümet ile Öcalan bir diyalog zemini gerçekleştirdi. Bu süreçte her iki tarafta geçmişteki hatalardan ders çıkardı. Artık daha dikkatliler ve provokatif eylemlere müsaade etmiyorlar. Nevruz tarihi bir gündü… Öcalan'ın birlikte yaşamak adına mektubunda yazdıkları da çok önemli. Ben yaklaşımları olumlu buldum. Artık burada Kürt sorunun önemli bir kavşaktan geçtiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. 21 Mart'tan itibaren bölgedeki insanların umutları arttı.
BARIŞ SÜRECİ ZİRVE YAPTI
Demokrasi Derneği Başkanı Mustafa Şenay Canoruç - Dicle Üniversitesi Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi:
Anlamsız savaşın sona ermesi hepimizin beklediği bir süreçti. Önemli olan nokta bu mesajların akan kanın durmasında olan etkisi olacaktır. Bu açıklamalar çok büyük heyecan ve ümit yaratmıştır. Gerek halk nezdinde, gerek STK'lar nezdinde gerekse hükümet nezdinde çok olumlar tepkiler alıyoruz. Bölge insanı İslam Birliği'ne çok önem verdiği için Öcalan'ın mektubunda belirttiği İslam Birliği vurgusu da ayrıca gözlerden kaçmaması gereken bir detaydır. Barış süreci son yaşananlar ile zirve yapmıştır. Bu sürecin başarısız olacağını düşünenlere de çok önemli bir mesaj verildi. Bugünden sonra aksi söylemler geliştirenler kanın durmasını istemeyenler olacaklardır. Bugün dünden daha iyi durumdayız. Zaman empati yapma zamanı. Eksik ve hatalı sorunların üzerine giderek gerekli işlemlerin yapılma zamanıdır. Tüm riskleri göz önüne alan Başbakan Erdoğan'ı tebrik ediyor ve sonuna kadar destekliyoruz. Tarihe geçmiş liderdir. Ülke bu barış ile her anlamda sıçrama yapacak.
ŞEHİT AİLELERİNDEN ŞARTLI TAM DESTEK!
YURTSAV - Şehit Aileleri Derneği Başkanı Ömer Çokur:
Sürecin başlamasını çok güzel bir gelişme olarak değerlendiriyor ve keşke ‘35 yıldır bu acılar yaşanmasaydı' diyoruz. Bu topraklar hepimize yeter, o yüzden kardeşçe yaşamamız için önümüzde hiçbir engel yok. 35 yıldır boşu boşuna bir hiç uğruna bir birimiz yiyoruz. Benim kardeşim 1995'de şehit oldu bir başkası da şehit olmasın. Artık bir film vardı ve bunun sonuna geldik. Biz şehit aileleri olarak kendimizi o mektuba bağlayamayız. Biz bu barış sürecini destekliyoruz ama kaş çıkartayım derken de göz çıkartmasınlar. Suçlular cezasını çeksin. Dağdakiler kendilerine sunulan bu fırsatı değerlendirsin.
Şehit Babası Sabri Sözen:
1997'de oğlum Bingöl'de şehit oldu.Bizde istiyoruz ki kan akmasın, ölümler olmasın, biz bu acıyı yaşadık başkaları da yaşamasın. Dağda suçlu olanlarda gelsin cezalarını çeksinler. Elini kolunu sallayarak dağdan inip gezmesini valla biz istemiyoruz.
Şehit abisi Tahsin Dinç: Barışı destekliyoruz, kanın dökülmesini istemiyoruz. 35 yıl acılarla dolu bir süreç yaşandı ve bundan en çok zararı Doğu ve Güney Doğu insanı zarar gördü. Bunun bir an önce bitmesini istiyoruz.
BU YÖNTEM DOĞRU BİR YÖNTEM
Mali Müşavirler odası Diyarbakır Şube Başkanı Mehmet Erkan Azizoğlu:
Halk bu süreçte inanılmaz olumlu. Bu işin artık şiddetten arındırılması gerektiğini artık bütün insanlar anladı. Abdullah Öcalan'ın mektubu çok anlamlı ve kapsayıcıydı. Biz bu sürece sonuna kadar destek veriyoruz. Artık kardeşin kardeşi öldürmesini hiç kimse istemiyor. Son gelişmeler inanılmaz mutluluk verici. Bugüne kadar denenmemiş yöntem kalmadı. Bu ilk defa deneniyor. Bu yöntem doğru bir yöntem. Bu ülkemizde demokrasinin güçlenmesini sağlayacak. Herkes üzerine düşeni yapmalı. Bölgedeki insanın mutluluğunu nevruz öncesi ve sonrası diye ayırıyoruz. Bu süreç inanılmaz bir mutluluk ve huzur getirdi. Üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. Bizler elimizi değil gövdemizi taşın altına koymaya hazırız. Barış ülkedeki herkesin işine yarayacak. Tarihte yakalanamayacak bir süreç yakalandı. Ben hükümete bu konuda güveniyor ve samimi buluyorum. Hükümetin ve BDP'nin bu süreçteki dilini çok olumlu buluyorum. Kürtlerin bayrakla da hiçbir sorunları yok. Bu sorun çözülürse önümüzdeki Nevruzların ne kadar güzel olacağını hep birlikte göreceğiz.
KEŞKE DAHA ÖNCE YAPILSAYDI
Türkiye Muharip Gaziler Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Siraç Sezer:
Bu süreç çok geç kalınmış bir süreç. Keşke daha önce böyle bir şey yapılmış olsaydı. Daha güzel bir yere varacaktık. Burda herkese görev düşüyor. Herkes taşın altına elini koymalı. Öcalan'ın mesajlarını olumlu buluyorum. Cumhurbaşkanımızı ve Başbakanımızı canı gönülden tebrik ediyorum. Bizler gaziler olarak bu sürece destek veriyoruz. Biz barışı istiyoruz. Bu kanın durmasını istiyoruz. Bu Nevruz bile bir başka güzel geçti. Diğer yıllarda olaylar olurdu. Bu yıl herkes çok mutlu.
BÖLGE HALKI İLK DEFA BU KADAR UMUTLU
Ömer Sendan Çimen (Diyarbakır Olay Gazetesi ve Diyarbakır Ekspres Gazetelerinin Genel Yayın Yönetmeni):
Bu süreç arzu edilen bir süreç... 21 Mart'ta okunan mektup bölge halkını bir mutluluğa gark etti, bu bir gerçek. Bu süreç içerisinde gidilmesi gereken yolun meşakkatli olduğu belli. Şu aşamada insanların en üstün beklentisi barışın geldiğine dairdir. Sakaklarda dolaştığınızda artık insanların yüzünde bir gülümseme var. İnsanlar artık mutlu… Gelecekten kaygı duyan hiçbir planı olmayan insanlar artık geleceğe dair plan yapmaya başladılar. Bu barış sürecinin bir an önce hayata geçirilmesi için bir grup oluşturulup bu grubun, yolda çakıl taşlarına takılıp bir kazaya uğramamak için görev alması ve önlem alınması gerekiyor. Bu kirli savaştan nemalanan, ekonomik ve siyasi anlamda rantı kesilen bazı gruplar, bu durumdan rahatsız olacak. Bu sürecin önünü tıkamak isteyecektir. Paris'teki infazlar bunun en büyük örneklerinden biri. Mutlaka bu tarz provakasyonlar olacaktır. Onun için bir an önce bir komisyon kurulmalı ve bu iş halledilmeli. Hiçbir zaman Diyarbakır'ı ve bu bölgeyi bu kadar umutlu ve huzurlu görmemiştim. İlk defa insanları bu kadar mutlu görüyorum. Onların bu beklentilerini boşa çıkarmamak gerekir. Bir an önce bir yol haritasının çıkarılması gerekir. (haber7.com)
SON VİDEO HABER
Haber Ara