Suriye Ulusal Konseyi Başkanı Sabra: Uluslararası toplum tereddüt içinde
Suriye Ulusal Konseyi Başkanı George Sabra, uluslararası toplumun açıkça ve net bir şekilde Özgür Suriye Ordusu'na destek göstermemesi ve tereddüt içinde olmasının istenilen başarıyı getirmediğini söyledi. Nitelikli silahlarla muhalefetin silahlandır
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-03-21 11:02:55
Suriye Ulusal Koalisyonu Başkanı Muaz el-Hatip ise çözümün barışçıl ve askeri veya tamamen askeri olabileceğini belirtti. El-Hatip, çözümün askeri olmasının uzun zaman alacağını ve halkın ağır bedel ödeyeceğine dikkat çekti.
Suriye Ulusal Koalisyonu Başkanı Muaz el-Hatip ve Suriye Ulusal Konseyi Başkanı George Sabra, SETA tarafından düzenlenen 'Devrimin Üçüncü Yılında Suriye' paneline katıldı. Sabra, 'Üçüncü Yılına Girerken Suriye Devrimi Küresel ve Bölgesel Aktörlerin Rolü' panelinde konuşma yaptı.
Suriyelilerin devrimlerine devam ettiğini ve şehit verildiğini dile getiren Sabra, şehitler toprağa verilirken, çeşitli yerlerde de gösteri yapıldığını ifade etti. İlk günden beri rejimin halkını terörle itham ettiğini ve yabancı güçlerle işbirliği içinde olduğunu söylediğini belirten Sabra, daha sonra bunun İslamcılarla bağdaşlandırılmak istendiğini kaydetti.
ORDUDAN AYRILANLAR SİLAHLARIYLA GELİYOR
Camilere teşekkür ederek kapılarını devrime açtığını ifade eden Sabra, rejimin katliamlara başladığını kaydetti. Genç, yaşlı, çocuk demeden insanların öldürüldüğünü dile getiren Sabra, onların bağımsızlık istediğini söyledi. Rejim çok erken dönemde meydanlarda idamlara başladığını ve tavsiye işlemleri yaptığını anlatan Sabra, kentlerin bombalandığını vurguladı. Bu yapılırken tarihi dokunun dikkate alınmadığını belirten Sabra, despotluk yapan yöneticilerin gitme zamanının geldiğinin altını çizdi. Suriye'de yaşanılanların kabul edilemez olduğunu ve 70 binden fazla şehit verildiğini belirten Sabra, bunların çoğunun çocuk ve yaşlı olduğunu söyledi. 1 milyondan fazla mültecinin komşu ülkelere sığındığını dile getiren Sabra, ordudan ayrılanların silahını alıp ayrıldıklarını ve Özgür Suriye Ordusu'nu oluşturduklarını ifade etti. Devrim içerisinde siyasi ve barışçıl muhalefet yürütülürken diğer yandan sahada silahlı Özgür Suriye Ordusu'nun savaşmaya başladığını anlatan Sabra, bazı bölgelerin kurtarıldığını kaydetti.
Şam'da 5 aydan beri çatışmaların devam ettiğini belirten Sabra, başarısız çözüm girişimlerini anlattı. İnsanlık suçu işlenmesi sebebiyle halkın artık rejimi devirmek istediğini dile getiren Sabra, halkın devlet başkanının yargılanması istendiği yönünde slogan attığını kaydetti.
"REJİM, KOLTUKTA KALABİLMEK İÇİN KAN AKITMADA TEREDDÜT ETMİYOR"
Rejimin koltukta kalabilmek için kan akıtmadan tereddüt etmediğinin altını çizen Sabra, sabır ve güçle Suriyelinin 2 yıldır eşi benzeri görülmemiş bir şekilde özgürlüğe bağlılığını gösterdiklerini ifade etti. "Suriyelilerin geri adım atacaklarını düşünenler, büyük bir hata içindedirler." diyen Sabra, "Geleceklerini kendi çıkarları üzerinden belirlenmesi tercihinde bulunacaktırlar. Suriye halkının isteği budur. Suriye'de rejim ve halk arasındaki dengede bir zayıflama olduğunu söyleyebiliriz. Rejim ne halkı itaata çağırabilir ne de halk bu değişimi istediği gibi yapabilirler." dedi.
Patlama ve çatlamaların devam ettiğini ve ayrılıklar olmaya devam ettiğini dile getiren Sabra, bugünden sonra Suriye rejiminin geleceğin bir parçası olamayacağını vurguladı. Uluslararası toplumun açıkça ve net bir şekilde Özgür Suriye Ordusu'na destek göstermemesi ve tereddüt içinde olmasının istenilen sonucu getirmediğini anlatan Sabra, nitelikli silahlarla muhalefetin silahlandırılması gerektiğini ifade etti. 130 devletin kendi mücadelenin haklılığını itiraf ettiğini dile getiren Sabra, "Esed ve rejiminin gitmesi bir zorunluluk arz etmiştir. Çünkü Suriye'deki insani durum bu şekilde düzeltilebilir. Sadece rejim Suriye'yi değil bölge halkını da tehdit etmektedir. Rejiminin devrilmesi için yardım edilmelidir. Çünkü gelecekte bölge ve dünya için rejim bir tehdit oluşturmaktadır." diye konuştu.
Kimyasal silahla ilgili bir soruya George Sabra, Çin gibi bazı ülkelerin bunu tespit edebileceğini belirterek "Gerçekten kimyasal silahın rejim dışındaki bir yere ulaşmış olabilir mi?" diye sordu. Dış müdahaleye her zaman karşı çıktıklarını dile getiren Sabra, karşı tarafın silahlanmaya devam ettiğini ancak kendilerine silah verilmediğini kaydetti. Şuan zalim rejimi devirme gücüne sahip olduklarını anlatan Sabra, ancak havadan yapılan bir saldırıya nasıl karşı çıkabileceklerini, bu sebeple kendilerine silahlanma hakkının verilmesini istedi. Özgür Suriye Ordusu ile koordinasyonunun çok iyi olduğunu belirten Sabra, şuan ilişkilerin en üst düzeyde olduğuna dikkat çekti.
Sabra, yeni yönetimde insan hakları ihlali yapanlar hakkında gerekli işlemlerin yapılıp cezalandırılacağını ifade etti.
"ALEVİLER ÜLKENİN BİR PARÇASIDIR"
Suriye Ulusal Koalisyonu Başkanı Muaz el-Hatip ise Suriye rejiminin barışçıl olduğunu ve öyle de başladığını kaydetti. Ancak rejimin savaşı başlattığını dile getiren El-Hatip, rejimin uygulamış olduğu yıkımlar, katliamlar ve soykırımlar karşısında halkın başka bir seçeneğinin kalmadığını ifade etti. 86 fırının geçen ay havadan bombalandığını ve insanların bu sırada kuyrukta olduğunu dile getiren El-Hatip, dünyada böyle bir şeyin görülmediğini vurguladı.
Uluslararası camianın Suriye rejiminin bu suçları işlemesinin atmosferini, kılıfını hazırladığını belirten El-Hatip, dünya devletlerinin tutumunu eleştirdi. Amerika ve Rusya'nın tutumunu eleştirerek Suriye halkının yeterince işkence acı çektiğini söyleyen El-Hatip, Esed'e bazı ülkelerin rol vermek istediğini ancak bunun şuan mümkün olmadığını ifade etti. Artık bu vahşi rejiminin kabul edilmesinin mümkün olmadığının altını çizen El-Hatip, Suriye halkının aptal olmadığını ve bu katliamların asla unutulmayacağını söyledi. Esed ve rejiminin Suriye'de hiçbir geleceğinin olmayacağını kaydetti.
Suriye halkının yardıma ihtiyacı olduğunu ve bunun tamamen insani olduğunu dile getiren El-Hatip, Suriye rejiminin ise son kişi kalıncaya kadar savaşılmasını istediğini vurguladı. Alevilerin diğerleriyle uyum içinde olduğunu anlatan El-Hatip, ancak rejimin bu uyumu bozduğunu kaydetti. Esad'ın hayatı boyunca bir Alevi köyünü ziyaret etmediğini, elini Alevinin omuzuna koymadığını dile getiren El-Hatip, Alevilerin korku içinde olduğunu söyledi. Nuseyrileri ve Alevileri ülkenin bir parçası olarak gördüklerini vurguladı. Ancak tam tersinin söylenerek bunun kullanıldığını ifade etti.
Türkiye'nin sorunun barışçıl çözülmesi için elinden geleni yaptığını dile getiren El-Hatip, son görüşmenin 6 saat sürdüğünü ve Esed'in burada hep yalan söylediğine dikkat çekti. Şuan Türkiye'ye yönelik karalama yapıldığının altını çizdi. Çözümün barışçıl ve askeri veya tamamen askeri olabileceğini söyleyen El-Hatip, çözümün askeri olmasının uzun zaman alacağını ve halkın ağır bedel ödeyeceğine dikkat çekti.
"TÜRKİYE ASKERİ YARDIM YAPMADI"
Suriye'nin hiçbir güce, İran'a boğun eğmeyeceğinin altını çizen El-Hatip, uluslararası başarısızlık tekrar etmemesi gerektiğini ifade etti. Suriye içindeki cesaretin her türlü oyuna direneceğini kaydetti. Bütün dünya halklarına ihtiyaç duyduklarını belirten El-Hatip, 3 milyon sığınmacının olmasının ise Lübnan ve Ürdün'ün sıkıntıya düşmesi anlamına geleceğini söyledi. Türkiye'ye ve halkına gösterdikleri ve verdikleri destekten dolayı teşekkür etti.
Türkiye'nin her türlü siyasi ve insani yardımda bulunduğunu dile getiren Suriye Ulusal Koalisyonu Başkanı Muaz el-Hatip, ancak askeri yardım yapmadığını ve böyle bir tercihe gitmediğini ifade etti.
Suriye'de 2 yıldır kan aktığını ve evlatlarının öldürüldüğünü dile getiren Muaz el-Hatip, dünyanın buna seyirci kaldığının altını çizdi. Ancak devletlerin başka yerlere yaptığı müdahaleleri hatırlatarak çıkarları gereği müdahale edildiğine dikkat çekti.
Muaz el-Hatip, bazı konularda rejimle müzakere olabileceğini ancak diyalog olmayacağının altını çizdi. Esed'in seçimi kaybetmesi halinde gideceğini açıklamasının hatırlatılması üzerine El-Hatip, kaza yapan bir sürücüye yapılan işlemleri hatırlatarak Esed'in kendi halkını öldürdüğünü kaydetti.
SON VİDEO HABER
Haber Ara