Öcalan'dan PKK'ya çağrı: Silahları bırakın, sınır dışına çıkın! -2
Diyarbakır'da Nevruz için toplanan kalabalığa Abdullah Öcalan'ın merakla beklenen mesajını BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan okudu. Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan mesajında, örgüt mensuplarının silahlarını bırakarak sınır dışına çıkmasını
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-03-21 13:05:24
500 GAZETECİ TAKİP ETTİ
Diyarbakır'da Nevruz alanı beklenen şekilde doldu. Nevruz kutlamalarını 500'e yakın gazeteci takip etti. Nevruz ateşin yakılmasının ardından BDP'liler sırayla konuştu. İlk olarak BDP İl Başkanı Zübeyde Zümrüt ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı Osman Baydemir konuştu. Yapılan konuşmaların ardından Abdullah Öcalan'ın mektubu Kürtçe ve Türkçe olarak okundu. Kürtçe metni Pervin Buldan, Türkçe metni ise milletvekili Sırrı Süreyya Önder okudu. Öcalan mesajında terör örgütüne 'silahları bırakın Türkiye dışına çıkın' çağrısında bulundu. "Ülke bütünlüğü içerisinde yeni ve barışçıl bir siyaset gerçekleştirelim." diyen Öcalan, "Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir. Yüreğini bana açan, bu davaya inanan herkesin sürecin hassasiyetlerini sonuna kadar gözeteceğine inanıyorum. Bu, bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu, mücadeleyi bırakma değil, daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır." diye konuştu.
Öcalan'ın mesajlarından biri de, "Türk ve Kürt halkı Çanakkale'de birlikte şehit oldu. Zaman, kucaklaşma ve helalleşme zamanı" şeklinde oldu. "Saygıdeğer Türkiye halkı" diyerek Türk halkına da seslenen Öcalan, "Bugün kadim Anadolu'yu Türkiye olarak yaşayan Türk halkı bilmeli ki Kürtlerle bin yıla yakın İslam bayrağı altındaki ortak yaşamları, kardeşlik ve dayanışma hukukuna dayanmaktadır. Gerçek anlamda bu kardeşlik hukukunda; fetih, inkar, red, zorla asimilasyon ve imha yoktur, olmamalıdır." açıklamasında bulundu.
Sömürü rejimlerinin, baskıcı ve inkarcı anlayışların artık miadını doldurduğunu aktaran Öcalan, "Ortadoğu ve Orta Asya halkları artık uyanıyor. Kendine ve aslına dönüyor. Birbirlerine karşı kışkırtıcı ve köreltici savaşlara ve çatışmalara dur diyor.. Bugün artık yeni bir Türkiye'ye, yeni bir Ortadoğu'ya ve yeni bir geleceğe uyanıyoruz." ifadelerine yer verdi.
Kürtlerin Misak-i Milli'ye aykırı olarak parçalandığını söyleyen Öcalan, "Bugün Suriye ve Irak Arap Cumhuriyeti'nde ağır sorunlar ve çatışmalar içinde yaşamaya mahkum edilen Kürtleri, Türkmenleri, Asurileri ve Arapları, birleşik bir 'Milli Dayanışma ve Barış Konferansı' temelinde kendi gerçeklerini tartışmaya, bilinçlenmeye ve kararlaşmaya çağırıyorum." dedi.
Öcalan'ın mektubunda, "Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun" noktasına geldik. Yok sayan, inkar eden, dışlayan modernist paradigma yerle bir oldu. Akan kan Türküne, Kürdüne, Lazına, Çerkezine bakmadan insandan, bu coğrafyanın bağrından akıyor. Ben, bu çağrıma kulak veren milyonların şahitliğinde diyorum ki; artık yeni bir dönem başlıyor, silah değil, siyaset öne çıkıyor. Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir. Yüreğini bana açan, bu davaya inanan herkesin sürecin hassasiyetlerini sonuna kadar gözeteceğine inanıyorum. Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu mücadeleyi bırakma değil, daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır. Etnik ve tek uluslu coğrafyalar oluşturmak, bizim aslımızı ve özümüzü inkar eden modernitenin hedeflediği insanlık dışı bir imalattır." İfadeleri yer aldı.
Mektubunda devamında ise, "Çanakkale'de omuz omuza şehit düşen Türkler ve Kürtler; Kurtuluş Savaşı'nı birlikte yapmışlar, 1920 Meclisi'ni birlikte açmışlardır. Ortak geçmişimizin önümüze koyduğu gerçek; ortak geleceğimizi de birlikte kurmamız gerektiğidir. TBMM'nin kuruluşundaki ruh, bugün de yeni dönemi aydınlatmaktadır. Bu toprakların tarihselliğinde önemli bir yer tutan "BİZ" kavramının genişliği ve kapsayıcılığı dar, seçkinci iktidar elitleri eliyle "TEK"e indirgenmiştir. "BİZ" kavramına eski ruhunu ve pratiğini vermenin zamanıdır. Bizi bölmek ve çatıştırmak isteyenlere karşı bütünleşeceğiz. Ayrıştırmak isteyenlere karşı birleşeceğiz. Zamanın ruhunu okuyamayanlar, tarihin çöp sepetine giderler. Suyun akışına direnenler, uçuruma sürüklenirler. Bölge halkları yeni şafakların doğuşuna şahitlik etmektedir. Savaşlardan, çatışmalardan, bölünmelerden yorgun düşen Ortadoğu halkları artık kökleri üzerinden yeniden doğmak, omuz omuza ağaya kalkmak istiyor. Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed'in mesajlarındaki hakikatler, bugün yeni müjdelerle hayata geçiyor, insanoğlu kaybettiklerini geri kazanmaya çalışıyor." ifadeleri yer aldı.
BDP'LİLER: SÜRECİN TAM ARKASINDAYIZ
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş: "Öcalan'ın verdiği mesajların çok önemli olduğunu vurguladı. Nevruz alanında Öcalan'ın mesajının okunmasıyla verilmesi gereken en güçlü mesajın verildiğinin altını çizen Demirtaş, "Biz Barış ve Demokrasi Partisi olarak gençlerin kadınların dostlarımızın bütün halkımızın desteğiyle bugün barış iradesiyle karşınızdayız. Öcalan'ın uzattığı bu dostluk, kardeşlik ve barış elinin havada kalmaması için üzerimize düşen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz. Bir kez daha yüz yıllardır barışa hasret kalmış bu topraklara hayırlı olsun. Artık bu topraklara barış gelir inşallah. Bugün böylesine güçlü bir çağrı hepimizin içine umutlandırdı. Bu umutların boşa çıkmaması için elimizden geleni yapıyoruz."
"KÜRT HALKININ ORTAK SÖZÜNÜ ÖCALAN DİLE GETİRDİ"
BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, okunan mesajla Kürt halkının ortak sözünü Öcalan'ın dile getirdiğini söyledi. 'Bu söz hepimiz adına direne halkız adına kadınlar adına genler adına Berivanlar adına söyleniş sözdür.' diyen Kışanak, şöyle konuştu: "Biz bu sözün gereğini yapmak için bundan sonra daha çok çalışacağız sözümüzü bugün söyledik. Burada Amed meydanına bir kez daha sizler hem tarih yazdınız hem de tarihe tanıklık ettiniz. Şimdi yeni bir süreci hep beraber daha güçlü daha meni adımlarla yürümek için hazır mıyız? Amed hazır mı? kardeşliğe barışa eşitliğe inananlar bu sürece hazır mı? Bu yolu yürümek geçer bu onuru bize bahsedersiniz ömrümüzün sonuna kadar sizinle birlikte barış için çözüm için özgürlük için özgürlük için yürümeye hazırız. Size Amed haklına söz veriyoruz."
"TOPLUMUMUZ KÜRDÜYLE TÜRKÜYLE BARIŞ İSTİYOR"
Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk ise Öcalan'ın mesajının bir özgürlük, demokrasi ve kardeşlik manifestosu olarak değerlendirdiğini söyledi. Bu çağrıda sadece Kürtler haklarını kazansın diğerleri ne olursa olsun gibi bir ifadenin olmadığın dile getiren Tuğluk, Öcalan'ın mesajında tüm inanç ve kültürler için özgürlük denildiğini kaydetti. Öcalan'ın mesajına adalet ve eşitlik içeren bir karşılık vereceklerini önemle vurgulayan Tuğluk, "Evet bir kez daha son kez barışmayı deniyoruz. Bu kez barışmayı başarmak istiyoruz. Halklarımıza onurlu barışı armağan ermek istiyoruz. Buradan söylüyoruz bizler Kürt siyasetçiler olarak Demokratik Toplum Kongresi olarak Öcalan'ın ortaya koyduğu çözümün arkasında sonuna kadar duracağız. Artık barışa mecburuz barış artık soyut bir kavram değil barış toplumsal bir talep haline geldi. Toplumumuz Kürdüyle Türküyle barış istiyor. İşte bizim boynumuzun borcudur barışı armağan etmek. Bunu başaracağız ve barışı bu topraklara getireceğiz. Bu anlamlı çağrıya aynı içerikte aynı özde yanıtlar verilmesi gerekiyor. Kürt hareketi, Öcalan bu sürecin barışla sonuçlanması için acılar yaşanmaması için gereken adımları attılar. Bu süreç değişemez. Bu adımlara denk yanıtlar verilmeli. Gelin yeniden Kürt, Türk tüm halkların eşit ve özgür yaşayacağı Demokratik Cumhuriyeti inşa edelim."dedi.
"BİZ KARDEŞLİK İSTİYORUZ"
Sorunun inkardan, imhadan doğduğunu belirten Tuğluk, Kürtlerin isyanın yok sayıldığını, Kürt diline, kimliğine yasaklar konulduğunu belirterek, "İşte bu isyanı bitirmenin yolu kabulden geçer. Bu halkı kimliğiyle kültürüyle tanımaktan geçer."dedi. 'Değerli halkımız biz ne kadar Kürtsek biz ne kadar Mezopotamyalıysak o kadar da Anadoluluyuz' diyen Tuğluk, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ve biz kardeşlik istiyoruz. Bizim 1000 yıllık ittifakımız var. Birlikte acılar yaşadık, birlikte öldük ve birlikte kazanacağımıza inanıyoruz. Yeni bir sürecin içerisindeyiz. Bu süreci demokratik kurtuluş olarak görüyoruz. Bu süreç her zamankinden daha çok mücadele sürecidir. Gelin her günü nevruz alanına dönüştürelim. Barış, demokrasi için her gün sokaklarda her alanı tahrir meydanına dönüştürelim. Bunu yaparsak inanırsak kazanabiliriz, barışı gerçekleştirebiliriz. Ben bunu başaracağımıza inanıyorum. Kazanacağımıza olan inançla Kürdistan halkını tüm dostlarımızı yeniden mücadeleye çağırıyoruz. Barışa dair demokrasiye dair demokrasinin iradesin açığa çıkarmaya çağırıyorum. Bu topraklara barış ve özgürlük gelecek. Biz hep mücadele ederek direnerek bu günlere geldik. Bundan sonra da mücadele ederek kazanacağız."
SON VİDEO HABER
Haber Ara