Gül: AB sürecini (bırakın) tamamlayalım

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AB'ye üyelik sürecinde çıkartılan engellere tepki gösterdi. İsveç Parlamentosu'nda milletvekillerinin sorularını cevaplayan Gül, Türkiye'nin AB standartlarını hayata geçirmesinin her iki tarafın da çıkarına olduğunu vurguladı ve süreç bittikten sonra isteyen ülkenin Türkiye'nin üyeliğini referanduma götürebileceğini kaydetti.

"AB, Türkiye'nin stratejik yönelimidir." diyen ve tarihten örnekler verek Türkiye'nin, Avrupa'nın bir parçası olduğuna dikkat çeken Gül, "Türklersiz bir Avrupa tarihini yazmak noksan olur." ifadesini kullandı.

Müzakerelerin AB standartlarını her alanda aday olan ülkenin adapte etmesi ve kendi ülkesinde geçerli hale getirmesi olduğunu dile getiren Gül, "Biz bununla meşgulken maalesef bazı üyeler bize bu sürecin hiç de teknik yapısına yakışmaya dolaylı engellemeler çıkartmaktadırlar ve adeta süreci dondurmaktadırlar. Buna herkesin güçlü bir şekilde tepki vermesi gerekir." dedi. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin katılmadığı toplantılarda bu tepkiyi dile getiren İsveç'e teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi: "Bu süreci biz tamamlayalım. Yani Türkiye'nin bütün AB kriterlerini, standartlarını, 32 fasılı da Türkiye'de geçerli hale getirmesi herhalde bütün üye ülkelerin lehine olması gerekir. Şimdi Türk ekonomisi bugün çok güçlü, Türk demokrasisi bugün çok yükselmiş seviyedeyse bunda müzakereye başlamamızın rolü olduğunu da burada açıkça belirtmek isterim. Müzakere sürecinin çok katkıları oldu. Şimdi Türk ekonomisi bu kadar güçlü olmasaydı Avrupa ekonomileri ile bu kadar işbirliği yapabilir miydik? Enerji konusunda enerji güvenliği açısından AB'ye en büyük katkı sağlayacak bir ülkeyiz ama enerji faslını bile açamıyoruz. Bütün bunlara mantıklı bir izah getirmek mümkün değildir."

Müzakere sürecinin tekrar canlandırılmasını isteyen Gül, şöyle devam etti: "Fransa bir faslı açıyor ama bu bir faslın müzakere sürecinde ciddi bir etkisi olacağı kanaatinde değilim. Eğer ciddi bir etki istiyorsak dondurulmuş bütün fasılların açılması gerekir. Fasılları dondurmak açık bir şekilde bloke etmektir. Türkiye müzakereleri bitirdikten sonra Türkiye'nin tam üyeliği yine otomatik değil. Fransa, Avusturya gibi bazı ülkeler referanduma gidecekler. Belki o gün biz de Türk halkına soracağız. O zaman bizim de halkımızın ne düşüneceğini bilmiyoruz. Her halükarda müzakere sürecini güçlü bir şekilde bitirmemiz gerekir. Biz bu yönde çok çaba gösteriyoruz. Resmi olarak açılmayan fasılları kendimiz açıp gereklerini kendimiz yapıyoruz. Ümit ederim ki AB, bugün yaşadığı krizden kısa süre içerisinde çıkar ve daha güçlü olabilmek için sadece bugününü değil, gelecek nesillerini de düşünerek Türkiye gibi bir ülkeyle beraberliğini kendisine bir kazanım olarak görür."