Suriyeli Muhalifler: BM askerleri muhaliflerin hedefi değil
Suriye Ulusal Konseyi Başkanı George Sabra A Haber canlı yayınında Fatih Er'in sorularını cevapladı.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-03-09 21:42:17
TIMETURK / Haber Merkezi
Sabra; koalisyon unsurlarının mutabakatını sağlamanın zaman alacağını dile getirdi. Hükümetin çekildiği yerlerde otorite kurulması gerektiğini ifade eden Sabra, diğer devletlerin yardımının da şart olduğunu söyledi. Çok sorun olduğunu, çözülmesi gereken çok fazla problem olduğunu söyleyen Suriye Ulusal Konseyi Başkanı tüm bu sorunların üstesinden geleceklerine inandıklarını da belirtti. Sabra, İran'ın başından beri Suriye rejimini desteklediğini söyleyerek, bunun da sorunlarının bir parçası olduğuna dikkat çekti. George Sabra "Beşar Esat ve rejiminin artık güçten düşmesi gerekiyor" dedi ve ekledi "23 milyon Suriyelinin hayatı tehlikede"
"BM ASKERLERİ MUHALİFLERİN HEDEFİ DEĞİL"
Türkiye halkına ve hükümetine çok teşekkür etmek istiyorum. Türkiye bizim hakiki dostumuz, çünkü hakiki dostlar ihtiyaç halinde oradadırlar.
Son üç günde olanlara bakarsak, BM güçlerine baktığımızda, aslında bunların Özgür Suriye Ordusu'nun hedefi olmadığını biliyoruz. İki taraf arasında bir kaza cereyan etti. Biz bu sorunun barışçıl şekilde çözümlendiğini, bizim istediğimiz şekilde bizim istediğimiz şekilde bittiğini görüyoruz. Zannediyorum ki bir yanlış anlaşılmaydı. Çünkü bu askerlerden bazıları bir takım faaliyetlere katılıyorlardı, Özgür Suriye Ordusu da bunların yanlış hareketler olduğunu düşündü. Sorun şu anda tamamen çözülmüş halde.
"MUTABAKATI SAĞLAMAK ZAMAN ALIR"
Aslında sorun toplantının amaç ya da maksadıyla ilgili değildi. Ama atanma konusu açısından bu toplantı biraz daha gecikebilir. Gerçekten iyi bir program hazırlamak biraz fazla zaman alıyor. Gerçek bir müzakere ortamı oluşturmak, diğer koalisyon unsurlarının mutabakatını sağlamak zaman alıyor, yeni bir başbakan seçmek, bir başbakana atamak babında.
Riyad Hicap adı gündemdeydi, fakat kendisi bu rekabetten çekildi. Birçok isim var. Ama gerçek sonuç, bu toplantının sonucunda zannediyorum 20 Mart'ta açıklanmış olacak.
"HÜKÜMETİN ÇEKİLDİĞİ YERLERDE OTORİTE LAZIM"
Bu hükümet ya da bizim idari mercii diyebileceğimiz bu yapı, özgür bölgelerde kalıyorlar. Yani Halep'te, Rakka'da, İdlib'de çok fazla sorunlarla karşılaşıyoruz. Çünkü hükümet bu bölgelerden çekildi ve o bölgelerde insanların her türlü yardıma ihtiyaçları var. Bu yüzden böyle bir otoriteye, böyle bir merciiye, böyle bir hükümete bu ana meselelere müdahale etme vazifesi düşüyor. Çünkü burada insanların içerisinde bulunduğu durum çok çok kötü. Özellikle de rejimin füzelerle belki 400 km'lik bir alanda Halep'e, Azez'e roketatarlarla saldırdıkları bölgelerde surum çok çok sıkıntılı. Ve oradaki durumu düzeltmemiz gerekiyor.
"DİĞER DEVLETLERİN YARDIMI ŞART"
Suriye'yi yeniden ayağa kaldırmak hükümetin en zorlu görevi olacak. Aynı zamanda uluslararası toplumun da vazifesi bu. Koalisyonu desteklemek ve koalisyonu Suriye aklının temsilcisi olarak kabul etmek ve tanımak. Bu tabiî ki hükümete de destek olmayı gerektiriyor. Arap ülkeleri Türkiye de dahil dostlarımız, Uluslararası toplum yapması gerekeni yapmalı, bu hükümeti desteklemek ve Suriye halkına yardımcı olmak için. Bence bu hükümet, herkesin Suriye halkına desteğini aktarması için bir kanal görevi görecek,
"BİZ TÜM SORUNLARIN ÜSTESİNDEN GELECEĞİZ"
Çok açık ve net beyan edeyim, Suriye'deki tüm silahlar şu anda Suriye devriminin silahları. Tek amacı da Suriye halkını rejimden ve saldırılardan korumak. Tabi birçok Müslüman ülkede olduğu gibi bizde de aşırı uçlarda gruplar var. ama biz gelecekten korkmuyoruz ve Suriye halkının bu tarz sorunların üstesinden gelmek için yeterince tecrübesi var. evet radikal kişiler olduğu gibi demokratik kişiler de var, Çok uğraşmamız gerekecek bu sorunların üstesinden gelmek için. Bu gerçeğin farkındayız. Ama bu sorunla yüzleşmek ve üstesinden gelmek için kararlıyız. Suriye devrimlerinin bütün unsurlarını bir araya getireceğiz.
Suriye rejimi ta devrimin başından beri şu gerçeği değiştirmeye çalıştı; Rejimle Suriye halkı arasında bir mesele olduğunu gizlemeye çalıştı. Yanlış bir mesajı aktardı. Sanki, halkın kendi içinde, mezhepler ararsında bir çatışma varmış gibi. Aynı zamanda da sorunun ouyyutunu, ölçeğini değiştirmeye çalıştırlar. Lübnan, Irak ve Türkiye'ye teröristler olduğuna dair bir mesaj vermeye çalıştı. Ama herkes gerçeği biliyor, mesele Esad ve halk arasında.
"İRAN DA BİZİM SORUNLARIMIZIN BİR PARÇASI"
Dünyadaki herkes, bir takım askeri şahısların İran'da neredeyse Suriye'yi 35. Eyalet olarak gördüğünü söylediler. Maalesef böyle bir çatışma olduğu doğru. İran da bizim sorunlarımızın bir parçası. Çünkü devrimin tüm aşamaları boyunca rejimden taraftar oldular ve onların konumlarını destekleyip korudular. Her türlü ihtiyaçlarına, insan kaynağı da dahil olmak üzere yardımcı oldular. Lübnan'daki Hizbullah da sınırı geçip Suriye halkıyla Suriye'nin içinde mücadele etti. İran da bu sorunu daha da yaymaya, tüm bölgeye yaymaya çalıştı bu çatışmayı. Maalesef bu işte İran'ın mezhepçilik politikasının bir yansıması.
"BATI ÜLKELERİNİN BİZE SİLAH VERMESİ LAZIM"
Rejimin Rusya'dan İran'dan aldığı silahlarla insanlar öldürülüyor, katlediliyor. Neden kurbanlar kendirlini müdafaa etmek için silah almasınlar. Fas'taki konferansta uluslar arası toplum bizim kendimizi savunma ve müdafaa hakkımızı tandırlar ama bu kararı hayata geçirmek için bize hiçbir şey sağlamadılar bu kararı hayata geçirmemiz ve meşru müdafaa yapmamız için. Bu yüzden uluslararası toplumun sorumluluk alması lazım. Özellikle Avrupa'nın Suriye halkına gönderilecek silahlarla ilgili ambargoyu kaldırması lazım. Çünkü Suriye halkı da kendisini müdafaa hakkına sahip.
"İSRAİL'İN GELECEKTEN ENDİŞE DUYMASI LAZIM"
Şüphesiz ki, İsrail Esat rejiminden 40 yıl boyunca çok memnundular. Çünkü 1974'ten beri Golan tepelerinde hiçbir şey olmadı. Her ne kadar, İsrail ordusu tarafından işgal edilmiş topraklar olsa da, halkımız İsrail hükümetinin işgaline maruz kalsa da Suriye rejimi bu konuda hiçbir şey yapmadı. Bu nedenle, İsrail'in bence gelecekten endişe duyması lazım.
"İSRAİL'İN DEMOKRATİK SİSTEMDE İŞİ ZORLAŞIR"
İsrail'in dış politikasında, hep tek kişiyle muhatap olmayı tercih ederler. Ama demokratik sistemde işleri daha zor. Herkes için tek bir kararı almak daha zor olduğu için, onlar tek bir kişiyle muhatap olmayı, diktatörle muhatap olmayı tercih ediyorlar.
"BEŞAR ESAT VE REJİMİNİN ARTIK GÜÇTEN DÜŞMESİ GEREKİYOR"
Beşar Esat ve onun ekibi güvenlik hizmeti, askeri güçler iktidarda olduğu sürece muhalif adını hak eden hiç bir Suriyeli onunla aynı masaya oturmayacaktır. Beşar Esat ve onun rejiminin artık güçten düşmesi gerekiyor. Ancak o zaman Suriye sistemindeki diğer kişilerle müzakerelere başlayabiliriz. Ülkeyi diktatörlükten demokratik sivil devlete çevirebileceğimiz bir çok yol var.
Suriye Ulusal Konseyi, Suriye koalisyonunda İran ile görüşmeyi bir fikir olarak daha kabul edemez. Suriye halkı bunu reddedecektir.
"23 MİLYON SURİYELİNİN HAYATI TEHLİKEDE"
Tek tehlikede olan hayat benim değil. 23 milyon Suriyelinin hayatı tehlikede. Ben de Suriye halkına dahil bir kişiyim. Bu işin tabiatı bu, Suriye rejiminin doğası bu insanları katletmek, insanları öldürmek v kendi halkına karşı savaşmak. Biz yine de Bu rejimi düşürmek ve özgür bir Suriye için mücadelemize devam ediyoruz.
SON VİDEO HABER
Haber Ara