NSU duruşmasında küçük salon skandalı

Türkleri hedef alan Neonazi Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör hücresinin üyesi Beate Zschaepe ve örgüte yardım ve yataklık yapmakla suçlanan diğer zanlıların yargılayacak mahkeme şimdiden skandala imza attı. Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nin (OLG) Türk büyükelçi ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu yetkilisine Nisan ayındaki ilk duruşma için yer rezervasyonu yapmayı reddettiği, yetkililerin normal vatandaşlar gibi duruşma oturumlarına katılabileceklerini açıklaması tepkilere yol açtı.

Gelen tepkiler üzerine OLG Başkanı Karl Huber, Bavyera Radyosuna (BR) yaptığı açıklamada sorunu çözmek için Münih Başkonsolosluğu ile irtibata geçmeye çalıştıklarını söyleyerek "Bir çözüm bulacağız." dedi. Mahkemenin bir sözcüsü ise 'tüm katılımcılar adına pratik ve kabul edilebilir' çözüm yolu aradığını, sorunun çözümü için çabaların devam ettiğini bildirdi. Ayrıntı vermeyen sözcü, sorunun farkına varıldığını ve durumu 'talihsizlik' diye yorumladı.

OLG sözcülerinden Margarete Nötzel, NSU davasında kimse için rezervasyon yapılmaması gerektiğini ve davanın herkese açık olması gerektiğini söyledi ve OLG Başkanı Karl Huber'in Münih Başkonsolosluğu ile irtibat içinde olduğu anlattı. Mahkeme salonunda 200 kişilik yer olduğu ve bunun yarısının davalı ve davacılara, 50'sinin gazetecilere ve geri kalanının da halka açık olacağı belirtildi. 13 Nisan'da başlayacak davada NSU terör örgütü üyesi Beate Zschaepe ve örgüte yardımcı oldukları ileri sürülen 4 kişi hakkında uzun duruşmalar sonunda karar verilecek.

Federal Meclis NSU Araştırma Komisyonu Başkanı Sebastian Edathy, "Ankara'ya yaptığım ziyaret sırasında Münih'teki duruşmaya katılım konusunda kararı mahkemenin vereceğini anlatmıştım. Geziden hemen sonra mahkemeye yazı yazarak İnsan Hakları Komsiyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün ve Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu için yer rezervasyonu yapılması için ricada bulunmuştum. Bu ricama olumsuz cevap verildi. Buna çok üzüldüm, umarım yetkili hakimler kararlarını yine gözden geçirirler." dedi. Edathy, mahkemenin kararını 'şaşkınlıkla' karşıladığını belirtmiş, kararı 'anlayışla karşılanamaz' ve 'uygun değil' diye değerlendirmişti.

NSU'luların ilk kurbanı Enver Şimşek'in kızı Semiya Şimşek ise "Türk yetkililerin oturumları takip etmeleri önemli. Ancak benim için bundan daha önemlisi eşimin yanımda olması. Zschaepe ile yüzleşeceğim anda eşimin yanımda olmasını isterim, ama korkarım ki eşimi kapıdan içeri almayabilirler." diye konuştu. Şimşek'in avukatları Jens Rabe ve Stephan Lucas, duruşmanın küçük bir salonda yapılmasını, davacıların basın mensuplarına görülmeyecek şekilde oturduğu bir duruşma odası seçilmesini ve diğer odalara canlı yayın yapılmamasını eleştirdi. Lucas ve Rabe, siyasetin bu davayı sorumluluktan kurtulmak için alet edebilecekleri endişelerini dile getirdi.