Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Genelkurmay yıllarca yok dedi: İşte ortaya çıkan o Tushad belgeleri

Genelkurmay'ın internet andıcını soruşturan Ergenekon mahkemesinin talebi üzerine gönderdiği harddisklerden, varlığı inkar edilen Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi Beyaz Kuvvetler Komutanlığı Tushad'ın ıslak imzalı belgelerinin taranmış fotoğrafları çıktı.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-03-09 00:17:19

Genelkurmay yıllarca yok dedi: İşte ortaya çıkan o Tushad belgeleri

TIMETURK / Haber Merkezi

Genelkurmay'ın internet andıcını soruşturan Ergenekon mahkemesinin talebi üzerine gönderdiği harddisklerden, varlığı inkar edilen TUSHAD'ın ıslak imzalı belgelerinin taranmış fotoğrafları çıktı. Resmi belgelerde 'TUSHAD Genelkurmay bünyesinde kurulmuş gizli bir yapılanmadır' deniliyor. Belgelerde resmi yazışmaların tüm ayrıntıları görülüyor. Son 1 yıl içinde peşpeşe gelen bilgilerle Tushad'ın varlığı ortaya çıkmıştı. Bilgilerin tümünde Özel Harp Dairesi ve onun kurduğu Ergenekon hücresi TUSHAD'ın çok sayıda terör olayını planladığı, Türkiye'deki terörü en üst düzeyde planlayıp yürüten resmi daire olduğu iddia ediliyordu. Peşpeşe gelen bilgilerden rahatsız olan Genelkurmay geçtiğimiz haftalarda yaptığı bir açıklama ile Özel Harp'in terörle bağlantısı iddialarını yalanladı. Genelkurmay, Tushad biriminin olmadığını da iddia etti. Ancak Genelkurmay'ın gönderdiği harddisklerden Genelkurmay'ın inkarını geçersiz kılan belgelerin çıkması Genelkurmay'ı çok zor durumda bırakacak.

08.03.2013 10:13 Genelkurmay'ın gönderdiği harddisklerden, varlığı inkar edilen TUSHAD'ın ıslak imzalı belgeleri çıktı. Belgelerde 'TUSHAD Genelkurmay bünyesinde kurulmuş gizli bir yapılanmadır' deniliyor. Star'dan Kemal Gümüş'ün haberine göre (1), Genelkurmay’ın internet andıcını soruşturan Ergenekon mahkemesinin talebi üzerine gönderdiği harddisklerden, varlığı inkar edilen TUSHAD’ın ıslak imzalı belgelerinin taranmış fotoğrafları çıktı. Star'ın yayınladığı resmi belgelerde “TUSHAD Genelkurmay bünyesinde kurulmuş gizli bir yapılanmadır” deniliyor. Belgelerde resmi yazışmaların tüm ayrıntıları görülüyor.

TUSHAD 4 kez revize edilmiş

Islak imzalı belgelere göre, TUSHAD ve Beyaz Kuvvetler Komutanlığı 2004-2005 ve 2008 ile 2009’da revize edilmiş. “Çok gizli” damgalı, “sayı numarası” verilip ve “konu”su da belirtilen resmi belgelere göre TUSHAD 2008 yılına kadar aktif bir şekilde faaliyet yürütmüş. Ancak birim Ergenekon operasyonlarının hız kazanmasıyla beraber tüm plan ve belgeleri imha ederek bir süre geri çekilmeye karar vermiş. Bunu bir emirle tüm personellerine duyuran Beyaz Kuvvetler Komutanlığı ikinci bir bildirime kadar faaliyetlerin askıya alınmasını istiyor.

Ergenekon’dan korkmayın!

Operasyonlar neticesinde kimsenin korkmamasının da tembihlendiği emirde personelin yapmış olduğu tüm illegal çalışmalara ait belgelerin imha edildiği ve personellerin özlük haklarının korunacağını belirtilerek güvence veriliyor. TUSHAD’ın çalışmalarını gözler önüne seren bazı belgelerde yer alan emirler, yazışmalarda muhatapların özellikle gizlenmiş olduğu dikkat çekti. Belgelerde imza olmasına rağmen belgelerin muhatapları ‘rakam’la sembolize edilmiş. Beyaz Kuvvetler birimlerine gönderildiği anlaşılan ana belgede TUSHAD Koordinasyon Başkanı olarak Osman Caner’in imzası var.

Deşifre olduk, geri çekiliyoruz


TUSHAD’ın ‘geri çekilin’ emri şöyle: “3276 Dikkatine: 11.06.2008 tarihinde ulusal medyada çıkan haberler sonrasında çalışmalarımız tehlike altına girmiştir. Çalışmalarımıza ikinci bir bildirime kadar geçici olarak ara verildiğini bildiririz. Yasal haklarınız saklı kalmak üzere koruma altına alındığından dolayı özlük bilgileriniz gizlenecek ve korunacaktır. 3. Bölgede devam eden çalışmanız burada bulunan merkezi yönetim sorumluluğunda olacaktır. 25. 07.2008”

TUSHAD’ın varlığını itiraf eden o belgede şu bilgiler yer alıyor:


"T.C Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi Beyaz Kuvvetler Komutanlığı Ankara.

3276 Dikkatine..

(...) MGK kararlarında misyonerlik faaliyetleri irtica ve bölücü tehditler sıralamasında 2. sırada yer almaktadır. Bu tehdit ortadan kaldırılıncaya kadar profesyonel bir çalışma yapılması ön görülmüştü.

(...) Milli güvenliğe karşı tehdit oluşturan bu tür unsurlarla mücadele etmesi için bağımsız ve paralel bir kurumsal yapılanmaya ihtiyaç duyulmuştu. Bu amaca hizmet etmesi için TSK bünyesinde gizli ve bağımsız bir yapılanmaya gidilmişti. Bu yapılanma sizinde hizmette bulunduğunuz Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi’dir.

Bu daire milli çıkarlar doğrultusunda, devamlılık ve gizlilik açısından gerekli durumlarda revizyona gidebilir. Bu nedenlerden dolayı tüm kolların da bilgilendirilmesiyle 1995, 1999 ve 2004 yıllarında revize edilmişti.

TUSHAD çalışanları arasında kısa, orta ve uzun vadede görev yapan her kesimden operasyon ve kontrespiyonaj kol çalışanı bulunmaktadır. TUSHAD Koordinatörlüğünde görev yapan Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın Sivil Kolu olan Beyaz Kuvvetlerin çalışanları karşılıklı bilgilendirmeyle dayanışmaya gidebilirler.

Böyle durumlarda dayanışmanın oluşması TUSHAD Koordinasyon Merkezi tarafından sağlanır."

TUSHAD Koordinasyon Başkanı Osman Caner imzasıyla hazırlan görevlendirme yazısında ise şu emirler yer alıyor:

-İstihbarat birimine haber elemanı sağlamak.

-Kapsamlı medya çalışması yaparak topluma misyonerlik faaliyetlerinin gerçek amaçları arasında bulunan bölücü ve yıkıcı yönlerini anlatmak. Bu konuda görsel ve yazılı medyayı tam anlamıyla kullanarak toplumun misyonerlere olan bakış açısında etki yaratmak. Misyonerlerin, Alevi ve Kürtleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı kışkırttıklarını vurgulamak. Misyonerlerin Türkiyeyi bölmek istedikleri anlatmak.

-Devletin tüm kurum ve kuruluşları ile dayanışmayı sağlamak.

-Siyasi parti liderleri ve sivil toplum örgütleriyle ortak çalışma yapmak. Konferans, panel, seminer gibi bilinçlendirme çalışmaları yapmak.

-Jandarma Genel Komutanlığının ve Emniyet Genel Müdürlüğünün desteği ile konferanslar verdirmek, basın açıklamaları yapmak.

-Yerel yönetimlerin desteği alınarak ortak çalışmlar yapmak.

-Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde konferanslar vermek.

-Üniversiteler ve akademik çevreyle irtibatlaşarak ortak çalışmalar yapmak

-JİTEM ile koordinasyona devam etmek

-Misyonerlik faaliyetleriyle ilgili olarak kitaplar hazırlamak. 

TUSHAD belgelerini görmek için tıklayın

HİÇBİR ŞEY GİZLİ KALMIYOR

Özel Harp Dairesi'nden (ÖHD) Beyaz ve Siyah Kuvvetlerin görev aldığı TUSHAD birimi ilk kez 22 Haziran 2012 tarihinde kabul edilen Malatya Zirve Yayınevi Katliamı davasının ek iddianamesiyle kamuoyuna yansımıştı.  İlerleyen süreçte TUSHAD'ın bundan da önce, ilk kez 5 Şubat 2012'de Zirve soruşturmasında savcıya ifade veren Zirve davası sanık ve tanığı İlker Çınar tarafından dile getirildiği ortaya çıktı. TUSHAD kimliklerini de savcıya teslim eden Çınar, Cumhurbaşkanı Özal'ın TUSHAD tarafından zehirlenerek öldürüldüğünü de iddia etti. Çınar bu iddiasında şaşırtıcı ayrıntılar da verdi. İlk anda şaşırtıcı olan iddialar, son 1 yıl içinde peşpeşe ortaya çıkan bilgilerle giderek güçleniyor.

Yine Aralık/2012 ve Ocak/2013'te Özel Harp mensuplarından MİT'e oradan da TBMM Komisyonuna ulaşan çok sayıda ihbar mektubunda TUSHAD'ın varlığından bahsedildi. Bu bilgilerin tümünde Özel Harp Dairesi ve onun kurduğu Ergenekon hücresi TUSHAD'ın çok sayıda terör olayını planladığı, aslında Türkiye'deki terörü en üst düzeyde planlayıp yürüten resmi daire olduğu iddia ediliyordu. 

Bu şekilde peşpeşe gelen bilgilerden rahatsız olan Genelkurmay geçtiğimiz haftalarda yaptığı bir açıklama ile Özel Harp'in terörle bağlantısı iddialarını yalanladı. Genelkurmay, Tushad biriminin olmadığını da iddia etti. 15 Şubat 2013 tarihinde "Genelkurmay, Özel Harp'i yalanladı" başlığıyla yaptığımız haberde bu reddin ne kadar anlamsız olduğunu çok sayıdaki delil ve bulguyu sıralayarak gösterdik. Delillerin arasına bu Tushad belgeleri de eklenmiş oldu. 

Genelkurmay JİTEM'in varlığını da yıllardır inkar etmekteydi. JİTEM'in var olduğu, maaş bordrolarına varıncaya kadar çok sayıda resmi belge ile ortaya çıkmasına rağmen Genekurmay inkarcı tavrını sürdürdü. Nuh dedi Peygamber demedi. Öyle ki, bir kaç gün önce 4 Mart 2013 tarihinde görülen Malatya Zirve katliamı davasının 57. duruşmasında mahkeme başkanının ilginç bir tepkisi oldu. Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hazırlanan bir rapor ile JİTEM yapılanmasının ortaya çıkartıldığını belirtti. Kısa, Hurşit Tolon'un JİTEM'in olmadığını mahkemede söylediğini hatırlatarak, "Bir orgeneralin JİTEM yoktur demesi çok garip" dedi. 

İnkarların anlamsızlığı Balyoz davasında da ortaya çıkmıştı. Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner'in "Balyoz planı bizden çıkmış, namertlere kaptırmışız" ses kaydında da görüldüğü gibi (9) planların varlığı gayrıresmi seviyede kabul edilmesine karşın resmi düzeyde hiç bir zaman kabul edilmedi. Hep inkar yolu seçildi. Hatta askeri bilirkişilerin delilleri sahte gösterme çabaları mahkeme heyetinin tepkisini çekti ve gerekçeli kararda bu tepki ortaya konuldu. (10) Delillerin gerçek olduğu mahkemenin verdiği kararla da görüldü. Aynı konudaki son gelişme de ilginçti. Balyoz davasında TÜBİTAK'ın atadığı bilirkişilerin "delillerin gerçek olduğu"na dair görüşlerine itiraz edildi. Balyoz lideri Org. Çetin Doğan, "Bilirkişiler delillere nasıl gerçek diyebilir, delillerin sahte olabileceği ihtimalinden raporlarında nasıl bahsetmez?" diye bilirkişiler aleyhine tazminat davası açtı. Ancak dava hem yerel mahkeme, hem de Yargıtay tarafından reddedildi. Yargıtay, bilirkişi incelemelerinin hukuki olduğunu gösterdi. 

Genelkurmay Ergenekon soruşturmasıyla başlayan süreçte hep inkar yolunu seçti. Mahkemelerden deliller hep gizlendi, neredeyse soruşturma ve davalara hiç yardımcı olunmadı. (12) Ancak yukarıda verilen örneklerden de anlaşılacağı gibi Genelkurmay'ın anlamsız şekilde yargıdan bilgi gizleme çabası bir işe yaramıyor. Peşpeşe ortaya çıkan belgeler, Balyoz mahkemesinin de işaret ettiği gibi askeri yetkililerin skandal şekilde yargıdan gizlenme çabalarını deşifre ediyor. Balyoz mahkemesinin, askeri bilirkişilerin delilleri sahte gösterme çabalarına gösterdiği tepki aslında çok ilginç. Bu tepki, yargı da dahil herkesin olayların farkında olduğunu ve tepki gösterdiğini gösteriyor. Ancak bunu bir tek askeri yetkililer göremiyor ne yazık ki. Basiretsiz askeri yöneticiler TSK'yı gereksiz yere tartışmanın içine çekiyor, itibarının zedelenmesine neden oluyor. Hatta öylesine ki, ihbar üzerine Donanma Komutanlığı'na bir baskın yapılması ve zemin karolarının altına gizlenmiş çuvallarca belgelerin bulunması, cuntacıların TSK'yı ne kadar zor bir duruma düşürdüklerine çarpıcı bir örnek. Ancak herşeye rağmen farkında olunması gereken kritik ayrıntı, itibarı zedelenenin TSK değil onun üniforması içinde yanlış işlere ya da yasadışılığa bulaşanların olduğudur. Bu ayrımın gözden kaçırılmaması gerekiyor. TSK hepimizin ordusu.

(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)

TUSHAD BELGELERİNİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ
SON VİDEO HABER

Münbiçli Arap esnaf, PKK/YPG'yi anlattı

Haber Ara