'Arkadaşlarım mason localarında Kuran ve İslam dersleri vermeye başladılar'
“İslam davası güden birinin İsrail milletvekilleriyle ne işe olabilir ?” Adnan Oktar bu soruya verdiği cevapla İsrail'le arasında olan ilişkiye açıklık getirdi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-03-08 10:20:47
Adnan Oktar'ın Habervaktim'den Fatih Akkaya'ya verdiği röportajın 2. bölümü ;
-Bir tv kanalı var, oradaki programlarınız tartışma konusu olabiliyor. Bu kanalı kurmadaki amacınız nedir?
Allah’ın rızası, rahmeti ve cenneti. Benim her anımda tüm çalışmalarımda tek amacım budur. A9 TV de arkadaşlarımın kanalı ve çok güzel tebliğ hizmeti yapıyor maşaAllah. Türkiye’nin reklam almayan, 24 saat imani çalışma yapan, üstelik bilimsel, akılcı, şüpheye hiç yer vermeyen bir anlatımla bunu yapan mükemmel bir kanal.
-İzleyici sayınız nasıl, sayı verebiliyor musunuz?
Çok çok iyi. Bir araştırma yaptırdık, yurt içi ve yurt dışı 30 milyondan fazla insanın takip ettiğini gördük. Canlı yayın sırasında sadece internet üzerinden takip ortalama 190 bin kişi oluyor, ki buna uydu ve dsmart üstünden seyredenler dahil değil.
O KIZLARIN GÖRÜNTÜLERİNİ İSLAMİ ÖLÇÜLERE UYGUN MU BULUYOR?
-Bu kanaldaki kızlar İslami camianın tepkisini çekebiliyor, neler söyleyeceksiniz? Bu kızların giyim kuşamları, makyajları vs… İslami ölçülere ne kadar uygun?
Başörtülü de çarşaflı da açık da yüzde yüz tertemiz Müslümandır. Genel olarak bazı kardeşlerimiz arasında açık olanlara karşı yoğun bir nefret görüyorum ben. Açık olan hanımların özellikle de dini anlatmasına, Allah’ı anlatmasına müthiş karşı çıkıyorlar. Bu doğru bir tutum değil. Bu şekilde bir dışlama olmaz. Ne güzel Allah’ı anlatıyorlar, dini anlatıyorlar, güzel ahlakı anlatıyorlar, buna teşvik ediyorlar. Bundan rahatsızlık değil sevinç duyması lazım herkesin.
BÖYLE BİR ORTAMDA DİNDEN İMANDAN BAHSETMEK NASIL BİR ŞEY?
-Sizin böyle bir ortam oluşturmanızda, böyle bir ortamın içinde dinden-imandan bahsetmenizde bir gariplik görenlerin size haksızlık yaptıklarını mı düşünüyorsunuz? Hiç haklılık payları yok mu sizi eleştirenlerin?
Bu çok yanlış bir düşünce şekli. Din, Allah sadece belli ortamlarda anılır diyorlar. Bizim milletimizin büyük kısmı sahil kesimlerinde yaşıyor, yazın deniz kenarında oluyor o zaman o insanlar. Deniz kenarında olduğu için hiç Allah’ı anamayacak. Düğüne, horona, halaya katılan insanlar bu süre boyunca Allah’ı anamayacak. O zaman ne zaman Allah’ı anacaklar, sadece camide mi? İşte bu mantık sebebiyle Müslümanları adeta gettoların içine kapıyorlar. Din hayatın her anında vardır. Allah her yerde anılır. Müslüman Allah’ı her ortamda her yerde bol bol sevgiyle anar. Böyle düşünenlerin İslam’ı tüm insanlara ulaştırması mümkün olmaz. Benim ve arkadaşlarımın farkı bu zaten, kimsenin giremediği kimsenin girmeyi dahi tahayyül edemediği ortamlara giriyor ve gürül gürül Allah’ı anıyor, İslam’ı tebliğ ediyoruz inşaAllah. Ve elhamdülillah neticesinde de çok güzel gelişmeler oluyor, kitleler İslam’a yöneliyor.
“MÜZİĞİ SEVİYORUM, DANSI SEVİYORUM”
-Tv programlarında zaman zaman dans ediyorsunuz. Dansı seviyorsunuz anlaşılan? Tebliğ programında dansı kendinize nasıl yakıştırıyorsunuz, bu hareketlerinize tepkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Müzik Allah’ın yarattığı bir nimet. Cennette en güzel müzikler olacak. Bizim milletimiz dansı da müziği de sever, gidin Karadeniz’e horondan zevk alırlar, kadınlı erkekli üstelik, Allah’ı da çok severler dine de çok sadıktırlar. Gidin Anadolu’ya halaylarla bir araya gelir insanlar. Müslümanların elinden sanatı, müziği, bilimi, teknolojiyi alıp, haram olmadığı halde bu nimetleri haram kılanlar Müslümanlara iyilik yapmıyorlar. Böyle yaparak elini kolunu bağlamış oluyorlar Müslümanların. Bilim yasak diyor adam, sanat yasak diyor, müzik yasak diyor, dans yasak diyor, ortaya koyduğu model düşünmeyen, estetikten, temizlikten, kaliteden zevk almayan, güzellik oluşturmayı bilmeyen, bilimsel gelişim yapamayan bir model oluyor. Böyle bir model İslam değil. Ben açık sözlü bir insanım, müziği seviyorum, dansı seviyorum, güzellikleri seviyorum. Müzik haram deyip müzik yayını yapan, dans haram deyip bir sonraki programda halay çekilen bir anlayışta değilim.
“TARİKAT DEĞİLİZ”
-Adnan Oktar ve sevenleri bir tarikat mı olmuş oluyor? Öyle ise siz de tarikat lideri mi oluyorsunuz?
Hayır, bir arkadaş grubu sadece. Allah’ı seven, vatanını seven, büyük Türkiye idealinde olan, Türk İslam Birliği’nin kurulmasını ülkü edinmiş, vefakar, cefakar, fedakar bir arkadaş grubu. Ben de ne hocayım, ne alimim. Allah’ın aciz bir kuluyum sadece.
-Sizi seven pek çok insan var. Ve bu insanların pek çoğunun gelir seviyesi yüksek, okumuş yazmış insanlar oldukları gözleniyor. Sizde, sohbetlerinizde neler buluyor bu insanlar?
Müslüman denildiğinde bakımsız, fakir, eğitim seviyesi düşük insan akla gelir düşüncesini yıktık biz. Kuran’a da baktığınızda Peygamberlerin hep kavimlerin önde gelenlerine tebliğ yaptığını doğrudan buradan başladıklarını görürsünüz. Bu Allah’ın Kuran’da gösterdiği bir tebliğ yöntemidir. Ben samimi bir insanım, dürüst bir insanım, yaşadığımı anlatıyorum. Akılcı değerlendiririm olayları, gerçekçi bilimsel bakarım. Sanattan hoşlanırım, estetikten hoşlanırım. Arkadaşlarım da benim gibi düşünen insanlar. İnsanlar böyle kaliteli güzel estetik temiz ve modern anlayıştan hoşlanıyorlar, severek ve isteyerek İslam’a yaklaşıyorlar o zaman.
İSLAM DAVASI GÜDEN BİRİNİN İSRAİL MİLLETVEKİLLERİYLE NE İŞE OLABİLİR?
-Ve zaman zaman gündeme gelen İsrail’le yakınlık konusu. Nedir bu işin aslı? İnternet sitelerinde bazı İsrail milletvekilleri ile falanca yerde biraraya geldiğiniz, falanca toplantısı yaptığınız yönünde haberler görmek mümkün. İslam davası güden birinin İsrail’li milletvekilleri ile ne işe olabilir?
Benim İsrail’den gelen hahamlarla, milletvekilleriyle yaptığım tüm görüşmeler açık ve aleni görüşmeler. Filistin’in kurtuluşu slogan atmakla, nefret dolu söylemlerle, tüm Museviler kahrolsun demekle olmaz. Filistin’deki Müslümanların kurtulması değil, tüm İslam aleminin tüm insanlığın kurtulmasıdır esas olan. Bu da İslam Birliği ile mümkün olur. İslam Birliği bir sevgi birliğidir. Müslüman tüm insanlara tüm inançlara karşı saygılı ve sevecen yaklaşır ki, Museviler Bir Olan Allah’a iman eden, Kitap Ehli insanlar. Kitap Ehline karşı tutumumuzun nasıl olması gerektiği de Kuran’da açık. Kitap ehlinden hanımla evlenebiliyor Müslümanlar, Kitap ehlinin yemeği Müslümana helal. Ne demek evlenmek, o insanla hayatını birleştirmek. Aynı yastığa baş koymak, ailelerinin de bir olması. Eşi oluyor insanın, canı oluyor, sırdaşı oluyor. Ne diyecek eşine “Lanetli Yahudi” mi diyecek insan o zaman? Böyle olmayacağı açık. Peygamberimiz (sav), kitap ehli ziyaretine geldiğinde cübbesini seriyordu yere üzerine oturması için. Hristiyanların Mescidi Nebevide ibadet etmelerine izin veriyordu, ziyarete gelen Kitap Ehli sahabenin evinde kalıyordu. Aynı evde kalıyorlar düşünün nasıl bir ortam olduğunu. Bunda öfke var mı, kin var mı, lanetli insan muamelesi var mı? Yok. Bizim de tavrımızın bu olması lazım. Ki yaptığımız bu görüşmelerle çoğu insanın haberinin dahi olmadığı çok mühim önemli gelişmeler oluyor. 4000 Filistinli esirin serbest bırakılması mesela bunlardan biri. Bunlar hep görüşerek, konuşarak, şefkatle yaklaşarak oluyor.
-Kitaplarınızın ateistleri, Darvin hayranlarını hayli kızdırdığı kesin? Tehdit aldığınız oldu mu?
Bugüne kadar 8 defa suikast girişimi oldu bana karşı. Televizyonda da defalarca anlattım bunları detaylı olarak. Sürekli tehditler de alıyorum. Hiç fark etmez, bunlar benim azmimi, neşemi, şevkimi daha arttırır. Hayatımı daha da güzelleştirir.
MASONLARLA ARASI NASIL?
-Kitaplarınızda masonlarla ilgili de bilgiler aktarıyorsunuz. Masonlarla aranız nasıl? Size nasıl bakıyorlar?
Masonlarda da çok mühim gelişmeler oldu. Masonların içindeki dindar olan, dine yakın olan insanlara sürekli Kuran’ı, İslam’ı anlatıyoruz. Ziyaretime de geldiler, geliyorlar. Tapınak Şövalyeleri de geldi. 33. Derece masonlar geliyor ve Kuran’ı ilk defa böyle öğreniyoruz, çok sevindik çok memnun olduk diyorlar. Arkadaşlarım mason localarında Kuran ve İslam dersleri vermeye başladılar. Tabi ateist masonlar bu durumdan çok rahatsız. Ama bu durumu değiştirmez, inşaAllah masonlar da İslam’a yardım eden, hizmet eden konuma gelecekler.
“ÇÜRÜMÜŞ BİR İDDİAYI GÜNDEMDE TUTUYOR” İDDİASI
-Diğer taraftan, evrim teorisini çürüten çalışmalarınızla ilgili olarak şöyle de bir görüş var: “Bu şekilde, tamamen çürümüş bir iddiayı gündemde tutmuş oluyor!” Neler söyleyeceksiniz? Bugün halen insanlığın evrim teorisi tehdidi altında olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Çürümüş de kim çürütmüş bunu söylemiyorlar? Kim yüzlerce kitaplar tüm bilimsel delilleri ortaya koymuş? Kim binlerce konferansla yüzbinlere hakikati ulaştırmış? Kim onlarca belgeselle gençleri bilgilendirmiş? Bu soruların tek cevabı var: Adnan Oktar. Elhamdülilah Allah beni ve arkadaşlarımı bu güzel neticeye vesile kıldı. Yalnız, Darwinizm mi var ki diyen arkadaşlar, okullarda halen evrimin mecburi olarak okutulduğunu unutuyorlar. Biyoloji dersinde evrim yok diyen sınıf geçemiyor. Üniversitelerde evrimi eleştiren akademisyenler işten atılıyor. Dünyanın pek çok ülkesinde adeta darwinist bir dikta var, bunu görmezden gelmek yenilgiyi baştan kabul etmek olur. Darwinizm bilimsel olarak zaten çökmüş durumda, bunu tüm insanlara iyi göstermek lazım.
(habervaktim)
SON VİDEO HABER
Haber Ara