İslam karşıtı hükümet ve Bangladeş’in infazı!
Önümüzdeki günler Bangladeş ve aslında tüm bölge ve İslam âlemi için kritik günler. İslam ülkeleri ümit ederiz cesur adım ve inisiyatiflerle bu gidişatı durdururlar. Aksi halde Bangladeş’in infazı anlamına gelir!
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-03-06 10:08:06
TIMETURK / Cihangir İşbilir
Nüfus olarak üçüncü büyük İslam ülkesi ve dünya Müslüman nüfusunun onda birinin anavatanı olan Bangladeş’te bir süredir şiddetli bir İslam karşıtlığının yanı sıra tüm çeşit ve boyutlarıyla tam bir hukuk cinayeti yaşanıyor. Bu gidişat bir şekilde durdurulamazsa tarihi istikrarsızlıklarla dolu Bangladeş, sonu belli olmayan kanlı bir iç savaşa sürüklenecek.
5 Şubat’ta Şeyh Hasina Hükümeti’nin desteğiyle başlayan ve Bangladeş Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (Bu mahkemenin yapısı ve muhakeme sürecindeki problemleri daha önce yine burada iki defa yazmıştık) savaş suçu ile yargılanan Cemaat-i İslami liderlerinin cezalandırmalarını talep eden ‘Shahbag Protestoları’nda 9 Şubat’a kadar 20 bin kişi toplandı. (Shahbag, şahbahçesi anlamına gelen Dakka’daki büyük meydan) Bütün muhalefet partilerinin ve bilhassa Cemaat-i İslami taraftarlarının karşı gösteriler yapmalarıyla hükümet arzu ettiği gerginlik ortamını da yakalamış oldu.
Tam da böyle bir atmosferde Mahkeme’nin Cemaat-i İslami liderlerinden, Bangladeş’in sevilen tefsir âlimi Şeyh Delvar Hüseyin Saidi’ye idam kararı vermesi ülkeyi bir anda ateş topuna çevirdi. (Ocak sonunda da Abdulkelam Azad’a müebbet hapis cezası verilmişti) Son iki haftada 200’den fazla kişi öldürüldü. Binlerce insan tutuklandı ve türlü işkencelerden geçirildi. Muhalefet mensuplarına karşı 55 bin dava açıldı.
Hükümet tüm araçlarıyla ve gücüyle bu durumu kullanarak muhalefete yakın bankalar, medya organları, okullar, işadamlarına karşı şiddetli bir kıyım başlattı. Gelecek yıl yapılacak seçimler öncesi tüm muhalefeti sindirmeyi hedefleyen Bangladeş hükümeti, Bangladeş’te seçim öncesi bağımsız geçici hükümet kurulmasını öngören sistemi de kaldırdığını ilan etti. Cemaat-i İslami idarecileri Şeyh Saidi’nin idam kararının infaz edilmesinin Bangladeş’in infazı anlamına geleceğini ve ülkenin şiddetli bir iç savaşa sürükleneceğini ifade ediyorlar.
‘SAVAŞ SUÇLARI MAHKEMESİ’ ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYOR!
Başta ‘uluslararası’ ve ‘hukuk’ sıfatları olmak üzere, gerek kuruluş gerekse işleyiş gibi birçok yönden malul ve sakat olan Bangladeş Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi (ICT), hükümetin yönlendirmesi doğrultusunda 1971 kanlı Bağımsızlık Savaşı’nda savaş suçu işledikleri gerekçesiyle içlerinde 91 yaşındaki Gulam Azam’ın da olduğu 12 muhalefet liderini (dokuzu Cemaat-i İslami üyesi) idamla yargılıyor.
‘Düzmece mahkeme’nin kirli bağlantılarının Aralık ayında ortaya çıkmasına ve hükümetin de ortak olduğu bir şebeke tarafından manipüle edildiği ifşa olmasına rağmen muhakeme süreci hiç durmadı. Bir savunma avukatı şüpheli bir şekilde öldürüldü, savunma tarafının şahitleri her safhada engellendi ve yıldırıldı.
Uluslar arası insan hakları kurumları, ABD’nin savaş suçlarından sorumlu büyükelçisi Stephen Rapp, İngiltere Parlamentosu’nun İnsan Hakları Grup Başkan Yardımcısı Lord Eric Avebury, Human Rights Watch, Amnesty International mahkemenin kuruluş ve işleyiş sürecini sürekli eleştirip Bangladeş hükümetini uyardılar. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan gerek mektuplar gerekse çeşitli görüşmeler yoluyla Bangladeş hükümetini bu hukuksuz tutumdan vazgeçirmeye çalıştılar. Hatta Türkiye’den 14 kişilik hukukçu ve sivil toplum mensuplarından müteşekkil bir heyet Bangladeş’e giderek temaslarda bulundu. Ama tüm bu çabalar şimdilik herhangi olumlu bir sonuç doğurmadı.
İSLAM KARŞITI HÜKÜMET!
Bangladeş karanlık ve kirli bir kendine özgü ’28 Şubat’ yaşıyor! Hükümet desteğindeki Shahbag Protestolarında da görüldüğü gibi organizatörler İslam’a, Hazret-i Peygamber’e her türlü hakaret ve küfrü yapıyorlar. İslami Partiler ve mensuplarına yönelik yasaklama kararları gittikçe artıyor. Shahbag Protestoları’nda en çok dile getirilen istek İslam’ı referans alan teşebbüslerin her alanda, siyaset, ekonomi ve eğitimde yasaklanması. Bu doğrultuda çalışan hükümet tüm okullarda İslami dersleri kaldırdı, tesettür aleyhinde de yoğun bir kampanya yürütüp kız öğrencileri örtünmemeleri yönünde teşvik ediyor. Yine Aralık 2012’de 31 önemli kadın lider (birisi altı aylık hamileydi) tutuklanıp iki hafta boyunca çeşitli işkence ve sorgulamalardan geçirildiler. Halen de dindar kadın lider ve eğitimcilere yönelik yıldırma harekâtı devam ediyor. Bütün bunlara ilaveten, sadece İslami değil muhalefete yakın gazeteler, internet siteleri, bloglar kapatılıyor, çalışanları tutuklanıyor, muhalif veya İslami yayın yapılması engelleniyor.
NELER YAPILMALI?
Konuyu yakından takip eden hukukçular Bangladeş’teki düzmece mahkemenin yapısı ve işleyişini tartışmak, hiç olmazsa yargılamaların bağımsız, Bangladeş dışında, uluslar arası bir mahkemede yapılmasını temin etmek için bir konferans yapmayı planlıyorlar.
Bangladeş hükümetinin bugüne kadarki tavırlarına bakılırsa bu tarz bir konferansın tek başına bir etki doğurması zor olmakla birlikte uluslar arası kamuoyunu harekete geçirebilme ihtimali var.
Bununla birlikte, Bangladeş Hükümeti’ni sağlıklı adımlar atmaya zorlayacak bir küresel kampanyanın başlatılması şu an için tek çıkar yol olarak görünüyor. Özellikle Bangladeş üzerinde etkisi büyük olan ABD ve İngiltere hükümetleri (1), Suudi Arabistan, Malezya ve Katar hükümetleri (2) ve son olarak da Hindistan hükümeti nezdinde uluslar arası girişimlerle Bangladeş hükümetine baskıyı artırmak gerekiyor.
Önümüzdeki günler Bangladeş ve aslında tüm bölge ve İslam âlemi için kritik günler. İslam ülkeleri ümit ederiz cesur adım ve inisiyatiflerle bu gidişatı durdururlar. Aksi başta da belirttiğimiz gibi Bangladeş’in infazı anlamına gelir!
Cihangir İşbilir, İDSB Genel Koordinatörü
[email protected] @cihangirisbilir
SON VİDEO HABER
Haber Ara