Dolar

34,9533

Euro

36,7005

Altın

2.997,96

Bist

10.009,59

Ahmet Özcan’la dünden yarına ideallerimiz ve gerçeklerimiz

Bülbülzade Vakfı Öğretmen Komisyonu tarafından organize edilen Aylık Seminerler Kuşağına bu ay yazar Ahmet ÖZCAN konuk oldu. Ahmet ÖZCAN Gaziantep’te 'Dünümüz, Bugünümüz, Yarınımız, İdeallerimiz ve Gerçeklerimiz' konulu bir seminer verdi.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-03-06 11:36:10

Ahmet Özcan’la dünden yarına ideallerimiz ve gerçeklerimiz
TIMETURK / Haber Merkezi

Bülbülzade Vakfı Öğretmen Komisyonun Aylık Seminerler kuşağı dizisi kapsamında organize ettiği "Dünümüz, Bugünümüz, Yarınımız, İdeallerimiz ve Gerçeklerimiz" konulu programın sunumunu Eğitim Yöneticisi Mesut AYDAĞ yaptı. 4 Mart Pazartesi günü Bülbülzade Vakfı Sosyal Tesisleri Konferans Salonunda yapılan programa çok sayıda davetli katıldı. Programa Suriye’den de kalabalık bir gurubun katıldığı gözlendi.

AHMET ÖZCAN: OSMANLI YIKILINCA ÖZGÜVENİMİZİ KAYBETTİK


Sunumcu Mesut AYDAĞ’ın kısa öz geçişini okumasının ardından kürsüye gelen Ahmet ÖZCAN konuşmasında özetle şu noktalara değindi; “2007’den sonra önce Türkiye’de arkasından Tunus’tan başlamak üzere Arap dünyasında insanlar bir şeyleri sorgulamaya ve bunun neticesinde de harekete geçmeye başladılar. Türkiye’deki bu değişim demokratik bir süreçte milletin kararıyla, oyuyla, çabasıyla, direnmesiyle devam etti. Maalesef Arap ülkelerinde bu süreç demokrasi geleneği olmadığı için daha kanlı, daha zorlu, daha sıkıntılı bir şekilde başladı, devam ediyor ve doruk noktasına da Suriye’de ulaşıldı. Suriye’deki ise çok daha ağır, çok daha kanlı bedeller ödedi ve ödenmeye de devam ediliyor.

Peki, buraya nasıl gelindi? Öncelikle şunu söylemek lazım ki; Toprak kaybedilir tekrar kazanılır, nüfus kaybedilir tekrar çocuk doğrulur, ekonomik kayıplarımız olur tekrar telafi edilir, binalarımız yıkılır yenisini yaparız, ama Osmanlı’nın yıkılışı ile İslam dünyasının, doğulu halkların özgüvenleri yıkıldı, kendilerine güvenleri kayboldu. En büyük kaybımız buydu bence. Ve bugün başlayan değişim süreci ile devrimlerle aslında tekrar bu özgüvenin gelmesi, tekrar bu özgüvenin kazanılması söz konusu. Başarıyı ancak ve sadece bununla ölçebiliriz. Eğer ne olup bittiğini, kendi lehimize yazıp yazmama konusunda kararsızsak sadece bununla ölçebiliriz. Kendimize özgüven geldi mi gelmedi mi? Geliyorsa doğru işler yapılıyordur, lehimize işler oluyordur ve inşallah daha da iyisi olacaktır.” dedi.

KOMPLO TEORİLERİNİN TEMELİNDE ÖZGÜVENSİZLİK YATIYOR


Son 100 yıldan çıkaracağımız en önemli dersin milletimizin olan biteni bir kenara not ederek; analarımızın, babalarımızın, dedelerimizin yeni nesillerimizi boğaz tokluğuyla yaşayarak yetiştirmesi ve bu günlere hazırlaması olduğunu söyleyen ÖZCAN konuşmasına şöyle devam etti; “Asıl büyük devrim budur. Bunun şuanda meyvelerini görüyoruz. Milyonlarca insanın duası, sabrı, çocuklarının sessiz sedasız yetiştirmesi ve onun sonucunda bugün yaşadığımız birçok hayırlı gelişmenin patlaması söz konusu diye düşünüyorum. Bunun karşısında ise emperyalist güçlerin desteklediği, beslediği, her türlü ekonomik, siyasi, askeri imanla donattığı diktatör rejimler, sahte devletçikler vardı. Karşılarında güçlü bir millet olmadığı için bunlar yaşanıyordu. Şimdi millet ayağa kalkınca bunların ne kadar cüce, ne kadar aciz, ne akar güçsüz olduklarını da hepimiz görmüş olduk. Aslında tarih şuanda yazılıyor ve gerçekten sıradan insanlar tarafından yazılıyor. Hiçbir biçimde planlanmamış, projelendirilmemiş, örgütlenmemiş, tamamen kendiliğinden, insanların onur ve haysiyet için ayağa kalktıklarına şahitlik ediyoruz.

Ama bu özgüvenimizi maalesef yitirdiğimizden dolayı; Türkiye kamuoyunda, Ortadoğu kamuoyunda, dünya kamuoyunda bu devrimleri lekelemeye, kafa karıştırmaya, bu devrimler hakkında şaibeler çıkarılmaya dönük çalışmalar söz konusu. Bunların temelinde ise çok basit bir neden var. “Biz yapamayız! Biz kimiz ki?” Amerika yapıyor, Amerika yönetiyor, Amerika karıştırıyor, arkasında Avrupa var, arkasında o var, arkasında bu var. Yani orada ölen insanlar, onların haysiyeti, onların iradesi hiç bir şey. Varsa yoksa bir takım büyük güçler var, her şeyi onlar yapıyor. İşte bu özgüvensizliğin sonucu olarak maalesef Türkiye kamuoyunda da, dünya kamuoyunda da bu komplo teorilerine inanan insanlar var. Oysa şunu hiçbir zaman unutmamak lazım ki, olan herhangi bir olay mümkün olduğu için oluyordur. Hayat aslında bu kadar basittir. Komplo teorileri, kendini güvenmeyen insanların, aslında Allaha inanmayan insanların inanacağı teorilerdir.”dedi.

Ahmet ÖZCAN program sonunda okurlarıyla buluşarak kitaplarını da imzaladı.











Haber Ara