İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, şüpheli Sevan Nişanyan'ın kendi internet sitesinde yazdığı bir yazıda Hz. Muhammed'e hakaret ettiği iddiasıyla ile ilgili 15 kişinin şikayeti üzerine başlatılan soruşturma tamamlandı.
Soruşturma sonucu hazırlanan ve mahkemece kabul edilen 7 sayfalık iddianamede, yazar Nişanyan ''şüpheli'', 15 kişi ise ''müşteki'' sıfatıyla yer alıyor. Şüpheli Nişanyan ile 15 müştekinin ifadesine yer verilen iddianamede, müştekilerin, şüpheli Nişanyan'ın kendi internet sitesinde ''Nefret suçlarıyla mücadele etmeli'' başlıklı yazısında Hz. Muhammed'e hakaret içeren sözler sarf ettiğini beyan ettikleri belirtildi.
-Nişanyan, suçlamaları kabul etmedi
Şüpheli Nişanyan'ın ifadesinde ise hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini ve dava konusuyla ilgili başka hiçbir sözünün bulunmadığını söylediği ifade edilen iddianamede, Nişanyan'ın internet sitesindeki dava konusu yazısına da yer verildi.
Nişanyan'ın yazısında ''...Bundan yüzlerce yıl önce Allah ile kontak kurduğunu iddia edip bundan siyasi, mali ve cinsel menfaat temin etmiş bir Arap lideriyle dalga geçmek nefret suçu değildir'' şeklinde beyanların bulunduğu belirtildi.
-İfadelerin ''Hz. Muhammed'e yönelik olduğu açık ve net''
Şüphelinin söz konusu yazısında, İslam dininin peygamberi olan Hazreti Muhammed hakkında ''Allah ile kontak kurduğunu iddia eden'', ''bundan siyasi, mali ve cinsel menfaat temin eden'' ve ''bir Arap lideri'' olduğu yönündeki nitelendirmelerde bulunduğu anlatılan iddianamede, bu sözlerin Hz. Muhammed'e yönelik olduğu açık ve net olduğunun anlaşıldığı kaydedildi.
İddianamede, TCK'nın 216. maddesinde yer alan ''halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama'' suçuna ilişkin düzenlemenin hukuki yararlılığından bahsedilerek şu ifadelere yer verildi:
''Kişilerin kendilerini mensubu olarak kabul ettikleri dinlerinin kutsal saydığı Allah, melekler, peygamberler, kutsal kitaplar, cennet, cehennem gibi kavramlar ve bu dinlere ait ibadet yerleri ile ibadet şekillerine yönelik hislerini koruma altına almak suretiyle, toplumsal barışın bozulmasına engel olmak olduğu, bu hususun sadece İslam dini için değil Hristiyanlık ve Musevilik dini için de geçerlidir.
Düşünce ve ifadelerin açıklanması ile eleştirilerin yapılması sırasında, bu dinlerin mensubu olan kişilerin dini inançlarının gereği olan, önem verdikleri değerleri aşağılamaktan ve bu kişileri incitmekten kaçınılması gerekir.''
-''Yazının, kamusal tartışmaya bir katkısı yok''-
Özgürlüklerin mutlak olarak sınırsız kabul edilmesinin mümkün olmadığı ifade edilen iddianamede, ''bir başka özgürlüğün ihlali noktasına geldiği takdirde, özgürlüklerin sınırlanmasının söz konusu olabileceği hatırlatıldı.
Nişanyan'ın yazısında geçen ifadelerin başkalarını sebepsiz yere incittiğini, insan ilişkilerinin gelişmesine yarayan kamusal tartışmaya bir katkıda bulunmadığının anlatıldığı iddianamede, şüphelinin, nüfusunun yüzde 99'unun Müslüman olan ülkede Müslüman kesimin, değer verdiği, inandığı İslam dininin peygamberi olan Hz. Muhammed'e yönelik hislerini gereksiz yere incitecek şekilde dini değerleri aşağıladığı vurgulandı.
-''Yazı, kamu barışını bozmuştur''-
Ayrıca söz konusu yazının yayımlanmasından sonra kamuoyunda birçok kişi ve sivil toplum örgütü tarafından eleştiri, tepki ve tartışmalara neden olduğu, bu şekilde de yazının kamu barışını bozduğu belirtilen iddianamede, ''Bu suretle şüphelinin ifadeyi açıklama ve düşünce özgürlüğü ile eleştiri sınırlarını aşarak, halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama suçunu işlediği ve yazının internette yayınlanması nedeniyle de söz konusu atılı suçun basın yayın yoluyla işlendiği anlaşılmıştır'' denildi.
İddianamede, şüpheli Sevan Nişanyan hakkında ''halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama'' suçundan 9 aydan 1,5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istendi.
Şüpheli Nişanyan, gelecek günlerde İstanbul Sulh Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.
AA