Dolar

34,9506

Euro

36,7098

Altın

2.987,32

Bist

10.099,78

Bozdağ: Başörtüsü yasağını öngören bir anayasal bir düzenleme yok

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, 'Başörtüsü yasağını öngören bir anayasal ve yasal düzenleme yok. İdari bir takım tasarruflarla ortaya konmuş uygulamalar var. Bunlar; kabul edilebilir, doğru şeyler değil. Eşitlik ilkesine, hukuk devletinin gerekleri

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-03-01 13:28:56

Bozdağ: Başörtüsü yasağını öngören bir anayasal bir düzenleme yok
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, 'Başörtüsü yasağını öngören bir anayasal ve yasal düzenleme yok. İdari bir takım tasarruflarla ortaya konmuş uygulamalar var. Bunlar; kabul edilebilir, doğru şeyler değil. Eşitlik ilkesine, hukuk devletinin gereklerine, demokrasiye, insan haklarına uygun uygulamalar değil. ' dedi.

Bekir Bozdağ, Bozok Üniversitesi 7. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında geldiği Yozgat'ta, AK Parti İl Başkanlığı'nda partililerle bir araya geldi.

Bozdağ, daha sonra Yozgat Valisi Abdulkadir Yazıcı'yı ziyaret etti. Burada gazetecilerin sorularını cevaplayan Bozdağ, Türkiye'de uygulamada birçok eşitliksizliğin, AK Parti hükümetleri döneminde ortadan kalktığını söyledi.

Geçmişte Türkiye'de SSK, Bağkur ve Emekli Sandığı'nın ayrımı olduğunu dile getiren Bozdağ, 'Devlet insanlarını işçi, memur ve serbest meslek sahibi diye ayırmıştı. Hastane, sağlık ve emeklik hizmetlerinde dahi birbirine farklı uygulamalar vardı. Herkes prim ödüyordu ama maalesef devlet herkese eşit gözle bakmıyordu. Uygulamalar eşitsizlik üzerineydi. Biz SGK'yı kurduk ve bütün bu ayrılıkları ortadan kaldırdık. Sistemi denkleştirdik. Öte yandan hastaneleri birleştirdik eşitsizliği ortadan kaldırdık.' dedi.

Geçmişte üniversitelerde başörtülü öğrencilerin sıkıntılar yaşadığını hatırlatan Bozdağ, 'Üniversitelerde başı örtülü evlatlarımız okuma imkânı bulamıyordu. Bunu da ortadan kaldıran adımlar attık. Bu noktada bir eşitlik hayata geçti. Katsayı uygulaması vardı. Orada da ayrı bir haksızlık söz konusuydu. Meslek liselerinde okuyan öğrencilerimizle diğer liselerimizde okuyan öğrencilerimizi eşit şartlarda yarışa sokamıyorduk. Maalesef Danıştay da verdiği kararlarla kat sayı uygulaması konusundaki haksızlığı, adeta bir hakmış, bir adaletmiş gibi mahkeme kararıyla olumlu karşıladı. Ama buna rağmen bu konularda da adımlar atıldı. Şu anda üniversiteye girişteki eşitsizlikler kalktı üniversitelerdeki başörtüsü zulmü ortadan kalktı ve Türkiye pek çok alanda önemli değişimleri yaşadı. Başörtüsü yasağını öngören bir anayasal düzenleme yok. Yasal düzenleme de yok. İdari bir takım tasarruflarla ortaya konmuş uygulamalar var. Bunlar kabul edilebilir, doğru şeyler değil. Eşitlik ilkesine, hukuk devletinin gereklerine, demokrasiye, insan haklarına uygun uygulamalar değil. Bu uygulamaların zaman içerisinde ortadan kalkacağına, bu alanda da Türkiye'nin normalleşme sürecini yaşayacağına inanıyorum.' diye konuştu.

        İMRALI TUTANAKLARININ BASINDA YER ALMASI

        Çözüm sürecinin çok önemli bir süreç olduğunu kaydeden Bozdağ, 'Bizim derdiğimiz ülkemizde 30 yılı aşkındır bir süredir devam eden terör sorunun ortadan kaldırmaktır. Kanı durdurmak, terörü bitirmek, silahların bırakılmasını sağlamak ve insanlarımız arasındaki birliği ve kardeşlik hukukunu daha ileri bir düzeye taşımak ve güçlendirmektir. Ülkemizin hayrına, yarına neticeler ortaya çıkarmaktır. O yüzden bu neticeleri ortaya koyacak adımları attık. Adı üzerinde çözüm süreci. Sürecin, terör meselesini Türkiye'nin gündeminden çıkaracak, silah bırakmayı sağlayacak bir süreç olduğunu vurgulayan Bozdağ, 'Bizim amacımız bunu temin etmektir. Türkiye'deki yaşayan insanlarımızın büyük bir çoğunluğu hükümetimizin bu noktada ortaya koyduğu iradeyi desteklediğini ifade ediyor. Hatta MHP'ye ve CHP'ye oy veren seçmenlerin de önemli bir kısmının bu süreci desteklediğini anketlerden biliyoruz. Onlarla olan konuşmalardan biliyoruz. Ama tabi bu süreç bir günlük süreç değil, zaman alaca bir süreçtir. Çözümü süreci içerisinde, çözümden rahatsız olan, çözümü istemeyen, Türkiye'nin terör belasıyla daha uzun yıllar meşgul olmasını isteyen çevreler olabilir. Biz daha öncede benzer hadiselere tanık olduk. Bu yüzden bu süreç içerisinde zaman zaman, bu sürecin arkasındaki halk desteğini ortadan kaldırmaya dönük, bu sürecin yürümesini engellemeye dönük, bu sürecin doğurduğu pozitif ikilimi ortadan kaldırmaya yönelik olaylar olabilir.' diye konuştu.

        Türkiye'nin geçmişinde de benzer, hadiseler yaşandığını belirten Bozdağ, şöyle konuştu: 'Milletimizin çözüme olan inancı ve çözümün gerçekleştirilmesi konusunda bütün siyasi kuruma olan talimatı da ortadadır. Biz milletimizden aldığımız talimat çerçevesinde yolumuza devam edeceğiz. Millete rağmen bir netice ortaya koymamız söz konusu değildir. Ortaya çıkacak her sonuç milletimizin beklentilerine uygun olacaktır ve milletimizle beraber olacaktır. Dolayısıyla milleten gizli, milletin benimsemediği bir neticeyi ortaya koyan adımlar atmamız söz konusu değil. Maalesef basında, kişilerin kendi aralarında yaptıkları konuşmaları, 'doğruysa tabi ki' onu başka şekilde takdim etme gayretleri var. Bunların hepsi de yanlış şeylerdir. Bu çözüm sürecinde ortaya çıkmış bir metin falan değil. Bu tamamıyla ayrı şeyler. Bu oradaki kişilerin konuşmalarıyla, ne kadar örtüşür onu da bilemiyoruz ama iki üç kişinin arasında yaptığı bir konuşmayı bunu başka yönlere çekmek fevkalade yanlıştır. Onu özellikle ifade etmek istiyorum."

        "SÜRECİ AKAMETE UĞRATMAK İÇİN ÇALIŞANLAR BUNDAN SONRA DA OLACAK"

        Süreci akamete uğratmak için geçmişte de birçok olaylar olduğunu ve bundan sonra da olabileceğini dile getiren Bozdağ, süreci milletin de yakından takip ettiğini, çözümü kimin istediğini, kimin istemediğini milletin açık açık göreceğini vurguladı.

        "Bizim milletimizin önünde, milletimizle beraber yaptığımız işler var. Bunu da milletimizle beraber yapmaya devam edeceğiz." diyen Bozdağ, "Burada muhalefet partilerinin yaklaşımları çirkin. Kan dursun demek, terör bitsin demek, ülkede birlik ve beraberliğimiz güçlü olsun demek doğru bir şeydir ama bu söyleyenleri hainlikle itham etmek fevkalade yanlıştır. Büyük bir iftiradır ve çözümü istememekle eş anlamlıdır. Dünyanın neresinde görülmüş, 'Terör bitsin, kan dursun, gözyaşı dinsin, terör örgütü mensupları silahlarını bıraksın. Türkiye artık bu beladan kurtulsun. Bunun için adım atmalıyız' diyenlere hain, işbirlikçi, bölücü demek dünyanın hiçbir yerinde kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Sayın Bahçeli'nin eğer çözüme dair bir ifadesi varsa, insanlara hain damgası vurmaktan başka, bölücü demekten başka, bir tane bir cümle çözüme dair söyleyeceği varsa buyursun söylesin, Türkiye onu duysun, biz de duyalım. Ama sürekli baktığımız zaman iftira ve karalama kampanyası var. Benim aklım yetti yeteli bunların sloganı aynı: 'Türkiye bölündü bölünecek, parçalandı parçalanacak.' Bir zaman Komünizm geldi gelecek. Şimdi başka şeyler söylüyorlar. Onların kehanetleri doğru çıksaydı, şimdiye kadar neler olması lazımdı Türkiye'de. Ezberledik artık salı konuşmalarını: 'Hainler, bölücüler, iş birlikçiler...' Bu lafların geçmediği konuşma metni neredeyse Sayın Bahçeli'nin yok. Milletimiz onun söylediklerini de dinliyor. Bizi de dinliyor. Onun yaptıklarını da görüyor. Bizim yaptıklarımızı da görüyor. Zaten vakti gelince de seçim kantarında bunları da tartacaktır."

        Terörü bitirme ve Türkiye'nin gündeminden çıkarma konusunda samimi olduklarını ve iyi niyetle çabalarının süreceğini vurgulayan Bozdağ, mücadelelerinin terörü Türkiye'nin gündeminden çıkarana kadar devam edeceğinin altını çizdi.

        "TERÖRLE SADECE BİZİM DEĞİL HERKESİN UĞRAŞMASI LAZIM"

        Terörle sadece kendilerinin değil herkesin uğraşması gerektiğine işaret eden Bekir Bozdağ, "Bu konuda siyasi partilerin siyasal rekabeti bırakıp, hükümetin arkasında yekvücut olan bir yaklaşımı ortaya koymaları bu meseleyi siyaset üstü bir konu olarak değerlendirmeleri doğru olandır. Ama maalesef MHP ve CHP'nin süreç içerisinde ortaya bazı olumsuzluklar çıksa da 'hükümete şuradan bir bindirsek' diye bekleyen bir yaklaşım içerisinde olduğunu görüyoruz. Milletimiz de bunu görüyor. İnşallah hep beraber bunların yaptıklarını milletimizle beraber değerlendireceğiz. Bu çözüm sürecini neticeye ulaşması milletin huzurunu, güvenliğini huzurunu temin edecek şekilde neticelenmesi, terör bitirecek şekilde neticelenmesi, terör örgütünün silahları bırakılarak bu işten vazgeçecek bir noktaya getirilmesi, kanın durması, gözyaşının dinmesi Türkiye'nin birliğini ve kardeşliğini güçlendirecek neticeler ortaya koyması bu sürecin başarılı olacağını gösterir. Bu neticelerin çıkıp çıkmayacağını hep beraber zaman içinde göreceğiz.' ifadelerini kullandı.

Haber Ara