Dolar

34,9547

Euro

36,6100

Altın

3.020,33

Bist

10.058,63

BDP bilidisinden demokratikleşme çıktı

BDP Parti Meclisi, 26 ve 27 Şubat 2013 tarihinde BDP Heyeti'nin Abdullah Öcalan'la yaptığı görüşme, siyasal durum, 8 Mart, Newroz ve planlama gündemleriyle yapılan toplantının sonuç bildirisi yayımlandı.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-02-28 22:01:01

BDP bilidisinden demokratikleşme çıktı
BDP meclis sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede, "Kürt sorununun çözümü gerçek bir demokratikleşme olmadan mümkün değildir" denildi.

BDP Parti Meclisi, 26 ve 27 Şubat 2013 tarihinde BDP Heyeti'nin Abdullah Öcalan'la yaptığı görüşme, siyasal durum, 8 Mart, Newroz ve planlama gündemleriyle toplandı. Öcalan'ın BDP Heyeti'yle yaptığı görüşmenin aktarılmasının ardından şu saptamalar yapıldı:

Bugün gelinen aşama tarihi bir dönemeçtir. Öcalan'ın başlattığı süreç, devlet yetkilileriyle beş aydır sürdürdüğü görüşme, BDP Heyeti'yle yaptığı görüşme ve ardından partimize, KCK'ya ve Avrupa'daki birimlere gönderdiği mektuplarla başlı başına tarihi öneme sahiptir.

Cumhuriyet tarihinde ilk kez devlet, bir Kürt liderle böyle kapsamlı bir görüşme gerçekleştirmektedir. Böylesine önemli bir dönemeci yaşıyor olmamız, hiç kuşkusuz ki başta halkımız olmak üzere Kürt halkının özgürlüğü için mücadele eden herkesin ve yıllardır tek kişilik hücresinde olağanüstü bir direniş sergileyen Öcalan'ın sayesindedir.

14 yıldır Öcalan'ın sağlığı, güvenliği ve özgürlüğü için bütün alanlarda hep birlikte yürüttüğümüz mücadele ve son olarak tüm politik tutsaklarımızın açlık grevi direnişi İmralı tecridini yıkmakla kalmamış, Öcalan'ın Kürt sorununun çözümünün muhatabı olmasını sağlamıştır. Bu süreç kendi ellerimizle yarattığımız bir kazanımdır. Bu yüzyıl Kürtlerin yüzyılıdır. Kürt halkı, yıllardır el konulan haklarının iade edileceği, üzerindeki hegemonyaların yok olacağı ve özgürleşeceği bir dönemi yaşamaktadır.

Ortadoğu'nun yeniden şekillendiği bu dönemde, Kürtler artık çok önemli ve değiştirici, dönüştürücü bir aktördür. Kürtlerin bir bütün olarak özgürlüğe yürüyor olmasında Öcalan'ın rolü tartışılmazdır.
Öcalan'ın bütün halkların eşit hukukundan, özgürlük ve demokrasiden yana stratejik yaklaşımı sadece Kürt halkı için değil, Türk halkı ve bütün Ortadoğu halkları için önemlidir.

Nitekim Rojava'daki gelişmeler bunu kanıtlamaktadır. Etnik ve mezhepsel zenginliğin halklar çatışmasına dönüştürüldüğü Suriye'de Suriye Kürtleri, yan yana yaşadığı halklarla birlikte devlet eksenli olmayan, özgürlük ve eşitlik temelinde statü sağlayan gelecek için adım atmış, bütün hakların geleceğine ışık tutacak bir imkan yaratmıştır.

Bugün gelinen noktada, Partimiz için mücadele her zamankinden daha da önemlidir. Unutmamak gerekir ki, demokrasiyi ve özgürlüğü kimse bize sunmayacaktır. İmralı'daki görüşmeler çözümün kendisi değil başlangıcıdır. Başlayan bir süreci ilerletmek, derinleştirmek, kendi kendimizi yöneteceğimiz, statümüzü kazanacağımız demokratik bir cumhuriyeti sağlamak, uzun, zor ve riskli bir görevdir.
Partimiz bu görevinin bilincinde olarak çalışmalarına daha güçlü bir şekilde devam ederken, AKP'nin anti-demokratik politikalarına karşı eleştirilerini ve mücadelesini de sürdürecektir.

AKP'nin icraatları ne yazık ki demokratikleşme ve çözüm iddiasına denk düşmemektedir. Gündeme getirilen 4. Yargı paketinin içi de bundan önceki paketler gibi neredeyse boştur. Partimiz böyle bir paketi kabul etmeyecektir. Cezaevlerinde sorunlar devam etmektedir. Alevilerin cemevlerinin ibadethane olması talebi bizzat Başbakan tarafından reddedilmekte, hala sokak ortasında panzerle cinayet işlenmektedir. MYK Üyemiz Nuri Duman'ın tutuklanması da AKP'nin partimize ve gençliğimize yaklaşımının bir sonucudur.
Kürt sorununun çözümü gerçek bir demokratikleşme olmadan mümkün değildir. Demokratik bir cumhuriyet sadece Kürtlerin değil, bütün halkların ve ezilenlerin talebidir. Bu nedenle önümüzdeki süreç sadece partimizin değil demokrasiden yana olan tüm güçlerin mücadelesini zorunlu kılmaktadır.

Demokratik bir rejimi garanti altına alacak olan da eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik bir anayasadır. Merkeziyetçiliği ve hegemonyayı reddeden, bütün halkların, toplumsal grupların eşitlendiği, onların özgürlük mücadelelerinin önünün açıldığı, din ve vicdan özgürlüğünün sağlandığı, öz yönetimleri güçlendirecek, en güçlü ekonomik ve sosyal hakları sağlayacak, demokratik bir anayasa şarttır.

Partimiz, anayasa çalışmalarına bu perspektifle yaklaşmaktadır ve bundan sonra da çalışmalarını bu yaklaşımla sürdürecektir. Partimizin bu kapsamlı çalışmasına tüm demokratik kamuoyunun destek vermesi son derece önemlidir. Olası hegamonik yaklaşımları ancak bu tutum önleyebilir.
Bu değerlendirmeler ışığında, Parti Meclisimiz Rojava'daki halkların mücadelesinin yanında olduğunu bir kez daha ilan ederken, Rojava'yla dayanışma çalışmalarını da hızlandıracaktır.

Partimiz, bugüne kadar özgürlük, barış ve çözüm mücadelesinin en önünde yer alan ve bu mücadeleyi kadınların özgürlüğü mücadelesiyle birleştiren kadınları 8 Mart vesilesiyle selamlamaktadır.
Parti örgütlerimiz, yaklaşan Newroz'u dönemin ruhuna uygun geçirmek ve Türkiye'yi değiştirecek, dönüştürecek, demokratik bir yaşamı gerçekleştirebilecek en önemli gücün örgütlü halk gücü olduğunu meydanlarda göstermek için çalışmalarına bugünden başlayacaktır."

AA
SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara