Ortadoğu’da su kaynakları tükeniyor mu?
Batılı araştırmacılara göre Ortadoğu’nun zaten zengin olmayan yeraltı su kaynakları büyük çapta azalıyor. Bilimadamları yerel su çatışmalarını kışkırtma tehlikesi yaratan bu kaybın iklim değişikliğinin de etkisiyle giderek artacağı görüşünde.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-02-26 08:40:39
TIMETURK / Haber Merkezi
Voanews'te yer alan haberde Türkiye’den sonra Suriye ve Irak’tan geçerek Basra Körfezi’ne dökülen Dicle ve Fırat nehirlerinin çıkış yerinin Güneydoğu Anadolu Bölgesi olduğu belirtilerek AK Parti hükümetinin bölge ekonomisini kalkındırmak amacıyla nehirler üzerine yirmiyi aşkın baraj inşa ettiği kaydedildi. Haberde görüşlerine yer verilen Colorado Üniversitesi’nde görevli Katalyn Voss, Türkler’in siyasi ve sosyal nedenlerle mümkün olduğu kadar çok suyu kendi topraklarında kullanmak istediğini söyledi.
Türkiye’de kullanılan suyun güneydeki komşularına gitmediği belirtilen haberde bölgenin 2007’de kuraklık yaşadığında Irak ve Suriye’de tarım üretiminin büyük çapta düştüğü ama Türkiye'nin fazla etkilenmediği hatırlatıldı. Voss ve grubuna göre Dicle ve Fırat üzerindeki barajlar Türkiye’nin tarım üretimini ayakta tuttu. Ancak Voss, Türkler’in kuraklık sırasında su miktarını aynı düzeyde tutmasının Suriye ve Irak’a akan suyu azalttığını ve sonuçta bu iki ülkenin başka seçenekler bulmak zorunda kalarak yeraltı su kaynaklarına yöneldiklerini ve bunları fazlasıyla kullandıklarını ileri sürdü.
Bölgede mevcut su kaynakları ve kullanımı ile ilgili bilgiler sınırlı ve genellikle gizli olduğu vurgulanan haberde, bu yüzden Voss ve grubunun uzay araştırmalarına başvurup yerçekimindeki hassas oynamaları ölçen dünya yörüngesindeki uyduların verdiği bilgileri kullanarak Dicle ve Fırat nehirlerinin çevresindeki bölgenin 2003 yılından 2009’a kadar yerüstü ve altında 144 bin kilometre küp su kaybettiğini gösterdiği bilgisini edindiğine dikkat çekildi. Bu miktarın hemen hemen Ölü Deniz’in suyuna eşit olduğunu ve bu suyun çoğunun yeraltından pompalandığını söyleyen Voss, bunu şok edici bir gelişme olarak niteleyerek, "iklim değişikliğinin tahmin edilen etkileri de gözönüne alındığında gelecek için hiç de iyimser değilim" ifadelerini kullandı.
Voss’a göre bölge giderek kuruyacak, kuraklıkların şiddeti ve sayısı giderek artacak. Voss bunu önlemek için aynı nehir havzasını kullanan üç ülkenin su kaynaklarının gelecekte nasıl kullanılacağı konusunda anlaşmaları gerektiğini söyledi.
Oregon Eyalet Üniversitesi Su Enstitüsü Başkanı Todd Jarvis de Voss grubunun kullandığı uydu bilgilerinin yer sathında yapılmış ölçümlerle doğrulanması gerektiği görüşünde. Ancak Jarvis'e göre bunu yapmak kolay değil çünkü bölge ülkeleri ellerindeki su bilgilerini bir ulusal güvenlik olayı olarak görüyor.
Todd Jarvis bu açıdan Voss grubunun araştırmasının önemli olduğunu, çünkü sorunu gün ışığına çıkarmanın ötesinde bir işlev gördüğünü söyledi. Jarvis’e göre araştırma ne kadar su kaybı olduğunu belirlemenin ötesine geçerek şu soruyu gündeme getirdi: Voss grubunun bilgilerini su kaynaklarının idaresinde ortak bir yaklaşım izlemek için kullanabilir miyiz? Javis, uzaydan sağlanan bu tür bir bağımsız bilginin dünya sularını paylaşmada daha iyi yollar bulmaya çalışan yetkililer için yararlı bir araç olabileceğini kaydetti. Çünkü Javis'e göre suyun çok değerli ve giderek azalan bir doğal kaynak olduğunda herkes görüşbirliği içinde.
Haber Ara