'Kürtçe vaaz ve hutbe tabii bir haktır'
Geçtiğimiz günlerde Mardin`de kanaat önderleriyle bir araya gelen Başbakan Erdoğan müftülere, 'Cemaatin yoğunluğuna göre Türkçe de, Kürtçe de, Arapça da vaaz ve hutbe verebilirsiniz' demesini olumlu bulan STK`lar, Kürtçe vaaz ve hutbenin tabii bir hak olduğunu, verileceği söylenen bu hakların nimet olarak görülmemesi gerektiğine işaret ettiler.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-02-21 19:05:40
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın Mardin temasları sırasında müftülere, "Cemaatin yoğunluğuna göre Türkçe de, Kürtçe de, Arapça da vaaz ve hutbe verebilirsiniz" şeklindeki açıklaması STK`larca olumlu karşılandı.
İlke Haber Ajansı`na konuşan Mersin İl Müftüsü Ali Melek, Mustazaflar Cemiyeti Mersin Şube Başkanı Veysi Yumlu ve Mazlum-Der Mersin Şube Başkanı Masum Bilen, Kürtçe vaaz ve hutbenin tabii bir hak olduğunu söylediler.
"MERSİN’DE BÖYLE BİR SIKINTI GÖRÜLMEMİŞTİR"
"Camiye gelen cemaatin anlayacağı bir dil ve üslup ile vaaz ve hutbe verilmesine özen gösterilmelidir" diyen Mersin İl Müftüsü Ali Melek, "Kürtlerin yaşamış olduğu bölgelerde bir kelime bile Türkçe bilmeyen cemaatin anladığı dilden vaaz ve hutbe verilmesi tabiidir. Nasıl ki Almanya`da camiye gelen vatandaşlara İslam dini Almanca anlatılıyorsa, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde de İslam`ın Kürtçe anlatılmasında bir sakınca yoktur. Şuan da Mersin`de böyle bir sıkıntı görülmemiştir. Mersin`de bulunan tüm camilerimizde vaaz ve hutbelerimiz Türkçe verilmektedir" dedi.
"VERİLEN HAK, NİMET OLARAK GÖRÜLMEMELİ"
Sistemin Kürt halkına uyguladığı baskıların sonucunda, Kürtlerin ana dillerini kullanamamaları ve kendi öz kültürlerini hayatlarına geçirememeleri gibi bir sorun ile karşı karşıya kaldıklarını belirten Mustazaflar Cemiyeti Mersin Şube Başkan Veysi Yumlu, "Kürtlere yapılan bu zülüm; bir milletin yok sayılması, asimile edilmesi, dilinin ve kültürünün tümünün ondan alınması demektir. Kürtler artık kendi ana dili olan Kürtçe ile rahat bir şekilde anlaşamıyorlarsa ya da kendilerini ifade edemiyorlarsa bu sistemin sıkıntısıdır ve sistemin zorbalığından kaynaklanan bir durumdur" dedi.
Bugün bir lütuf olarak verilmeye çalışılan Kürtçe vaaz ve hutbenin aslında Kürt insanının fıtri bir ihtiyacı olduğunu belirten Yumlu, "Düşünün bir İngiliz`e, Alman`a ya da Rus`a İslam`ı Türkçe veya Arapça anlatırsanız, bu insanın İslam`ı anlaması, kabul etmesi veya yaşaması söz konusu değildir. Çünkü anlatılan dillerle İslam`ı anlamayacaktır" dedi.
Yumlu konuşmasını şöyle sürdürdü, " Kürtçe vaazı bir nimet olarak görmek, çok kötü bir durumdur. Hükümetin, Kürt halkına azar azar ve lokmalar halinde vermiş olduğu bu haklar yâda hak olarak tabir edilen şeyler, olması gereken tabii bir durumdur zaten. Kürtçenin önündeki tüm engellerin kaldırılması gerekir, yani Türkçe ile bu ülkede ne yapılabiliyorsa, Kürtçe ile de yapılabilmesi gerekir."
"PEYGAMBERLER GÖNDERİLDİKLERİ KAVMİN DİLLERİ İLE DİNİ ANLATIRLARDI"
Mazlum-Der Mersin Şube Başkanı Masum Bilen, "Müslüman Türklerin olduğu yerde, İslam Türkçe; Kürtlerin olduğu yerde İslam Kürtçe; Arapların olduğu yerde ise İslam Arapça öğretilir. İngiltere`de bir camide Kürtçe vaaz verilse, insanlar anlamazlar; çünkü oranın müşterek dili İngilizcedir. Hatta Peygamberler gönderildikleri toplumların dilini, kültürünü iyi bilirlerdi. Peygamber olarak gönderildiği kavme dini, kavminin dili ile anlatırdı" dedi.
İnsanların dinlerini kendi dilleri ile dinleyip, öğrenmelerinin insani bir hak olduğunun altını çizen Bilen, "Bunlar, Kürtlerin bugüne kadar gasp edilmiş haklarıydı. Yaşanan süreçte Kürtlerin kendi dilleri ile vaaz ve hutbe dinlemeleri kadar doğal bir şey olamaz. İnşallah devamı gelir de, Kürtler kendi yaşadıkları bölgelerde, Kürtçeyi her alanda serbestçe kullanabilirler" dedi. (Ajanslar)
SON VİDEO HABER
Haber Ara