Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

BDP: Tekçi zihniyeti bizim anadil mücadelemizi engelleyemeyecek

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), tekçi zihniyetin anadil mücadelelerini engelleyemeyeceğini bildirdi. "80 yıldır engelleyemediler, bu halkı kendi anadilinden vazgeçiremediler, bundan sonra da başaramayacaklar. Çünkü anadil bir insanın onurudur ve ki

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-02-21 08:57:28

BDP: Tekçi zihniyeti bizim anadil mücadelemizi engelleyemeyecek
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), tekçi zihniyetin anadil mücadelelerini engelleyemeyeceğini bildirdi. "80 yıldır engelleyemediler, bu halkı kendi anadilinden vazgeçiremediler, bundan sonra da başaramayacaklar. Çünkü anadil bir insanın onurudur ve kimse onurundan asla vazgeçmez." ifadeleri kullanıldı.

'Dünya Anadil Günü' sebebiyle bir mesaj yayınlayan BDP, 21 Şubat'ın 2000 yılından bu yana Birleşmiş Milletler'in kararıyla bütün dünyada Dünya Anadil Günü olarak kutlandığını hatırlattı. Dili yasaklanarak baskı ve zulme uğramış bütün halklar için bugünün tarihsel anlamının oldukça büyük olduğunun vurgulandığı açıklamada, bu kararın alınmasında Bangladeş halkının anadili için verdiği mücadelenin önemli rol oynadığına dikkat çekildi.

Egemenlik altına alınan halkların ulusal değerlerini yok etmenin, dil yasağı ile başladığının belirtildiği açıklamada, "Anadilini öğrenme ve toplumsal yaşamın her alanında onu kullanabilme, her insanın toplumsal olarak sahip olduğu bir haktır. Anadilde eğitim kavramı da, ülkemizde Kürtçe eğitim ile özdeşleşmiştir. Ancak Kürtçe dışındaki anadillerin de eğitim, öğrenim ve basın yayın alanında kullanılma hakkı aynı yasaklara tabidir. Ülkemizde halen Lazca'dan Çerkezce'ye, Arapça'dan Süryanice'ye kadar hiçbir dilin özgürlüğü yoktur. Türkiye'de, hala Türkçü ve tekçi anlayışla hareket eden resmi devlet ideolojisi, tek dilli bir toplum yaratmak adına Kürtçe başta olmak üzere farklı dilleri yok sayarak, yasaklayarak bu ülkeye büyük zararlar verdiler-veriyorlar. Öyle ki, halen Kürtçe ve diğer dillerin varlığını ve kullanımını yasal güvence altına alıp geliştirmekten söz etmek bir yana, yasaklayıcı hükümler varlığını anayasa ve yasalarda korumaktadır." denildi.

BDP milletvekilleri, belediye başkanları ve yöneticilerinin Kürtçe konuştukları için cezalandırıldığının savunulduğu açıklamada, sadece yargısal alanda değil, tekçi zihniyet siyasal alanda da kendisini gösterdiği ifade edildi. "Hükümet yetkilileri çıkıp anadilde eğitim olmayacağını söylüyor, göstermelik seçmeli ders düzenlemeleri yapıyor. Aynı zihniyet 'asimilasyonun insanlık suçu' olduğunu kabul ediyor, ancak asimilasyonu bizzat kendi ülkesinde uyguluyor." denilen açıklamada, "Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana süren yasakçı-tekçi-asimilasyoncu zihniyetin bugünkü temsilciliğini AKP hükümeti yapıyor. Aynı tekçi zihniyet bugün AKP eliyle sürdürülüyor. Ancak onların tekçi zihniyeti bizim anadil mücadelemizi engelleyemeyecektir. 80 yıldır engelleyemediler, bu halka kendi anadilinden vazgeçiremediler, bundan sonra da başaramayacaklar. Çünkü anadil bir insanın onurudur ve kimse onurundan asla vazgeçmez." görüşlerine yer verildi.

Türkiye çağdaş demokratik ülkeler sıralamasında yerini almak istiyorsa bu çağdışı yasakları, asimilasyoncu politikaları bir an önce terk etmek zorunda olduğunun belirtildiği açıklamada, anadil yasağının bir insanlık suçu olduğu kaydedildi. Türkiye bu ayıbından, bu utancından sıyrılmak istiyorsa yasakları kaldırması, anadillerin özgürce kullanımının önünü açması gerektiği vurgulandı.

BDP, şu önerilerde bulundu: "Yerel yönetimler, eğitim, kültür-sanat, basın-yayın kurumları ve kamusal alanın tamamında anadillerin kullanımı önündeki bütün yasaklar kalkmalı, bu dillerin geliştirilmesi ve teşvik edilmesi anayasal-yasal güvence altına alınmalıdır.

Çağdaş, evrensel, toplumu kucaklayıcı, etnik ve dilsel farklılıklara birçok alanda özgürlük tanıyan yeni demokratik bir anayasa hazırlanmalıdır.

Anadilde eğitim talepleri kültürel ve siyasal çoğulculuğun gerekleri olarak algılanıp insan hakları ve demokrasi kapsamında yaklaşılmalı ve ilköğretimden üniversiteye anadilde eğitim olanakları geliştirilmelidir.

Milli Eğitim Temel Kanunu, Yüksek Öğretim Kanunu ile Radyo ve Televizyon Kanunu, Türkiye'nin çok dilli ve çok kültürlü toplum gerçeği dikkate alınarak yeniden düzenlenmelidir.

Tek etnik ulus, tek dil ve kültür yaklaşımı terk edilmelidir. Bu noktada, farklı Anadolu dillerinde kültür-sanat etkinliklerinin hazırlanması ve sunumu, idari ve mali olarak desteklenmelidir.

Mahalli İdareler Yasası gözden geçirilmeli, yerel hizmetlerden halkın daha fazla istifade edebilmesi için 'Çok Dilli Yerel Yönetimcilik' önündeki engeller kaldırılmalıdır."

Haber Ara