TASD: Hileli ayakkabı ithalatından 681 milyon dolarlık vurgun yedik
Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Hüseyin Çetin, hileli ithalat ile devletin vergi, yerli sanayicinin de haksız rekabet dolayısıyla pazar kaybına uğradığını söyledi. 2012'de ithal edilen 38 milyon çift ayakkabının profesyonel oyunc
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-02-19 12:13:26
TASD Başkanı Hüseyin Çetin, bir basın toplantısı düzenleyerek, ayakkabı ithalatını eleştirdi. 546 milyon dolar ihracata karşılık 864 milyon dolarlık ayakkabı ithal edildiğini, acil önlem alınmaması durumunda fabrikalara tek tek kilit vurmak zorunda kalacaklarını ifade eden Çetin, son yıllarda Türkiye'nin ithal ayakkabı cennetine dönüştüğünü söyledi. En sıradan ürünlerin bile Türkiye'de üretilmesi zor veya mümkün olmayan 'özel teknoloji ihtiva eden ayakkabı' gibi gösterilerek yurda sokulduğunu ileri sürdü. Geçen sene getirilen 38 milyon çift için 681 milyon dolarlık hileli ithalat gerçekleştirildiğini öne süren Çetin, şöyle devam etti:
"Piyasada 200-500 TL arasında satılan profesyonel sporcuların kullandığı ayakkabılar göz önünde bulundurularak verilen bir ithalat ayrıcalığı, suni deri ayakkabılarda 1,5, deri ayakkabılardaki 2,35 dolarlık korunma önlemlerinden kaçmanın aracı olarak kullanıldı. Toplam ithalat içinde korunma kapsamında olmayan ayakkabı oranı 2006'da yüzde 7, 2008'de yüzde 8, 2010'da yüzde 9 iken 2012'de bu rakam bir anda yüzde 77'ye çıktı. Zannedersiniz ki Türkiye'de 38 milyon NBA basketbolcusu var. İthalatçılar, vatandaşın giydiği sıradan ayakkabıyı ek mali yüklerden kaçırmak için 'özel teknoloji ihtiva eden ayakkabı' statüsünde göstererek hem devletimizi hem de sektörümüzü büyük zarara soktu."
Çetin, toplam ithalatın yüzde 77'sini oluşturan hileli işlemlerin, devlete 60 milyon dolarlık vergi kaybına da neden olduğunu dile getirdi. Ayrıca dünyanın 9, Avrupa'nın 3'üncü büyük üreticisi olan Türk ayakkabı sanayinin, Uzakdoğu'nun ucuz ve kalitesiz ürünleri karşısında sıkıntılı günler geçirdiğini aktardı. Sektörün yaklaşık 22 bin 500 işletmede 240 bin çalışanı ile ülke ekonomisine yıllık 5,2 milyar dolar katkı sağladığını dile getiren Hüseyin Çetin, ithal edilen ayakkabıların yüzde 77'sinin korunma tedbirleri dışında kalmasının zaten yeterince korunamayan ayakkabı sektörü için toptan imha anlamına geldiğini belirterek, şöyle konuştu:
"1990'larda yükselen ihracat grafiğimiz 2006 yılına gelindiğinde Uzakdoğu'nun ucuz ve kalitesiz ürünleri karşısında gerilemeye başladı. Anadolu topraklarında bin yılı aşkın bir geçmişi bulunan ayakkabı sanayini ithalatın yıkıcı etkilerinden kurtarmak için korunma önlemi başvurusunda bulunduk. İlki 2006 yılı Ağustos ayında yürürlüğe giren, 2009 ve 2012 yıllarında uzatılan 'ek mali yükümlülük' maalesef ayakkabı sektörünün beklentisini karşılayamadı. Korunma önlemlerine rağmen ithalattaki hızlı yükseliş devam etti. 2003-2012 arasında ayakkabı ihracatımız yüzde 196 artarken aynı dönemde ithalatta yüzde 352'lik patlama meydana geldi. Halbuki etkin korunma önlemi uygulanan diğer sektörlerde ithalatta ciddi oranlarda azalma gözlemledik. Örneğin takım elbise ithalatında yüzde 17, gömlek ithalatında yüzde 24, tişört ithalatında yüzde 35, kazak-süveter ithalatında yüzde 24 oranında azalma kaydedildi. 500 milyon çift üretim imkanına sahip olmamıza karşın, ithalat baskısı nedeniyle kapasite kullanım oranımız yüzde 60'lara geriledi. Unutulmamalı ki ithal ayakkabı Türkiye için kapanan fabrikalar, artan işsizlik, ekonominin küçülmesi ve devletin gelir kaybı demektir. Oysa yerli üretim tüm bunların karşısındaki değerleri ve daha fazlasını ifade ediyor."
İthalatçı firmaların kendi antrepolarını kurarak 'İhtisas Gümrükleri Uygulaması'nı delmelerinin sektörde rahatsızlık oluşturduğunu vurgulayan Çetin, ithal edilen ürünlerin gerçekte hangi vergi dilimine ait olduğu tam olarak bilinemeden işleme tabi tutulduğunu öne sürdü.
SON VİDEO HABER
Haber Ara