Erdoğan'dan İmralı heyeti için ilk şart
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İmralı'ya gidecek 2. heyetle ilgili açıklama yaptı.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-02-19 12:25:45
Başbakan Recep Erdoğan, partisinin grup toplantısı için TBMM'ye gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, İmralı'ya gidecek 2. heyetin belli olup olmadığı yönündeki soruya ''Henüz yazılı bir müracaat bakanlığımıza gelmedi. Yazılı müracaat geldikten sonra katılacak isimler belli olur'' karşılığını verdi.
BDP'nin hükümetten açıklama beklediği açıklamasının hatırlatılması üzerine Erdoğan, ''Hükümetten ne açıklaması bekleniyor? Kim gitmek istiyorsa o yazılı müracaat yapar. O yazılı müracaat üzerine de bakanlık değerlendirmesini yapar'' diye konuştu.
Erdoğan, ''Gayrı resmi bildirilen isimlere itirazınız var mı?'' sorusuna ''Yazılı müracaat olmadığına göre bir şeyi değerlendiremeyiz'' diye yanıt verdi.
Grup toplantısında yaptığı konuşmada ise şunları söyledi;
DEVLETİN ÇALIŞANINA BORCU OLUR MU?
AB tanımlı borç oranlara baktığımızda orada düşük bir orana ulaştık. yüzde 74'ken 2012 sonunda biz bunu yüzde 34'e düşürdük.
Borç oranlarını düşürmekle kalmadık, 2002 yılında içerde sadece 9 ay vadeyle borç bulabiliyordu 2012 yılında ortalama 61 ay vadeyle borçlanabilen bir ülke haline geldik. Artık ortalama vade süresi 69 aya ulaşmış durumda. Borçlanma faizlerine baktığınızda 2002'de yüzde 63 iken şuanda yüzde 6,5 seviyesinde.
Göreve geldiğimizde devleti kendi vatandaşına borçlu halde bulduk. Yıllarca çalışanlardan işverenlerden kesilen tasarruf paralarının hak sahiplerine geri ödemediğini gördük. Devlet çalışanına memuruna işçisine borçlu olur mu? On yıllar boyunca çalışanların ciddi bir sorunu olan bu borcu oturduk yapılandırdık, vadelere böldük ve ödemeleri yaptık.
Devletin çalışanlarına borcu 13,5 milyar liraydı. Bunu hak sahiplerine ödedik. Bunun içinde ANAP SP hepsi vardır. KEY diye adlandırılan kesintilerinde izini sürdük. Tozlu raflardan belgeleri çıakrdık. 3,5 milyar lirayı hak sahiplerine teslim ettik. Halen daha evraklar geldikçe teslim ediyoruz.
Bankacılık krizinin Türkiye'ye maliyeti 111 milyar liraydı. Batık bankaların millete maliyeti 231 milyar liraya ulaşmıştı. Bu ağır yükü de biz kalktık tıkır tıkır ödedik. Bunun da sorumluları DSP CHP ANAP.
Kamu bankaları bataktaydı. Görev zararı diyorlardı. Milletimiz aldatılıyordu. Ziraat ve Halk Bankaları nerde? Şimdi çok güzel bir yerdeler. 16 milyar lira temettü geliri elde ettiler. Oran bu şekilde değişti.
Biz devletin borçlarını öderken vatandaşta refah artışının sonucu olarak devlete borçlarını ödemeye başladı.
Şimdi geliyorum sevindirici habere; Türkiye borç noktasındaki en büyük ödemeyi IMF'ye yaptı. 2002 yılında MHP DSP ANAP iktidarında görevi devraldığımızda Türkiye'nin IMF'ye borcu 23.5 milyar dolardı. Son ödememizle Türkiye'nin borcunu 400 milyon dolara kadar düşürdük. Şimdi ekranları başında bizi izleyen vatandaşlara sesleniyorum. Bu ülkenin milliyetçiyiz diyen o zevaata şunu söyleyin: Milliyetçilik vatanseverliktir, bu milletin kasasını doldurmaktır. Onlar boşalttı biz doldurduk. 10 yılda 23.5 milyar dolardan fazla ödeme yaptık. 3 ay sonra 14 Mayıs'ta IMF'e borcumuz bitecek bu defteri kapatacağız.
IMF'den bize devredilen borçları ödemiş olacağız ama bu verecek ilişkimiz kalmıyor. Bundan sonra alacak ilişkisi kurabiliriz. IMF bizde 5 milyar dolar borç talep ediyor. Bu görüşmeler olumlu sonuçlanırsa Türkiye artık alacaklı bir ülke konumuna yükselmiş durumda olacağız. Merkez Bankamızın kasasında SAyın Bahçeli milliyetçiliğinde dem vuruyor; kafa tası milliyetçiliğiyle millliyetçilik olmaz. Sen de öyle yapıyorsun BDP de öyle yapıyor. Bizim milliyetçilik anlayışımız etnik değildir bu ülkede milletin hizmetkarı olmaktır insan sever olmaktır. Siz bize MB'yi 27.5 milyar dolar döviz rezerviyle teslim ettiniz. Şimdi bu rakam 125 milyar doları aştı. İşte gerçek manada milliyetçilik vatan perverlik bu. Eğer bugün bu şekilde konuşabiliyorsak ekonomik olarak bu güç demokrasi olarak yakaladığımız güçtür.
Biz göreve geldiğimizde ey MHP çok ilginç verginin yüzde 85'ini faize ödüyorlardı. Şimdi yüzde 16'sını faize ödüyoruz diğeri yatırımlara gidiyor. Bu yollar hastaneler okullar hep böyle yapıldı. Toplumun tüm kesimleri uyarılarıyla hayır dualarıyla bu tablonun ortaya çıkmasında pay sahibi olmuştur.
10 yıl önce bu ülkenin vatandaşı dışarı çıkarken bol sıfırlı parayı gizli yerelre saklıyordu. Ama şu anda parasıyla da pasaportuyla da ay yıldızlı bayrağıyla gurur duyan bir Türkiye var. Benim vatandaşım göğsünü gere gere ben Türk'üm diyebiliyor. Ve siz bu sıçramayı nasıl yaptınız sorusuyla karşı karşıya kalıyor. Ne yazık ki siz Türkiye'nin yaşadığı bu değişimi görmek istemeyen guruplar var. Şimdi geçmişte yurt dışına çıkan vatandaş üzerindeki bol sıfırlı paradan dolayı mahçup oluyordu şimdi kendi ana muhalefet liderinden ötürü mahçup oluyor. Portekiz'de İngiltere'de kendi ülkesini karaladı. Türkiye'nin ana muhalefet partisinin küresel değil de bölgesel bir vizyonu olsaydı. CHP Genel Başkanı yurt dışına gidip bölgesel bir vizyon koyabilseydi. Böyle bir na muhalefet de yok genel başkan da yok. CHP Genel Başkanı'nın tek yaptığı kendi ülkesinden şikayet etmek ve ağlamaktan ibaret. Bir şeyin peşini bırakmayacağımızı söyledik. CHP Genel Başkanı gazeteci adı altındaki polis katillerini savunmaya devam ediyor. İngiltere'de konuşuyor; gazeteci kılığındaki isimler üzerinden Türkiye'yi suçluyor. İngiltere'de 50 gazeteci tutuklandı. Bu operasyon kapsamınad 6 gazeteci daha gözaltına alındı. Siz İngiltere muhalefetinin dolaşıp İngiltere'de gazeteciler tutuklu dediğini duydunuz mu?
CHP Genel Başkanı'nın yaptığı çok büyük bir sorumsuzluktur. Polis katillerinin sırtını sıvazlamaktır. Bölücü terör örgütünün sırtını sıvazlayan teröristlere çiçek çocuk muhabbeti yapan bu partideki hal nedir? Başörtüsü düşmanları maneviyat düşmanları hep bu partinin içinde toplanmıştır. Hayvanların önüne makarna koyup ot bulamıyoruz diyen yalancılar CHP içinde. Bu nasıl muhalefet. Tekrar dua ediyorum; Allah CHP seçmenine yardım etsin.
SON VİDEO HABER
Haber Ara