İhsanoğlu: Suriye yönetimi siyaset sahnesinden çekilmekle yükümlüdür
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, krize çözüm bulmak isteyen Suriye yönetiminin, ülkenin geriye kalan kısmını, insanlarını ve medeniyetini kurtaracak şekilde, siyaset sahnesinden çekilmeye rıza göstermekle yükümlü
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-02-06 14:18:21
İİT Genel Sekreteri İhsanoğlu, Mısır'ın başkenti Kahire'de gerçekleştirilen İİT liderler 0zirvede yaptığı konuşmada, uluslararası alanda İslam ülkelerinin karşılaştığı sorunlara değindi.
Tunus ile başlayan ayaklanmalara değinen İhsanoğlu, "Tunus'un Sidi Bouzid kentinde başlayan ve süratle önce Mısır'ın Tahrir Meydanı'nda 25 Ocak Devrimini tetikleyen ve sonra Libya, Yemen ve Suriye'ye bir alev gibi yayılan protestolar esasen yeni bir hadise değil, aksine uzun tarihi birikimlerin kaçınılmaz bir neticesiydi. Yıllarca bastırılmış bir potansiyel, açığa çıkmak suretiyle, siyasi ve sosyo-ekonomik kurumların yenilenmesine yönelik bir iç reform sürecine ön ayak oldu." dedi.
Konuşmasında Suriye'deki krize değinen İhsanoğlu, Suriye krizinin çok kritik ve karmaşık bir sürece girdiğini söyledi. Suriye rejiminin, halkının özgürlük, haysiyet, sosyal adalet ve demokrasi talepleri karşısında samimiyetsiz davrandığını ifade eden İhsanoğlu, "İİT'nin sorunun barışçıl yöntemlerle çözümü için ortaya koyduğu desteğe rağmen uzun süredir devam eden çatışmalar, tüm bölgeyi ateşe atabilecek bir mezhep çatışmasını körükleyebilir. Tüm uluslararası gayretlere rağmen, Suriye rejimi kendi halkına karşı askeri seçeneği elinden bırakmamaktadır." dedi.
İhsanoğlu, "Suriye liderliği, mevcut söylemlerini bir kenara bırakarak, krize net bir çözüm getirmeyen girişimlerin ötesinde, gerçekten asıl menfaatinin ülkenin ve insanların geleceğini güvence altına almak olduğunu göstermek istiyorsa, ülkenin geriye kalan kısmını, insanlarını ve medeniyetini kurtaracak şekilde, siyaset sahnesinden çekilmeye rıza göstermekle yükümlüdür." ifadelerini kullandı.
Suriye'deki endişe verici durum karşısında uluslararası kamuoyundan ve BM Güvenlik Konseyi'nden daha fazla sorumluluk yüklenmesinin beklendiğini kaydeden İhsanoğlu, "Güvenlik Konseyi, tam bir samimiyet ve irade testinden geçmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Filistin'in BM'ye gözlemci üye statüsü kazanmasının önemli bir gelişme olduğunu kaydeden İhsanoğlu, "Filistin'in BM'deki yeni statüsünü elde etmesinin hemen ardından, İsrail, sahada yeni emrivakiler oluşturmak ve böylece Filistin devletinin kurulmasını iyice zorlaştırmak amacıyla, daha önce hiç olmadığı kadar büyük çapta bir yerleşim kampanyası başlattı. Bu şekilde, Kudüs'te gerçekleştirdiği uluslararası hukuk ihlallerini arttırdı. Sözde E-1 İsrail Yerleşim Planı, iki parçaya bölünecek olan Batı Şeria'dan Kudüs şehrini tamamıyla izole etme amacını gütmektedir. Bu bağlamda, Hayati Sektörlerin Kalkınmasına Yönelik Stratejik Plan çerçevesinde, Kudüs için bir Donörler Konferansı düzenleme çağrısında bulunuyorum. Buna ek olarak, İsrail'in Filistin vergi gelirlerini bloke etme gibi uygulamalarını arttırmasına karşılık, Filistin halkının temel ihtiyaçlarını karşılamak üzere bir İslami finansal güvenlik ağı kurulması çağrısında bulunuyorum. Yine, Gazze Şeridi üzerindeki ambargonun kaldırılması için çalışılması ve bir an evvel İsrail'in sebep olduğu yıkımın onarılması için harekete geçilmesinin gerekliliği üzerinde ısrar etmek istiyorum." diye konuştu.
Mali'deki son gelişmeler ile ilgili konuşan İhsanoğlu, Mali'deki durumun, uluslararası yansımaları olan birçok tehlikeyi barındırması yönüyle, İslam dünyası için büyük bir sorun teşkil ettiğini söyledi.
İhsanoğlu, Mali ile ilgili olarak İİT'nin, sorunun temel sebeplerini irdeleyen gayretleri çerçevesinde, ilgili tüm taraflarla irtibat halinde olduğunu kaydetti.
SON VİDEO HABER
Haber Ara