PKK'nın yüzde 40'ı çocuk
TBMM Terör Alt Komisyonu'nun raporunda PKK'ya katılanların yüzde 40'ının 18 yaşın altında çocuk olduğu belirtiliyor.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-01-30 14:50:37
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Terör Alt Komisyonu, yaklaşık bir yıllık çalışmanın ürünü olan kapsamlı bir rapor hazırladı.
325 sayfalık raporda, PKK'ya ilişkin çarpıcı rakamlara yer verildi. Buna göre, PKK’ya katılanların yüzde 78’i işsizlerden, yüzde 40’ı ise 18 yaş altındaki çocuklardan oluşuyor. Rapor, 30 yıllık süreçte çarpışan tarafların ‘eğitimsiz’ olduğunu da ortaya koyuyor. PKK'lılarının yüzde 72’si, terörle mücadele için devlet tarafından kullanılan korucuların da yüzde 83’ü ilkokul mezunu.
AK Parti Amasya Milletvekili Naci Bostancı başkanlığında çalışmalarını yürüten komisyon tarafından hazırlanan raporda, PKK en çok 14-25 yaş arası gençlerin ilgi gösterdiğine işaret edildi. Buna göre, PKK'nın yaklaşık 20 bin üyesi var, bunlardan 6 bin civarındaki üye dağda ‘militan’ olarak görev yapıyor. PKK'lıların yüzde 73’ü Türk, yüzde 12’si Suriyeli, yüzde 10’u İranlı, yüzde 3’ü ise Iraklı. Bu militanların yüzde 57’si örgüte Türkiye’de katılırken, yüzde 9’u Avrupa ülkelerinde yaşayan Türk vatandaşlarından oluşuyor.
Dağdaki militanların doğdukları illerin başında yüzde 16’lık oranla Diyarbakır birinci. Mardin’de doğan PKK'lıların oranı yüzde 13, Van’da doğanların ise yüzde 8. Buna karşılık örgüte katılanların yaşadıkları il sıralamasında yüzde 16 ile İstanbul ikinci sırada. PKK'lıların öldürüldükleri iller sıralamasında ise yüzde 18’lik oranla Şırnak ilk sırada. Bu ili yüzde 13 ile Tunceli, yüzde 10 ile Siirt takip ediyor. Örgütteki en kıdemli militan 28 yıldır hayatını kaybetmeden yaşamayı başarırken, militanların ortalama yaşam süresi 26 yıl olarak tespit edildi. Militanların dağda ortalama hayatta kalma süresi ise 7 yıl. Örgüt üyelerinin yüzde 77’si erkeklerden, yüzde 23’ü kadınlardan oluşuyor. Her aileden 1 kişiyi örgüte alan ve böylece devlete yönelik tepki cephesini büyütme stratejisi izleyen örgüt, militanlarını daha çok kalabalık ailelerden seçiyor.
BÖLGE GENELİNDE 1, TUNCELİ’DE 4 AYRI ÖRGÜT VAR
Komisyonun ilginç tespitlerinden biri Doğu ve Güneydoğu’da sadece PKK faaliyette bulunurken, Tunceli sınırları içerisinde 4 ayrı PKK'nın faaliyette olması. 47 aşiretin bulunduğu, nüfusunun tamamına yakınının Türkçe bildiği, Zazaca ve Kürtçe dillerinin de konuşulduğu, Alevi inanışına bağlı nüfusun çoğunlukta olduğuna işaret edilen raporda, “İlin genel terör profiline bakıldığında bölücü ve sol örgütlerin kırsal yapılanmasının olması, coğrafi yapının uygunluğu, şehrin kırsal ile iç içe olması, Karadeniz’e açılan bir kapı özelliğinin bulunması gibi özelliklerin bir araya gelmesiyle terör yaklaşık otuz yıldır ilde önemli olmuştur. Bölgede PKK/Kongra-Gel, MKP (Maoist Komünist Partisi), TKP/ML (Komünist Partisi/Marksist Leninist), Konferans TİKKO örgütleri bulunmaktadır.” denildi.
KÜRTLERİN YÜZDE 75’İ PKK'NIN ARKASINDA İSRAİL OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR
Rapora göre, yapılan araştırmalarda Kürtlerin yüzde 78,7’si ve Türklerin yüzde 81,6’sı İsrail’in PKK'ya destek verdiği görüşünde. Kürtlerin yüzde 75,4’ü ve Türklerin yüzde 81,5’i ABD’nin, Kürtlerin yüzde 65,2’si ve Türklerin yüzde 69,8’i Esed yönetiminin, Kürtlerin yüzde 58’i ve Türklerin yüzde 64,3’ü Avrupalı devletlerin, Kürtlerin yüzde 48,8’i ve Türklerin yüzde 52’si Rusya’nın, Kürtlerin yüzde 44’ü ve Türklerin yüzde 50,8’i ise İran’ın PKK teröründe etkisi olduğunu düşünüyor. Buna karşılık, Kürtlerin sadece yüzde 5,8’i ve Türklerin sadece yüzde 2,1’i ise hiçbir devletin PKK'da etkisi olmadığı kanaatini taşıyor
‘TERÖRİSTLER DÜŞMAN DEĞİL, SUÇLU’
Raporun ‘öneriler’ bölümünde, terör sorununun çözümü için 29 başlık altında öneriler sıralandı. Çözüm için öncelikle meselenin kapsamlı ve soğukkanlı bir şekilde ele alınması gerektiği belirtilirken, “Terörle mücadelede şiddeti yöntem olarak seçmiş bulunanları ‘düşman’ değil ‘suçlu’ olarak görmek, bunlarla hukuk devleti çerçevesinde ve hukuk içinde mücadele etmek, ‘imha edici-yok edici’ yaklaşımdan ziyade ‘hayatta tutan’, suçun rehabilitasyonu ile kazanmaya çalışan bir anlayışı hâkim kılmak esas olmalıdır. Terörün ve terör örgütlerinin hem ölerek hem de öldürerek kazanmaya çalıştığı unutulmamalıdır.” denildi. Terör sorununu çözmenin ilk evresinin ‘terörü daha ortaya çıkmadan çözebilme yönünde pro-aktif bir bakış açısı’ olduğu kaydedilen raporda, bu çerçevede ekonomik tedbirlerin geliştirilmesi, yatırımların artırılması, bölge ve havza bazında yatırım teşviklerinin düzenlenmesi, işsizliğin önlenmesi, istihdama ve işgücüne katılımın artırılması konusunda raporda yer alan tespitlerin göz önüne alınması gerektiği ifade edildi.
‘TERÖRDEN MAĞDUR OLANLARA SAHİP ÇIKILMALI’
Terörden canı yanan, yakınını kaybeden şehit yakınlarının husumet içinde bulunmamalarının çözüm çalışmalarında önemli bir toplumsal psikoloji olarak destekleyici mahiyet taşıdığı belirtilen raporda, “Diğer taraftan güçlü bir şekilde var olan birlikte yaşama isteği, ülkemizin her köşesine yayılan sosyal ve kültürel bütünleşmişlik, çeşitli araştırmalara da yansıyan ‘Bayrak benim bayrağımdır’, ‘İstiklâl Marşı benim marşımdır’ ifade birlikteliği bu alanda önemli bir iradeyi yansıtmaktadır.” denildi. (Ajanslar)
SON VİDEO HABER
Haber Ara