Paris’te yaşadığımız için (Tavit, Ayla, …) çok sayıda okur özelden yazarak Mali konusundaki fikrimizi soruyorlar. Aslında Fransa’nın Mali’ye asker göndermesi üzerine analizler, raporlar çıkmaya başladı bile. İslamcılar, El-Kaide terörle savaş, demokrasi, darbe… Tahmin edersiniz ki Fransa gibi bir ülke para etmeyen “değerler” için savaşa girmez. Bosna’daki katliamlar sırasında Paris’in diplomatik ve askerî ataletini hatırlayın. Peki nedir? Gizli bir komplo mu? Kolonyal düşler mi? Sanmıyorum, her şey açıkta. Puzzle öyle yatıyor masada. Ama nedense Mali’ye yapılan Fransız saldırısının arka planıyla ilgili bir kaç mühim nokta bizim “uzmanların” gözünden kaçıyor. Nedir?
- Savaş kararı yıldırım hızıyla alındı, meclisin onaylaması bile beklenmeden bombalama başladı. Ne muhalefetten, ne basından ne de sivil toplumdan doğru dürüst bir tepki gelmedi. 24 saat içinde ırkçı FN’den tutun da muhalif sağ vekillere kadar bir sürü isim tweet atarak savaşa destek oldu. Eminim ki bir çok fransız Mali’yi haritada gösteremez ve savaştan da kimsenin haberi yok. Ama “Seçmenlerin %65’i savaşa destek oluyor” diyen kıytırık bir anket servis edildi bile. “Demokratik” Fransa için garip bir durum değil mi?
- Mali Fransa’nın nükleer santrallerini besleyen Nijer uranyum yataklarına komşu, özellikle de politik karışıklık olan kuzey Mali. Petrolsüz Suriye’nin zengin petrol yataklarına komşu olması gibi bir durum, istemesen de oyuna dahilsin.
- Peki Fransa’nın Mali’ye saldırmak dışında alternatifi yok mu? Sanırım yok. Çünkü Nijer-Mali bölgesi dışında uranyum kaynakları bulunan yerler gelişmiş ülkelerde: ABD, Kanada, Rusya, Çin, Avustralya… Bunların uranyumunu ucuza kapatamaz “bizim” François Hollande, piyasadaki fiyatı vermek zorunda kalır, pahalıya gelir. Oysa kolayca darbe yapıp hükümet devrilebilen Afrika’da hammaddeler kapanın elinde kalıyor.
- Dünyada uranyumun çıkartılması 10 firmanın elinde. 2010 senesinde piyasanın %89’unu ele geçirmişti bu kartel. En büyükleri Cameco (Kanada), Areva (Fransa) ve Kazatomprom (Kazakistan). Fransız Areva hariç her bir firma sırtını devlet garantili ulusal kaynaklara dayamış. Kendi mahallesinde uranyum olmadığı halde bu işin kaymağını yiyen tek ülke Fransa.
- Kurulu 58 reaktör Fransa’daki elektriğin %80’ni karşılıyor. Nükleer enerjiye bağımlılıkta Paris dünya birincisi. Uranyum tedarikinde meydana gelebilecek en ufak bir aksama Fransa’da ekonominin çökmesi demek. Zaten dış borç ve ekonomik kriz adamların belini bükmüşken… sırası mıydı şimdi?
Uranyum kadar önemli olan bir başka mesele dünya silah piyasasındaki sertleşen rekabet ve ulusal silah endüstrisinin Fransız devleti üzerindeki hakimiyeti. Doğrudan istihdam 165.000 insan. 1500’ü yüksek teknoloji firması olmak üzere 4000 taşeron ekmek (?=kandan yapılmış) yiyor. Fransa silah ihracatında dünya dördüncüsü. (Mehmet Yılmaz-Derin Düşünce)