'Şehit çocuğu olarak Demirtaş'a teşekkür ediyorum'
BDP Eş başkanı Selahaddin Demirtaş’ın grup toplantısında şehit ailelerine seslenerek, sürece verecekleri desteğin tüm desteklerin içinde en kıymetlisi olacağını ifade eden çağrısına Şehit Aileleri Derneği Başkanı Mehmet Güner’den cevap geldi. Güner, sürece destek vereceklerini ancak şartları olduğunu dile getirerek, “Öcalan’a ev hapsi ya da af olursa şehit aileleri üzülür” dedi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-01-10 14:23:51
Demirtaş'ın açıklamalarını yerinde ve güzel olarak değerlendiren Güner şöyle konuştu; "Sayın Demirtaş Bey'in konuşmaları yerini bulur, biz de kendisine ılımlı yaklaşıyoruz, Ben de buradan Demirtaş'a sesleniyorum, Şehit aileleri temsilen, şehit asker çocuğu olarak sözlerinize olumlu yaklaşıyorum, siz de olumlu musunuz, kan dökülmemesi için elinizden geleni yapacak mısınız, söz verirseniz el sıkışalım, masaya oturalım. Sayın Demirtaş bugüne kadar böyle bir söz etmemişti. Artık onlar da anladı."
"DEMİRTAŞ'IN AÇIKLAMALARI YERİNDE VE GÜZEL"
Demirtaş'ın açıklamaları yerinde ve güzel. Bu açıklamaları içten yapıyorlarsa kendilerine teşekkür ederim. Bu açıklamaları yapmadan az önce Hakkari'de şehit verdik. Öyle zannediyorum ki bunların birbiriyle bağlantıları kopuk. Sayın Demirtaş, güzel sözler söyledi. Bunu anlaması bizim için çok önemli.
"ŞEHİT ÇOCUĞU OLARAK DEMİRTAŞ'A TEŞEKKÜR EDİYORUM"
Şehit anne babalarının elinden öpüyorum, dedi, ben de bir şehit çocuğu olarak kendisine teşekkür ediyorum ancak bizim endişelerimiz var. 2011'de hükümet bakanları ile yaptığımız toplantıda yine şehit ailelerinin, bizlerin fikirlerine başvurdular. Biz açılım gerçekleştirmek istiyoruz, sizin fikriniz nedir diye bize sordular. Ben şahsen bu açılıma karşı çıkmıştım, güvenmiyorum demiştim. Kuzey Irak'tan başka bir ses geliyor, basından medyadan duyumlarıma göre yapıyoruz, BDP ve diğer milletvekillerinin açıklamaları var, sonra PKK ile görüşmeler ve kucaklaşmalar var. Bunlar bizi endişelendiriyor. Acaba dışarıdan başka içeriden başka mı diye sorguluyoruz.
Orada, biz tabi karşı çıktık, Sayın Bakanım dedim, istemenin sonu yok, bugün böyle yaklaşırsınız, biz de ülkenin sıkıntıdan kurtulması için olur deriz ama acaba başarısız olur muyuz, yarın sınıfta kalırsak ne olur, pişmanlık yasasından yararlanmaz ve eylemlerine devam ederlerse sonumuz ne olur diye sordum. Onlar temennimiz öyle olmaması diye yanıt verdi. Süreci izledik, açılımda Türkiye sınıfta kaldı, amacına ulaşmadı, yine yüzlerce evladımız hayatını kaybetti. Bir taraftan bizim evlatlarımız hayatını kaybetti diğer taraftan yine bu ülkenin evlatları hayatını kaybediyor. Onlar da can, onlar da bu ülkenin evladı. Paylaşamadığımız ne var, bunları konuşmalıyız.
"SÜRECE DESTEĞİMİZ ŞARTLI"
Bu yaklaşımlar, hükümetimizin yaklaşımı tabi çok önemli. Yerinde buluyoruz ancak yine endişeleniyoruz, acaba samimiler mi, PKK örgütü elebaşsısı İmralı'da acaba tek dertleri onu dışarı çıkartmak mı, onu ev hapsine almak rahat ettirmek mi? Acaba niyetleri bu mu, bu yüzden mi iyimserlik sergiliyorlar? Bu bizim endişemiz. Hükümetimizin bir kez daha bunlara şans vermesi, İmralı ile yapılacak görüşmeleri inşallah bu kan durur diye düşünüyoruz.
Şiddete şiddetle gitmenin nereye gittiği malum. Biz başbakanımızdan şunu istiyoruz: atılan bu adamı yerinde bulmaya çalışıyoruz, içimize tam sindiremesek de şehit yakınları olarak artık zararın neresinden dönsen kar misali, bu görüşmeleri devletimiz yapacaktır, yalnız şartımız var, Öcalan'ı affetme olursa, ev hapsine onu alırlarsa şehit aileleri bundan üzüntü duyar. Sağduyumuzu kaybederiz. Bizim desteğimiz şartlı. Endişelerimiz var. Doğrudan destek verebiliriz ama endişelerimiz var. İnşallah bu kan durur.
"DEMİRTAŞ'A SESLENİYORUM…"
Sayın Demirtaş Bey'in konuşmaları yerini bulur, biz de kendisine ılımlı yaklaşıyoruz, Ben de buradan Demirtaş'a sesleniyorum, Şehit aileleri temsilen, şehit asker çocuğu olarak sözlerinize olumlu yaklaşıyorum, siz de olumlu musunuz, kan dökülmemesi için elinizden geleni yapacak mısınız, söz verirseniz el sıkışalım, masaya oturalım. Sayın Demirtaş bugüne kadar böyle bir söz etmemişti. Artık onlar da anladı.
"YARIN ŞEHİT CENAZESİ GELİRSE..."
Bana şehit aileleri artık çare kalmadı, eğer kan duracaksa bu söylediğimizi anlat kiminle görüşmek gerekiyorsa git anlat diyorlar. Türk milleti olarak bu görüşmelerin açık olarak yapılması önemli. Bugün herkesin evladı askere gidiyor. Vatan borcu için hayatlarından oluyor. Bu nedenle hükümetin çalışmalarını hepimizin bilmesi gerekiyor. Burada yetkililer de açıklıkla gündeme getirerek bu konuyu önemli bir çalışma başlattılar.
Biz köstek değil, destek olmak isteriz ama şartlarımız var. PKK eylemlerini sonlandırmazsa verdiğimiz desteğin altında biz boğuluruz, endişelerimiz var. Biz samimiyiz, siz de samimi iseniz elimizi sıkın. Biz sizin sesinize kulak verdik, anne ve babaların ellerinden öpeceğinizi dikkate aldık. Yarın orada burada bir şehit daha olursa samimiyetimizi yitiririz. Görüşmeler başladı, süreç başladı o zaman şehit haberi gelmemelidir. Akan kan dursun diyorlar, öyleyse durmalı. Şehit yakınları artık benim çocuğumun yanına bir çocuk daha gelmesin diyor. Derneğimde bir oğlu dağda bir oğlu şehit babalar var, diğer ailelerin yüzüne bakamıyorum diyor bana ve onu ben teselli ediyorum. İçimize sindirsek de sindiremesek de hayat şartlarının getirdiği bu koşullarda akan kanın durması için herkesin taşın altına kolunu değil gövdesini koyma zamanı geldi.
Biz bu görüşmeleri şartlı olarak destekliyoruz. İnşallah kimse dağlara çıkmaz, orada ömür süreleri 4 sene, bir asker şehit, 14 PKK'lı öldürüldü. Demek ki onların da sonu yok. Ne yapmamız gerekiyor, birbirimizin derdine çare bulmamız gerekiyor. Ancak el sıkıştık, yarın BDP'liler ya da dağdakiler, bizim sınırımız buydu, biz bu toprağı istiyoruz derlerse ne olacak, o zaman şehit yakınları bana bu açıklamalarından dolayı gel bakalım Mehmet Güner. O nedenle buradan da bu uyarıları yapmak zorundayız."
Haber Ara