Mısır'da Yeni Anayasanın Artıları ve Eksileri
International IDEA’nın anayasa yapımı konusunda üst düzey danışmanı Zaid Al-Ali Mısır'da düşük katılımlı bir halkoylamasıyla kabul edilen yeni anayasa belli bazı hakları korusa da en önemli hakları içermediği düşüncesinde.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-01-03 14:48:53
Mısır, din devleti olarak nitelenemez, zira siyasi güç kesinkes sivillerdedir. Ama yeni anayasayla din, devletin nasıl işleyeceği konusunda bir esin kaynağı olarak gerçek bir rol oynayacak. Sivillerin askeri mahkemelerde yargılanması da anayasal ilke mertebesine yükseldi.
Seçmenlerin yüzde 63.8’inin onay vermiş gibi göründüğü referandumun ardından yeni anayasa artık ülkenin kanunu oldu. Katılım beklediğinden çok daha düşük kaldı, nüfusun yüzde 32.9’u sandığa gitti, demek ki, anayasa sadece geçerli seçmenlerin yüzde 21’i tarafından onaylandı. Yani destekçileri açısından yankı yaratan bir zafer olmadı.
Bunun bir sonucu olarak bir süre sonra anayasanın halk nezdindeki meşruiyeti sorgulanabilir. Bu da Mısır’ın karşı karşıya olduğu daha baskın sorunları çözme çabasına odaklanılmasını önleyebilir.
Yeni anayasa çevresinde en hafif deyimiyle çok haşin bir tartışma dönüyor. En ateşli tenkitçilerin çoğu, İslami hareketlerin ahlak polisi kurmaya hazırlandığının ya da yasal evlilik yaşının dokuza indirileceğinin kanıtı olarak sunup, anayasa metnini aşındırıyor. Bu suçlamaların çoğu ya temelsiz ya da 1971 anayasasından kalma maddeler. Bunların bugüne dek manalı şekilde hiç uygulanmamalarının yeni anayasada da sürmesi kuvvetle ihtimal. Gerçek şu ki Mısır anayasa geleneğiyle kıyaslandığında, yeni anayasa, belli bazı hakların korunması ve hükümet sistemi konusunda ilerleme getiriyor, yaftalamalara rağmen bir felaket değil. Ancak kıyas ölçütünü değiştirirseniz, yeni anayasaya karşı olmak için geçerli sebepler var. Örneğin anayasal hukuk alanında son uluslararası -özellikle pek çok Afrika ve Latin Amerika ülkesindeki- gelişmeleri ve hatta Arap Baharı aracılığıyla dile getirilen özlemleri göz önüne aldığımızda, metin hayal kırıklığı yaratıyor.
Anayasa muğlak bir dille yazılmış olmasının yanı sıra muhaliflerin hararetle karşı çıkmasına yol açan şekilde önemli hakları içermiyor: Ademi merkeziyetçilik, bağımsız kurumlar, sivil-asker ilişkileri dahil pek çok alanda ikna edici bir vizyon sunmuyor.
İddialardan biri, anayasanın Müslüman Kardeşler’den bir cumhurbaşkanının siyasi sürece hükmetmesine ve diğer kurumlar nasıl yapılandırılırsa yapılandırılsın İslami bir gündemi dayatmasına izin veren şekilde tasarımlandığı. Ancak metnin dürüst biçimde okunması bu suçlamaları desteklemiyor. Anayasadaki hükümet sistemi birebir uygulanırsa, güçlü yöneticilerin mutlak tahakküm günleri bitecek. Hükümetin kurulması ve görevden alınması sürecinde meclise önemli yetki veriliyor, meclis keyfi feshedilmeye karşı korunuyor ve önemli denetleme gücü kazanıyor. Cumhurbaşkanının olağanüstü hal ilanı yetkisi ise kısıtlanıyor. Ama aynı zamanda cumhurbaşkanı, müdahil olmaması gereken alanlara karışma yetkisini koruyor.
Mısır, devrimden önce, Batılı anlamda bir laik devlet olmadığı gibi dini bir devlet de değildi. Yeni anayasa, Mısır’ın İslam’dan ilham alan bir devlet olduğu mefhumu üzerine kurulu, ama kendi başına dini bir devlet kuruyor değil. Metinde açıklığa kavuşturulması gereken endişe verici ifadeler var.
Özellikle temel hakların korunması baştan beri tartışmalı bir konu olurken, tartışmalar özellikle kadının statüsü ve ifade özgürlüğü gibi haklara odaklanıyor. 1971 anayasası erkeklere böyle bir görev biçmezken kadınları ailelerine bakmakla yükümlü kılması ve cinsiyet ayrımcılığını yasaklayan ifadeler içermemesi, yeni anayasada devam ediyor. Mutlak ifade özgürlüğü vaat eden 45’inci madde de diğer maddeler tarafından kısıtlanıyor.
Sivil-asker ilişkisi
Ademi merkeziyetçiliğe en üst merkeziyetçi sistem aynen devam ettirilerek set çekilirken, daha da kötüsü var, sivil-asker ilişkileri. Sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasına son verilmesi, devrimin temel taleplerinden biriydi. Bu yönde pek çok taslak sunulmasına rağmen, son taslakta, sivillerin ‘silahlı kuvvetlere zarar veren’ suçlardan askeri mahkemelerde yargılanması açıkça dile getirildi. Böylece sivillere askeri yargı geçmişte sadece yasalarda yer alırken, bugün anayasal ilke mertebesine yükseltildi, tabii geri çevrilmesi de zorlaştı. Milli Savunma Konseyi kurulması ve bahşedilen yetkiler de ayrıca hayrete şayan.
(International IDEA’nın anayasa yapımı konusunda üst düzey danışmanı)
(OpenDemocracy)
(Zaid Al-Ali / Radikal)
Haber Ara