İstİhbarat raporlarına göre örgütün eylemlerini artırmasındaki neden kaybettiği tabanı yeniden kazanmak. Haziran ayından itibaren özellikle polisi hedef alan sansasyonel eylemlere yönelen örgütün 7 hücresi çökertildi. Eylemler sırasında iki polisi şehit eden örgüt elemanlarından üçü öldü, diğerleri tutuklandı. İstinye Polis Karakolu'na yönelik saldırıyla başlayan eylemler dizisinde bazı perde arkası bilgiler şöyle:
- SON NEFESTE İNSANLIK:
Örgüt üyeleri Erdal Dalkılıç ve Servet Göçmen 12 Haziran'da uzun namlulu silah ve el bombalarıyla İstinye Karakolu'na saldırdı. Çıkan çatışmada ağır yaralanan Dalkılıç yerde yatarken, yanındaki çantaya yönelen polisleri 'Sakın açmayın içinde tuzaklı patlayıcı var' diyerek uyardı. Hastaneye kaldırılan Dalkılıç kurtarılamazken, fünyeyle patlatılan çantadan gerçekten de fermuar açıldığı anda patlayacak şekilde tuzaklanmış üç el bombası çıktı.
- BAŞKANLARA SUİKAST:
İstinye'deki saldırının ardından olay yerinden kaçan Servet Göçmen, iki gün sonra Avcılar'da ATM'den para çekmeye çalışan bir polisi yaraladı. Bir süre sonra Sarıyer'de uygulama yapan ekipler tarafından yaralı yakalanan Göçmen'in üzerinden AK Parti Kartal ve Sancaktepe İlçe başkanlarının isimleri ve adresleri çıktı. Örgütün iki başkana suikast planladığı belirlendi.
- BU DEVRİMCİLİK Mİ?:
Gaziosmanpaşa'da polis memuru Zekeriya Yurdakul'un yemek yerken şehit edilmesi örgüt içinde kavga çıkardı. Kaçan saldırganlardan Sultan Işıklı yaralı yakalandı. Savunmasız gezen ve zor bir hedef olmayan polisin neden seçildiği örgüt içinde tartışıldı. Bir örgüt elemanının 'Kaşık tutan insana kurşun sıkılır mı. Bu devrimcilik mi? ' diyerek örgütün üst yönetimine karşı geldiği ortaya çıktı.
- KEŞKE ÖLSEYDİ:
Terör örgütünün birçok eyleminden sonra elemanlarının sağ yakalanması da örgütün üst yönetimini rahatsız etti. Sultan Işıklı'nın sağ yakalanmasında da bu rahatsızlık dile getirildi ve 'Keşke ölseydi' denildiği ortaya çıktı. Eylemcilerin polis tarafından sağ yakalanmasının örgütün kin ve nefret oyununu da bozduğu kaydedildi.
Eylem eylem hüsran
Örgütün yaklaşık 6 aylık eylem sürecinde 2 polis şehit düşerken 3 terörist öldü, diğerleri tutuklandı
1. Ekip: Erdal Dalkılıç ve Servet Göçmen. 12 Haziran'da İstinye Polis Merkezi'ne yönelik saldırıda Dalkılıç öldürüldü, Göçmen 2 hafta sonra Sarıyer'de yaralı yakalandı.
2. Ekip: Hasan Selim Gönen ve Sultan Işıklı. 20 Temmuz'da Gaziosmanpaşa ve Sultangazi'de çıkan çatışmada Gönen öldürüldü, Işıklı yaralı yakalandı.
3. Ekip: Sevgi Daylan ve Çiğdem Şenyiğit. 30 Temmuz'da İstihbarat ve TEM ekipleri tarafından İstanbul Emniyet Müdürlüğüne yönelik eyleme gidecekleri sırada yakalandılar.
4. Ekip: Sakine Ögeyik ve Murat Fırat. 3 Ağustos'ta Alibeyköy'de önleyici polis hizmetleri ekiplerinin durumlarından şüphelenmesi üzerine eylem hazırlığındayken yakalandılar.
5. Ekip: Elif Kaya ve Seval Aracı.10 Kasım'da MİT, TEM ve İstihbarat Şube Müdürlükleri tarafından sürdürülen çalışmalarda illegal olarak yurtdışına çıkmak isterken Küçükçekmece'de yakalandılar.
6. Ekip: Nebiha Aracı ve Nurgül Acar. 8 Aralık'ta Bahçelievler 75. Yıl Polis Merkezi'ne silahlı ve bombalı eylem sonrası Aracı yakalandı. Kaçan Acar ise 3 gün sonra Gaziosmanpaşa'da bir polis memurunu şehit ettikten sonra yakalandı.
7. Ekip: Süleyman Matur ve Bahtiyar Doğruyol. 8 Aralık'ta illegal olarak yurtdışına çıkarken Edirne'de yakalandılar.
8: Selçuk Aymaz. 28 Ekim'de İstihbarat ve TEM Şube Müdürlükleri tarafından sürdürülen çalışmalar sonucu Başakşehir'de yakalandı.
9:İbrahim Çuhadar. 11 Eylül'de Sultangazi Polis Merkezi Amirliği'ne yönelik canlı bomba eyleminde can verdi.
10: Şemsettin Kalkan. Eylem hazırlığındayken 14 Aralık'ta Adana'da yapılan operasyonla sahte kimlikle yakalandı.
Özellikle hastalar seçiliyor
Örgütün riskli eylemler için seçtiği elemanlarının ölümcül hastalıklı olması da dikkat çekti. Polis saldırılarına katılan örgüt elemanlarından Nurgül Acar ve Nebiha Aracı'nın kanser hastası, Şemsettin Kalkan ve İbrahim Çuhadar'ın astım hastaları oldukları belirlendi.
- AKÇAY PİŞMAN DEĞİLMİŞ: DHKP-C'nin İstanbul merkez komitesinde görevli iken tutuklanan Asuman Akçay Ekim ayında serbest kaldı. Örgüt 'pişmanlık yasasından faydalandı' diyerek itirafçı olduğunu düşündüğü Akçay'ın ölüm emrini verdi. Uğradığı saldırıda ağır yaralanan Akçay'ın pişmanlık yasasından faydalanmadığı ortaya çıktı.