Bu rakamlardan hangileri size uyar?
Bir günde 400 bin hindi yemişiz, 2 milyon 600 bin hayvan kesmişiz. Yediklerimizi zayıflatmak için uğraşırken, yatağa aç gideni unutmuşuz. Rakamlar yalan söyler mi?
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-01-02 06:39:39
Hatasıyla sevabıyla yazları kışları devirdik. Kimimiz için zorluydu, kimimiz için nasıl geçtiğini bilmediğimiz yıllarımızdan biriydi.
Bir günde 400 bin hindi yediğimiz söylendi. Biz birini bile yemedik, yazanların yalancısıyız.
2 milyon küçükbaş hayvan kestik. Kurbanda kan akıttık, etlerimiz ulaşmasa da mesajlarımız ulaşmıştır deyip rahatladık.
600 bin büyük baş havyan kesip derilerini camilere verdik, etlerini derin dondurucuya koyduk, dualarımızla o gün kendimizi ısıtmaya çalıştık, kavurmamızı misafirler gittikten sonra soğanla bir güzel götürdük
Bazılarımız Arakan’a, Moro’ya, Somali ve Sudan gibi yerlere gitti, bazılarımız Paris’e, Roma’ya, New York’a uçtu. Herkes bayramı bayram yapmak için uğraştı durdu.
Yanı başımızda Suriye’de kurban niyetine insanlar kesiliyor. Soğuktan donmamak için çocuklar, barışın gelmeyeceğini anladıklarından ve çaresizlikten zeytin ağaçlarını kesip ısınmaya çalışıyor
Halep’te, Hama’da, Humus’da fırınlar bombalanırken biz sabahları sıcak ekmek derdindeydik…Bayramdı birileri “Bayram gelmiş neyime” diyecekti, birileri “Bayram” deyip kapısını kilitleyip tatile gidecekti.Birileri bayramda daha çok ölecekti. Zaman bayramdı gün katliamdı…
Suriye’de bugüne kadar öldürülen 47 bin 835 kişinin haberini alırken, Irak’ta her gün yüzlerce kişi ölüyor diyerek geçiştirecektik. Bosna’da, Hama’da ve Halepçe’de geçiştirdiğimiz gibi. Suriye’yi de kendi egomuza meze yapacaktık. Yardıma koşmamız gereken yerde sözlerimizle, bağnazlığımızla yardıma gideni de engelleyecektik.
Birlerimiz yazım analizim doğru çıksın diye Suriye’yi satacaktı, birimiz akçelendiğimiz için çarpıtacaktık, birimiz ise yalanlarımıza inanıp kahramanlığımızı Mazlum Suriye halkını kullanarak yapacaktık
47 bin ölünün 4 bin 127’sinin Suriye’de çocuk olduğun öğrendiğimizde çocuğumuza biraz daha sarılacaktık. Onu bir parka götürüp en sevdiklerini alıp başını okşayacaktık.
Biz çocuğumuzun başını okşarken Suriye’de ve dünyanın farklı coğrafyalarındaki yetimleri unutacaktık, biz sloganlarla, felsefe ile nargile başlarında dünyayı kurtarmaya çalışırken birileri milyonlarca çocuğa inancı için baktığını anlattığında, “onlarda para var” diyerek kendi kendimizi kandıracaktık. Seksen yıldır atamadığımız yenilmişlik psikolojisine halen teslim olduğunu unutacaktık
Gazetelerimiz muhafazakarlığı arka sayfa güzellerini çıkarmak olarak ilan edecekti. Kapısında tövbe edenlerin tövbeleri kabul edilecek, az günah işleyenler nasıl olsa bizdendir denilerek sırtlarına binilmeye devam edecekti. Bir kurma bir adam göndererek değişim devrim yapacağımızı zannedecektik. Değişimin kurumsal olmazsa olmayacağını “O eskidendir” deyip geciktirecektik.
Dünyanın düzeni böyle derken bile biz bile ortaya çıkan tabloya inanmayacaktık ama kendimiz için o yalana bizde uyacaktık.
287 ülkeyi kapsayan araştırmaya göre aşırı kilonun yol açtığı hastalıktan dolayı ölenlerin sayısı 3 milyonu aştığını unutacaktık.
Dünyada yetersiz beslenen insan sayısının , obezite olan insan sayısının üçte biri olduğunu öğrendiğimizde, “Az yeseler hepimiz doyacağız” sözlerini söyleyecektik. Hem yemek yerken para verecek, hem de yediğimiz yemeği eritmek için para verecektik ve sonra diğer canlılara göre akıllı olduğumuzu iddia edecektik.
Her yıl dünya genelinde sekiz milyon açlıktan ölürken, BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), dünyada açlık çeken 800 milyon insanın 400 milyona indirilmesi için 24 milyar dolar gerektiğini söylerken bu parayı kim verecek diye soracaktık. Onun üzerine felsefi, uzun vadeli, ekonomik, sosyal bilmem neyin ne olduğu konuşmalar yaparken insanlar ölmeye devam edecekti.
Dünyada herkes birbirini yerinden etmek için uğraşırken, bunun için silaha harcanan paranın 1,7 trilyon dolara ulaştığını görürken küçük dilimizi yutacaktık…Sonra bunun için meşru sebepler bulmaya çalışacaktık. Aldığımız uçaklar 34 insanımızı öldürürken, “Olur bu tip yanlışlıklar” diyerek, annelere para ile susun diyecektik
Günde 172 iş kazasının yaşandığı Türkiye eğer intihar eden asker sayısı, öldürülen asker sayısının geçtiği bir ülke haline dönüşmüşse kafayı bulduk mu diyecektik ve dönüp baktığımızda milletin kafayı bulduğunu görecektik.
İslam coğrafyasında en çok içki tüketilen ülke Lübnan olarak karşımıza çıkacak, onu Türkiye ve sonrasında İran izleyecekti
Devletimiz hem Milli Piyango oynatacak, hem de Hac organizasyonu yapacakken, benim gibi bir ezberbozan gelip bu yazıyı yazacak ve sonra nargile içmeye gidecektik…
Bütün bunlara rağmen, dünyanın en zeki çocuğu Gazze'den çıkacaktı, en masumu gibi, en erken öldürüleni gibi...
Beni bu düzende eritene mi kızayım, bu ülkede doğduğuma mı kızayım, yoksa benimle birlikte sessiz tiyatro oynayan bize mi kızayım…En iyisi ben kendime kızmaya devam edeyim de , siz ne yapacaksınız….
Haber Ara