Ekonomilerde toplumun her kesimini ilgilendiren iki temel olgudan biri olan sağlık hizmeti, ülkemizde de teknolojik gelişmeler paralelinde uygulanabilir hale gelen elektronik sistem ile geliştirilmeye ve denetlenmeye çalışılıyor. Sağlık hizmetleri alanındaki gelişmeler ve değişimlerin etkileri vatandaş, sağlık çalışanları, eczacılar ve ilgili kurumlar üzerinde farklı görünüşlerle karşımıza çıkıyor. Sisteme bağlanan sonuçlar, sistemin yapılandırılması esnasında yapılan hatalar sebebiyle gerçekleşemiyor.
Sağlık hizmeti kayıtlarını elektronik ortama taşıyan bilgi işlem sistemi ve bu yapı üzerinden uygulanacak e-reçete konusunda Türk Tabipleri Birliği’nin ciddi kaygıları var. Hekimlerin kaygıları gündemden düşmeyen teknik aksaklıklardan kaynaklanan sıkıntılardan çok güvenlik ve kişilik hakları ihlalleri ile ilgili.
Türk Tabipleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Doktor Fethi Bozçalı, Türk Tabipleri Birliği adına THELİRA’ya verdiği beyanatta sağlık bilgi işlem sistemi ve e-reçete uygulamasının kapsamlı bir değerlendirmesini yaptı.
Doktor Fethi Bozçalı’nın açıklamaları ana hatlarıyla kişilik hakları ihlali, hekim ile hasta arasındaki sır saklama yükümlülüğüne dayanan güven ilişkisi, tıbbi kayıtların güvenliği, vatandaşın aldığı sağlık hizmetinin kalitesi ve meslek birliklerinin sistem dışı bırakılmasının sakıncaları üzerine oldu.
Birliğin üzerinde durduğu ilk nokta pilot uygulamanın kabataslak hazırlanmış bir çerçeve ile başlaması, çok kısa süren pilot çalışmada eksiklik ve aksaklıkların tam olarak belirlenememesi, belirlenmiş olanlar için zaruri önlemlerin alınamaması oldu.
(Medikal bilgi işlem sistemi 24 Aralık Pazartesi günü tam gün çalışmamıştı.)
HASTA MAHREMİYETİNDE SORUN VAR
TÜRK Tabipleri Birliği’nin bu konudaki en önemli endişesi elektronik ortamın güvenliği. Doktor Fethi Bozçalı; “Elektronik ortam güvenliği her şeyden önce insan hakları ile ilgili bir durumdur. Güvenlik zafiyetinin yaratacağı sonuçlar doğrudan kişilik hakları, hasta hakları ihlallerine yol açacaktır. Hasta mahremiyetine ve hekimin sır saklama yükümlülüğüne aykırı olan Sağlık Net 2 sistemine temel ve hak özgürlüklerin ihlali sebebiyle karşı çıkan birliğimiz, MEDULA ve e-reçete için de aynı endişeleri taşımaktadır. Bir başkasının bilmesini istemeyeceğiniz şahsınıza ait bir bilginin, üçüncü kişiler tarafından öğrenilmesi halinde her şeyden önce gizlilik hakkınız ihlal edilir. Yaşamınız üçüncü kişi ya da kişilerin elde ettiği bu bilgi ile değişebilir. Örneğin işinizden olabilir ya da toplumun önyargıları ve maalesef sosyal zaaflarının kurbanı olabilirsiniz.” dedi.
Hekimler olarak bu sistemde toplanacak bilgilerin kimin eline hangi şartlarda geçeceği konusunda endişeleri olduğunu belirten Fethi Bozçalı; Hasta-Hekim-Eczacı arasında hukuk düzeni tarafından korunması öncelikli olan “gizlilik” olgusunun, sistemin güvenilirliği sebebiyle ihlale açık durumda olduğunu kaydetti.
Bozçalı; kayıt güvenliği ile ilgili olarak “Sağlık hizmetinde en önemli unsur güvendir. Güvenilirliğiniz yoksa nitelikli hizmetten bahsedemezsiniz. Sağlık hizmeti ile güven olgusu ayrılmaz parçalardır. Israrımıza rağmen sistem güvenliğinin sağlandığı garanti edilmemiştir. Meslek örgütü olarak bu konudaki endişelerimizin giderilmesi beklentimiz karşılanmamıştır. Elektronik ortamda yapılan işlemlerin güvenliği sağlanmadıkça esasen sağlık hizmetini iyileştirmek adına yaptığınız atılım toplumun sağlığını daha da bozan bir durum haline gelecektir. Hasta bilgilerini güvenilirliği şüpheli bir sisteme kaydederseniz, bundan doğacak sıkıntılar yaşanmakta olan kargaşayı içinden çıkılmaz hale getirecektir.” şeklinde görüş belirtti.
Doktor Bozçalı, hasta-hekim ilişkisinin temel unsuru güven kavramının altını çizerek; “Hekimin doğru teşhis koyabilmesi için, hastanın herhangi bir çekince hissetmeden, yaşadıklarını, gördüklerini, bildiklerini hekime açıklamalıdır. Hastanın bu açıklamayı rahatça yapabilmesi için de hekimin açıklanan bilgi ve olayları “sır” olarak saklayacağına güvenmesi gerekir. Sır saklama yükümlüğü hastanın hekime rahat başvurabilmesi, herhangi bir çekince, endişe, korku duymadan sağlık hizmetinden yararlanabilmesi için getirilmiştir.” dedi.
YURTDIŞINDA ÖRNEKLER ÇOK FARKLI
Söz konusu sistem yaratılırken dünyadaki başarılı örneklerin araştırılıp fayda ve zarar değerlendirmesi yapılmadığını kaydeden Doktor Fethi Bozçalı; Avrupa’daki örneklere bakıldığında bu sistemlere geçiş süreçlerinin uzun ve kademeli olduğunu söyledi. Düzgün işleyen sistemlerin nasıl yapılandığını anlatan Bozçalı, çağdaş uygulamayı şöyle özetledi: "Hazırlık aşamasında konunun temas ettiği tüm meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınır. Temayüllerin hangi yönde olduğunun araştırıldığı kapsamlı çalışmalar yapılır. İlgili kurum ve kuruluşların katıldığı çalıştaylar ve uzmanların uzun mesaileri sonucu boşluklara yer vermeyen yasal düzenlemelerle sistemler hayata geçirilir."
Fethi Bozçalı’nın önemine vurgu yaptığı bir başka konu ise ilgili bakanlıklar ve bağlı kurumlarca sistemin oluşturulması aşamasında Türk Tabipleri Birliği olarak görüşlerinin alınmamış olmasıydı. “E-reçetenin varlık sebebi hekim değil midir, hekim tarafından hastaya verilen sağlık hizmeti değil midir ki hekimlerin yani sahada olan, birebir hasta ile temasta olanların görüşleri alınmadan gökten inme bir sistem yaratılmıştır. Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın kendi bildiklerini okumak konusundaki tutarlılıkları bu olayda da devam etmiştir.” diyen yönetim kurulu üyesi; başarılı örnekleri bulunan işler için Amerika’nın yeniden keşfine gerek olmadığını söyledi. Doktor Bozçalı; nitelikli sağlık hizmetinin verildiği çağdaş ülkelerde bu iş nasıl yapılıyorsa kendi sistemimizi de en az sorunla çalışacak şekilde kurma iradesinin memleketi yönetenler tarafından gösterilmesi gerektiğini kaydetti.
GÜVEN UNSURU VE NİTELİKLİ SAĞLIK HİZMETİ
Hastanın kendisine yazılan reçeteyi görmesinin önemine değinen Doktor Fethi Bozçalı, açıklamalarına şöyle devam etti: “Bu hesabınıza yatan maaşla elektronik transfer yolunu kullanarak ödeme yapmak gibidir. Gönderdiğinizin para olduğunu bilirsiniz ama muhteviyatını bilmezsiniz. Ödemeyi alan kişinin eline kaç tane 20 TL kaç tane 100 TL banknot geçtiğini bilemezsiniz. Para o anda sizin için soyuttur. Hastanın durumu da böyledir işte. Hastanın ilacını görmesi de güven unsurunun öğelerinden biridir. Hastanın ilaçlarını görmemesi sebebiyle kapıldığı kaygıyı yine hekim giderebilir. Hasta ilacını görmediği için, hekim olarak yazdığınız ilaçları hastanıza aklında soru kalmayacak şekilde anlatmanız gereklidir zira nitelikli sağlık hizmeti bunu gerektirir. Fakat devlet hastanelerinde bir hastaya ayırabileceğiniz zaman en fazla beş dakikadır. Bu süre bazı durumlarda iki dakikaya bile inmektedir. Kronik hastalıkları olanlar mütemadiyen kullandıkları ilaçları tanımakta ve bu konuda sabit fikir oluşturmaktadır. Bu da eşdeğer ilaç konusunda sıkıntı yaratan en önemli durumdur. Hekimin e-reçeteye yazdığı ilacı hastaya anlatmaya vakti olmadığından, hasta ile eczacı ve hasta ile hekim karşı karşıya kalmaktadır. Hekim ile hasta arasındaki ilişki zedelenmektedir. Görünen odur ki web uygulaması ile amaçlanan sadece daha hızlı, daha çok ilaç yazılmasıdır. Bu elektronik sistemi yaratanlar çıkış noktasını ve en temel sorunu göz ardı etmektedir: Nitelikli sağlık hizmeti… Hastaların, kendilerine ortalama dört dakika vakit ayırabilen hekimden nitelikli sağlık hizmeti aldığı söylenemez. Hekim bir elektronik ortamda elektronik imza ile ilaç yazan kişi değildir. E-reçetenin de içinde bulunduğu sağlık sistemi, güvenilirliği şüpheli web uygulamalarının kağıt üzerindeki gelişimiyle değil verilen sağlık hizmetinin niteliği ile sorgulanmalıdır. Sanal ortamdaki gelişmelerle gözler boyanırken sağlık sisteminin temel sorunları yok sayılmaktadır. Bir hasta elinde tetkik sonuçlarıyla bir doktordan çıkıp ötekine gidiyorsa, 10 tane hastane geziyorsa dünyanın her yerinde buna büyük sorun derler.”
“SİSTEM İFLAS EDECEKTİR”
Türk Tabipleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Doktor Fethi Bozçalı; altyapısı tamamlanmamış sistemin uygulanmaya müsait olmadığını ve ilerleyen zamanda iflas edeceğini vurguladı. “Bu olumsuz bir niyet okuma değil, arzu etmediğimiz ve sağlık sisteminin varlık sebebi hasta kişiyi mağdur edecek bir gerçekliktir.” diyen Bozçalı; bir uygulamayı başlatmak için sadece teknolojik altyapı oluşturmanın yeterli olmadığını kaldı ki ülkemizde bunun bile yapılamadığını belirtti.
SORUNSUZ BİR SİSTEMİN TEMELİ NASIL ATILIR
Sağlık sisteminde yaşanan sıkıntıların giderilmesi için hayata geçirildiği iddia edilen fakat kendisi başlı başına bir sorun haline gelen bilgi işlem sistemi ile ilgili açıklamalarına devam eden Türk Tabipleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, uygulamanın temas ettiği kişilere durumun anlatılmasının ve bu kişilerin amaçlanan hedefler konusunda ikna edilmesinin sağlam bir temelin anahtarı olduğunu kaydetti. Doktor Bozçalı; sistemin yapıtaşlarının doğru kullanılması gerektiğinin altını çizerken “sistemin uygulayıcılarının soruları yanıtlanmalı, pilot uygulamalarla eksiklikler tespit edilerek giderilmeli, kişilerin önyargıları ile alışkanlıkları kırılmalıdır ve yasal çerçeve ihtiyaçlara cevap verecek şekilde hatasız çizilmelidir. Kaliteye yönelik uygulamalara hazırlık ana hatlarıyla böyle yapılır. Uygulaması yapılamayan noksansız bir sisteminizin olduğunu düşünün, hiçbir değeri yoktur.” dedi.
Organizasyon ve yapılandırma ile ilgili çağdaş yaklaşımlara değinen Bozçalı, Türk Tabipleri Birliği’nin yaklaşımını şu sözlerle aktardı: “Sistem kurmak için çalışmalara başlamadan önce genel temayülün öğrenilmesi, hangi konularda sorunların yaşandığının belirlenmesi gerekir. Bunun için anket gibi araçlar ve istatistik diye bir bilim vardır. Hekimler ve Eczacılardan bahsettik. Hasta Hakları Dernekleri de çalışmalarda yer almalıydı. Uygulanmaya çalışılan sistem tamamen sahadan uzak, ihtiyaç ve olağandan uzak, “ben yaptım oldu sistemi”dir. Hiçbir birlik, dernek ve kuruluştan uzman görüşü alınmamış, bilimsel çalışmalar yapılmamıştır. Meslek birlikleri tarafından çalışmalara müdahil olmaya uğraşılmış, sorular sorulmuştur. Sorularımız ya cevapsız kalmış ya da afaki, yuvarlak cevaplar verilerek geçiştirilmiştir.”
MEVCUT DURUM
Doktor Fethi Bozçalı içinde bulunduğumuz durumu aşağıdaki noktalarla özetledi:
Web uygulamalarının hazırlanmasında ve hayata geçirilmesinde ilgili meslek birliklerinin ve kuruluşların görüşleri alınmamıştır.
Teknolojik altyapı tamamlanamamıştır.
Bilgi kayıt güvenliği bulunmamaktadır.
Hekimlerin bir kısmı e-reçete yazmak için gereken şifreyi henüz alamamıştır.
Hastanelerde e-reçete kaydı yapılmasında ciddi sorunlar yaşanmaktadır.
Hekim tarafından reçete girişi yapılsa bile eczanelerde reçete görüntülemede sıkıntı yaşanmaktadır.
Kronik hastalıkları ve önemli akut rahatsızlıkları olanların mağdur olacağını bir hekim olarak üzüntü ile öngördüğünü belirten Doktor Bozçalı, kendi parası ile almak istese bile eczacı tarafından sistemde görüntülenemeyen reçete sebebiyle hastanın ilaçlarına ulaşamayacağını ve bunun vahim sonuçlar doğuracağını kaydetti.
“Sistemin hataları hastaları, özellikle öncelikli ve nitelikli sağlık hizmeti alması gereken kronik hastalığı olanları ve yaşlıları vurmuştur.” diyen Doktor Fethi Bozçalı, e-reçetenin mecburi olacağı Ocak ayında ise yaşanan bu sıkıntıların artarak devam edeceğini iddia etti.
İKTİDARA ÇAĞRI
Açıklamasını Türk Tabipleri Birliği adına iktidara seslenerek bitiren hekim; “Türk Tabipleri Birliği’nin bu fevkalade önemli konuda söyleyecekleri vardır. Ülkemizde herhangi bir konuda o konunun uzmanı dışında herkesin konuşuyor olması artık yadsınır hale gelmiştir ve bu bazı durumlarda basitçe çözülebilecek sorunları bile felaket haline getirebilmektedir. Türk Tabipleri Birliği’nin aktaracağı görüşler ve öneriler halk içindir. Halk sağlığı için önem arz eden her konu Türk hekimlerinin öncelikli görevidir.” dedi.
thelira