Davuoğlu, Sudan Dışişleri Bakanı Ali Karti ile görüştü. Basına kapalı olarak gerçekleşen görüşmenin ardından Davutoğlu Sudan Dışişleri Bakanı Ali Karti ile ortak basın toplantısı düzenledi. Bir gazetecinin 'Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği Özel Temsilcisi Lakhdar Brahimi önerisi çokca tartışıldı. Çözümün Beşşar Esad'lı mı Esad'sız mı olacağı çok tartışılıyor. Türkiye'ye gelen sinyaller ne yönde?" şeklindeki sorusuna Davutoğlu su cevabı verdi: "Kasım ayı içerisindeki son New York ziyaretimde Lakhdar Brahimi'nin son temasları öncesi kendisi ile istişare imkanı olmuştu. Ondan birkaç gün sonra Putin'in İstanbul seyahatinde Rusya'nın bu konudaki görüşlerini teferruatlı istişare imkanı oldu. Daha sonra da ilgili bütün taraflarla özelliklede Marakeş'teki Arap ve Suriye'nin dostları grubu toplantısında ve Türkiye'de yapılan Türk Arap forumunda bunların hepsini ele aldık. Buradaki temel görüş ayrılığı 30 Haziran'daki Cenevre mutabakatında ortak zemin bir geçiş hükümetinin kurulması ve tam yetkiye sahip olarak bütün yürütme erkini üzerine alması. Bu konuda bir mutabak var ama bunun nasıl olacağı bu çerçevede Beşar Esad'ın olduğu bir ortamda bunu nasıl gerçekleştireceği konusunuda bir görüş ayrılığı o zamanda vardı şimdi de var. Birçok ülke Cenevre mutabakatındabulunan rusya ve Çin dışındaki bütün ülkeler Beşar Esad'ın bu kadar büyük katliamlardan sonra Suriye'de kalması durumunda böyle bir geçiş hükümetinin sağlıklı bir görev ifa edemeyeceği kanaatine sahip."
Var olan sistemin güvenlik güçlerinin yapılanması ve bütün durumlar gözönünüde alındığında geçişin Beşar Esad'la birlikte olabilmesi şansının Haziran ayına göre bugün artık tümüyle kaybolduğunu belirten Davutoğlu "Haziran ayındaki şartlar o günden bugüne göre çok değişti. Bu yeni şartlara uygun bir geçiş modeli üzerinde istişarelerimiz devam ediyor. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Birkaç gün önce Mısır ve İran dışişleri bakanları ile görüştüm. Tüm çalışmaları yakından takip edip biran önce bu sorunun çözümü konusunda herkesin odaklanması lazım." diye konuştu.
Uluslararası toplumdaki genel kanaatin 'Nasıl olsa bu rejim gidecek' haline dönüştüğünü vurgulayan Davutoğlu, "Şimdi bu gidişi konusunda formüller üretme yanında birazda bekleme durumu seziyoruz. Ama suriye'deki şartlar beklemiyor. Şuanda milyonlarca insan aç ve susuz. Soğukta ve korunaksız uluslar arası toplumun anlaşmasını bekliyor. Aynı turlar daha önce Annan tarafından şimi de Lakhdar Brahimi tarafından tekrar ediiyor. Fakat ortada somut olarak suriye halkının yaşadığı insanlık trajedisine bir çözüm bulma çabası göremiyoruz. Bunun bedelinide suriyehalkı ödüyor ve komşu olarakta en yakından biz hissediyoruz. Artık zihin egzersizlerinden çıkıp somut bir şekilde herkesin masa başında alandaki realiteleride gözönünde bulunduracak şekilde süreci işletmesi lazım." şeklinde konuştu.