Meclis'te bütçe tartışıldı!
Türkiye Büyük Millet Meclis'inde bütçe sunumu ile ilgili parlemento çatısı altındaki partiler konuştu.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-12-10 18:03:15
Beklentilerin altında gelen büyüme ve sanayi verisi Maliye Bakanı Şimşek'in Meclis'teki bütçe sunumu değiştirmesine yol açtı. Şimşek, büyümeye dair öngörülerini yeniledi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek beklentilerin altında kalan üçüncü çeyrek ve Ekim ayı sanayi üretim endeksinin ardından TBMM'deki 2013 yılı bütçe sunuş konuşmasını değiştirdi.
Şimşek, sunum metninde büyümenin bu yıl sonunda Orta Vadeli Program'da öngörüldüğü gibi yüzde 3.2 oranında gerçekleşeceği cümlesine yer verirken, kürsüye çıktığında bu cümlesine ekleme yaptı.
Şimşek, "Ancak son gelen veriler bu miktarın altında kalınabileceğine işaret ediyor" dedi.
Şimşek, sunum metindeki "Son çeyreğe dair veriler büyümenin ivme kazanacağını göstermektedir" cümlesini ise kürsüde okumadı.
Büyümenin öncü göstergelerinden biri olan Ekim ayı sanayi üretimi yüzde 5,7 daralarak yüzde 1,9 olan piyasa beklentisinin oldukça altında kalmıştı.
KIŞANAK: ŞARAPÇI BİLE HARCAYACAĞI YERİ SÖYLER
BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Meclis'te bütçe görüşmelerinde konuştu.
Kışanak'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"İçinde bulunduğumuz kriz 1929 krizinden bu yana en büyük krizdir. Yunanistan'la başlayan süreç diğer Avrupa ülkelerine yayılarak devam ediyor. Mevcut krizin gelişeceği ve Türkiye'yi de etkisi altına alacağı ortadadır.
Küresel kapitalizmin krizi arttıkça egemenlerin baskısı arttı. Türkiye tam da bu gelişmelerin ortasında olan bir ülkedir. Sermaye örgütleri bile 2013'ün zor geçeceğini öngörüyor.
Gelir dağılımdaki ve bölgesel kalkınmadaki adaletsizlik devam ediyor. Bölgesel kalkınmada son sıralardaki 16 kent Diyarbakır, Batman, Ağrı, Muş, Hakkari... Sanırım bu bile Kürtlerin yaşadağı iller hakkında bilgi veriyor. Bu AKP hükümetleri döneminde de değişmedi.
Bir ülkede bütçe, kamu kaynaklarının oluşturulması için kimlerden alınacağı ikincisi de kaynakların nereye harcanacağını gösterir.
Türkiye'de ayrımcılık sadece Kürtlere karşı yapılmıyor. Aynı zamanda yoksullara karşı da ayrımcılık yapılıyor. Türkiye, OECD ülkeleri arasında gelir dağılımının en yüksek olduğu ülkedir.
2013 bütçesi bir savaş bütçesidir. Bütçenin büyük bölümü iç ve dış güvenlik kaynaklarına ayrılmıştır. Diyanet bütçesinin 141 bin çalışanı vardır. Bu bütçe eşit yurttaşlık talep eden milyonlarca Alevi yurttaşa sırt çeviren bir bütçedir.
Büyük ölçüde emekçilerden alınan vergiler büyük oranda güvenliğe harcanıyor. Verdiğimiz vergiler savaş politikası, zulüm ve ölüm olarak geri dönüyor.
Hükümet, 'Sen vergiyi ver, gerisine karışma, ben istediğim yere harcarım' diyor. Hesabını vermediğiniz, halktan aldığınız her kuruş haraçtır. Yolda yürürken bile birisi karşınıza çıkıp "bir şarap parası "diyerek para istiyor. İstediği parayla şarap alacağını söylüyor. Siz aldığınız parayı nereye harcadığınızı söylemiyorsunuz. 'Ben yaptım oldu' anlayışı, saltanat anlayışıdır.
Hakkını yemeyelim grafiği yükselen bir grafik var. Bu grafikte örtülü ödeneğin grafiğidir. İstikrarlı şekilde artan tek şey vardır, örtülü ödenektir. Örtülü ödenek rutin dışına çıkmaktır. AKP döneminde gördük ki rutin dışına çıkmak düzenli şekilde artmıştır. Bu da bu ülkenin barışına, demokrasisine yapılmış en büyük kötülüktür.
AKP hükümeti döneminde 11 bin emekçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir. Bu tahammüden adam öldürmekle eşdeğerdir. 'İşverene işçiyi öldürene kadar çalıştırabilirsiniz' demiştir. İşçileri sermayenin önüne adeta arenaya atar gibi atmıştır."
KILIÇDAROĞLU: O RAPORLAR NİYE GELMEDİ AÇIKLA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulu'nda bütçe hakkında konuşma yapıyor.
Kılıçdaroğlu şunları söyledi: "Başbakan'a sesleniyorum. Niçin 37 gün gecikmeyle yasayı ihlal edip programı açıkladığınızı açıklamak zorundasınız. Eğer bir hükümet kendi çıkardığı yasaya uymuyorsa bu hükümete ne denir?
Sayıştay yasasının sonunda 'TBMM'ye raporlar sunulur' yazıyor. Bu raporlar bütçeyle beraber Meclis'e gelmek zorundadır. Saygıdeğer milletvekilleri bütçe harcamalarının doğru yapılıp yapılmadığını Sayıştay denetleyecek. Biz ona göre oylayacağız, yasa doğrudur diye. Nasıl el kaldıracaksınız? Vicdanları kilitlemeyelim. Sayıstay yasasında değişiklik yaptınız. Başbakan gelin, o raporlar Sayıştay'dan niye gelmedi açıklayın. Ya bu yasama organı hiçbir iş yapmıyor, ya da yasama organı yürütmeyi takmam diyor.
Sayın Başbakan en sonunda saman ithal ettiniz. Nasıl oluyor da Türkiye Cumhuriyeti saman ithal hale geliyor. Bizim meramız mı yok? Her şeyi ithal etmeye başladık. Tarımı da öldürdük. 2002'de tarımda kullanılan arazi 24 milyon hektar, şimdi 20.5 milyon hektar. 3.5 milyon hektar ekilmiyor.
10 yıldır işsizlik kol geziyor. Başbakan işsizlik sorununa mucize bir çözüm buldu. Okuduğuma inanamadım ama Başbakan söylediyse doğrudur dedim. Her işveren bir işsizi işe alsın sorun çözülsün. Çözüldü mü, çözülmedi. İşveren verimlilik olursa işçi çalıştırır. Kim bu öğüdü size verdi merak ediyorum. Onu da açıklarsanız mutlu olurum.
KART BORCU 16 KAT ARTTI
AKP iktidarı döneminde ekonomi o kadar hızlı büyüdü ki yetişmek mümkün değil. Bir ülke uluslararası arenada söz sahibi çıkacaksa sizinle benzer ekonomilerle kıyaslarsınız. Daha önceki hükümetler dünya ortalamasının üstünde büyümüş. Bu hükümet ortalama altında büyümüş. Büyüme mucizemiz bu. Doğan her çocuk 1963 dolar borçla doğuyordu. Başbakan sizin iktidarınızda her çocuk 4320 dolar borçla doğuyor. Vatandaşın kredi kartı borcu 16 kat arttı, 68 milyar lirayı buldu. Vatandaşların bankalardan çektikleri tüketici kredisi borcu da 82 kat arttı. Hükümet ne yaptı? İcra dairelerinin sayısını artırdı. Niçin icra daireleri sayısını artırıyorsunuz, vatandaş borcunu ödeyemiyor. 2001'de icra dairelerindeki dosya sayısı 9 milyondu, şimdi 20 milyona çıktı. Bu konuda kimse elinize su dökemez, başarılısınız.
ÖDEME YAPANI TEHDİT ETTİNİZ
Üretirseniz, büyürsünüz. Üretim odaklı büyüyeceksiniz. Bunu yapmazsanız işsizliği çözemezsiniz. Üretimin önündeki bütün engelleri kaldıracaksınız. 7 kez mali af çıkardınız. Niçin 7 kez çıkardınız Başbakan? Bir soru daha onları niçin şantaj unsuru olarak kullandınız. Düzgün ödeme yapana tehdit yaptılar. Devlet vatandaşına şantaj yapmaz.
Dünyanın en pahalı benzinini kullanan ikinci ülkeyiz. Meksikalı sanayici yüzde 48, Polonya'daki sanayici yüzde 33 avantajla başlıyor. Polonyalı yüzde 12 daha ucuz elektrik kullanıyor. Başbakan ve ekibinin kullandığı klasikleşmiş cümle var, 2023'te ilk 10'a gireceğiz. Sayın Başbakan 1987'de 14. büyük ekonomiydik. Şimdi 17., neden geriye gidiyoruz? Kimin döneminde geriledik, iktidarınız döneminde geriledik. "
NTV
Haber Ara