'İslam ülkeleri arasında sınırlar kalkmalı'
MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak: 'İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler arasında insanların ve ürünlerin serbestçe hareket etmesinde, sermayenin serbestçe dolaşımında, sınırlar artık ortadan kalkmalı' diye konuştu.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-12-09 15:24:54
Yapılan açıklamaya göre, MÜSİAD, Tunus Başbakanlığı himayesinde gerçekleşen Filistin İş Forumu (PBF) ve NAMAA Tunus dernekleri tarafından ortaklaşa düzenlenen 3. Filistin İş Forumu'na katıldı.
Olpak, 25 ülkeden yaklaşık 750 iş adamının katıldığı forumda yaptığı konuşmada, İslam dünyasının kritik bir dönemden geçtiğini vurgulayarak, ''Tunus'ta başlayan uyanış, Libya'da kaosla, Mısır'da sancılarla, Suriye'de ateş ve kanla devam ederken, bölgemizdeki bu değişim ve dönüşüm sürecinin etkisini hayatımızın her sahasında hissediyoruz'' dedi.
Birleşmiş Milletler'de alınan kararla Filistin'in Gözlemci Devlet statüsü kazandığını anımsatan Olpak, bu kararın, Filistin'in en kısa zamanda bağımsız bir devlet olarak da Birleşmiş Milletler'de temsil edileceğinin işareti olduğunu dile getirdi.
"İSLAM ÜLKELERİ BİRLİKTE HAREKET ETMELİ"
Olpak, dünyanın gerçek bir buluşmaya ihtiyacı olduğunu belirterek, İslam ülkelerinin güçlenmek ve yeni dünya düzeninde söz sahibi olmak için birlikte hareket etmeleri gerektiğini vurguladı.
İslam ülkelerinin ticari işbirliğini artırmasına yönelik projelerin önemine işaret eden Olpak, Türkiye'nin, İslam İşbirliği Teşkilatı ülkeleri ile ticaretini anlamlı bir şekilde artırdığına dikkati çekti.
Olpak, dünyadaki diğer ülke gruplarının ekonomik verileriyle kıyaslandığında, İslam İşbirliği Teşkilatı ülkelerinin kendi arasındaki ticaretin düşük kaldığını belirtti.
Son 10 yılda İslam İşbirliği Teşkilatı ülkeleri arasındaki ticaretin yüzde 9'dan yüzde 15 seviyesine yükseldiğini aktaran Olpak, şunları kaydetti:
''2020 yılı için konulan yüzde 20 hedefine emin adımlarla gidiliyor. Ancak, Türkiye örneğinde olduğu gibi, ülkelerimiz arasındaki işbirliği alanları ve sahip olunan potansiyel göz önünde bulundurulduğunda, ticaret hacmi çok daha artmalıdır.
İslam Dünyası, ekonomik büyümenin ana unsurları olan sermayeye, dinamik nüfusa ve iş gücüne, geliştirilebilir teknolojik altyapıya ve geniş pazarlara sahiptir. Ne var ki, ülkelerimiz sahip olduğu bu farklı potansiyelleri gereği gibi harmanlayamamakta ve arzu edilen işbirliği kurulamamakta. Bu nedenle, halen İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler arasında, yıllık kişi başına düşen Gayri Safi Milli Hasıla 340 dolar ile 72 bin dolar arasında değişiyor.
İslam ülkeleri olarak, birbirleri ile rekabet eden değil, birbirlerinin karşılaştırmalı üstünlüklerini göz önünde bulunduran ve tamamlayıcı bir şekilde iş bölümü yapan, Allah'ın nimetlerini paylaşıp, uzun vadeli, adil ve insana yaraşır bir refah artışına doğru gidecek kalkınma politikasını oluşturan bir anlayışa ihtiyacımız var. İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler arasında insanların ve ürünlerin serbestçe hareket etmesinde, sermayenin serbestçe dolaşımında, sınırlar artık ortadan kalkmalıdır. Mağrip'ten Çin Seddi'ne uzanan geniş coğrafyamızı boydan boya, sorunsuz ve engelsiz kat ettiğimizde bundan hepimiz kazançlı çıkacağız.''
SON VİDEO HABER
Haber Ara