Görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bozdağ, BDP'li milletvekillerinin yanı sıra diğer bazı dokunulmazlık fezlekelerinin de işleme alınacağına dair bilgiler olduğunun hatırlatılması üzerine, AK Parti Grubu'nun bu konuda nerede durduğunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından net ifade edildiğini söyledi.
Bozdağ, şunları kaydetti:
''Süreç tamamen Anayasa ve Adalet komisyonundan oluşan Karma Komisyon'a aittir. Bu konularla ilgili gerekli değerlendirmeleri karma komisyon yapacaktır. Ona göre hangileriyle ilgili kaldıracak, hangileriyle ilgili kaldırmama kararı verecek veya bunların kararını karma komisyon verecektir. Çünkü Anayasa'nın 83. maddesi bu konuda partilerin bağlayıcı karar almalarını zaten yasaklıyor. Yetki tamamen oradadır, ilaveler yapabilir yahut da başka tür kararlar verebilir. 10 kişiyle ilgili 'hayır' diyebilir, 'evet' diyebilir, bütün bunların tamamı Karma Komisyon'un, Genel Kurul'un takdirinde olan konulardır. Bizim tavrımız bu konuda gayet açıktır ve gündeme geldiği zaman da AK Parti Grubu her zaman olduğu gibi doğru olanı yapacaktır.''
"FEVKALEDE YANLIŞ BİR ADIM"
Bozdağ, İsrail'in Filistin'deki yeni yerleşim yerleri oluşturma kararını değerlendirirken, İsrail'in uluslararası hukuka ve gereklerine uymak zorunda olduğunu ancak maalesef bugüne kadar uluslararası hukukun gerekleri olarak alınmış 100'den fazla karara bugüne kadar uymadığını söyledi.
İsrail'in, son ateşkes kararından sonra da yeni yerleşim yerleri açma kararı aldığını anımsatan Bozdağ, şöyle devam etti:
''Bunu fevkalade yanlış bir adım olarak görüyoruz. Başka olumsuz sonuçların doğmasına neden olacak bir adım olarak görüyoruz. İsrail uluslararası hukukun çizdiği sınırlar içinde kalmalı ve Gazzelilerin hakkına, hukukuna tecavüz eden yaklaşımlardan vazgeçmelidir. Umarım bu ateşkes, başka alanlarda da olumlu adımların gelmesine neden olur. Yoksa bir yandan ateşkes yapıp, başka yönden başka adımlar atılırsa bunun fazlaca bir kıymeti olmaz. Umarız, İsrail Hükümeti bu adımlarından vazgeçer ve uluslararası toplum da İsrail Hükümeti'nin daha tehlikeli adımlar atmasını önleyici ikazlarda, uyarılarda bulunur.''
Bekir Bozdağ, BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak'ın, ''Bir daha Kürtleri bu Parlamento'dan kovarsanız, Kürtler bu Parlamentoya gelip gelmemeyi düşünürler'' şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:
''Meclis herkesin Meclisidir, Türk milletinin temsil edildiği yerdir. Milletin temsilcisi olan herkese de sonuna kadar açıktır. Milletin temsilcisi olanların bulanacağı yer TBMM'dir. Başkalarının temsilcisi olarak kendini görüyorsa o zaman dileği yere gitmekte serbesttir. Eğer milletin temsilciyse yeri Meclis, Kandil'in temsilicisiyse o zaman Kandil'e gidebilir.''
TÜRKİYE'NİN JESTİ
Bekir Bozdağ, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud'un Türkiye'ye gelişinde ''ATA' uçağının tahsis edilmesiyle ilgili bir soruya, Cumhurbaşkanı'nın uçağının olmadığını ve Somali'nin de uluslararası uçuş yapan havayollarının bulunmadığını hatırlattı.
Konuk Cumhurbaşkanı'nın THY uçağı ile gelme durumu olduğunu, bu nedenle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a uçak tahsisi konusunu ilettiklerini anlatan Bozdağ, ''Sayın Başbakanımız ''ATA' uçağını tahsis ederek Somali Cumhurbaşkanı ve heyetini Türkiye'ye getirdi. Buradaki temaslarından sonra da tekrar götürecektir. Bu bizim Somali'ye verdiğimiz değerin, Somali halkına verdiğimiz değerin bir göstergesidir Türkiye'nin bir jestidir'' dedi.
"MERHUM ALPARSLAN TÜRKEŞ SULTANLIK MI İSTİYORDU?"
Başkanlık sistemiyle ilgili tartışmaların hatırlatılması ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin eleştirilerine ilişkin de Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Bahçeli'nin merhum Alparslan Türkeş'in yolundan gittiğini söylediğini ancak ''Dokuz Işık''ı gerektiği gibi okumadığını iddia etti.
Başkanlık sistemini geçmişte Turgut Özal, Necmettin Erbakan, Süleyman Demirel gibi liderlerin de savunduğunu ifade eden Bozdağ, şöyle devam etti:
''MHP'nin ve MHP'li olan herkesin tartışmadığı ve tartışmaktan kaçındığı merhum Alparslan Türkeş de kendi Türk milleti için Türkiye için en doğru sistemin tek icranın olduğu, tek meclisin olduğu başkanlık sistemi olduğunu kendi ifade etmiş, 'Dokuz Işık'la ilgili kitapların içerisinde bunlar açık açık yazıyor. Türkiye'nin tarihine, geleneklerine, töresine en uygun sistemin tek icranın olduğu, yürütmenin, yasamanın tek olduğu bir başkanlık sistemi olduğunu ifade etmiş. O zaman ben buradan sormak isterim Sayın Bahçeli'ye, merhum Alparslan Türkeş sultanlık mı istiyordu? Türkiye'yi bölecek başkanlık sistemini mi istiyordu? Yani o zaman o noktada dönüp Sayın Türkeş'in bu konudaki yaklaşımları hakkında ne dediğini işin doğrusu ben öğrenmek isterim.
'Dokuz Işık'ta yazan bu bilgiler, merhum Türkeş'in kaleminden çıktığına inandıkları bu bilgiler doğru mu, değil mi? Doğruysa o zaman 'Dokuz Işık'tan ilhamını almayan bir MHP var demektir ortada. O zaman Sayın Türkeş'in görüşleri hakkında ne diyor, onu da kamuoyuyla paylaşmaları lazım. Türkeş de mi Türkiye'nin bölünmesini, parçalanmasını istiyordu? Türkeş de mi Türkiye'nin sultanlıkla yönetilmesini istiyordu. Maalesef bugünkü MHP'nin öyle görünüyor ki 'Dokuz Işık'tan ışık almadığı, başka yerlerden ışık aldığı da çok açık bir şekilde gözüküyor. Ben bir kez daha başkanlık sistemi hakkında merhum Türkeş'in ne dediğini sadece Bahçeli'nin değil bütün MHP'lilerin okumasını istiyorum.''