Sungur Hoca Hakka yürüdü
Uzun süredir hastanede yoğun bakımda olan Bediüzzaman Hazretlerinin talebelerinden Mustafa Sungur ağabey vefat etti.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-12-02 13:42:08
Sungur ağabeyin cenazesi pazar günü (2 Aralık 2012) ikindi namazında İstanbul Fatih camiinde kılınacak namazın ardından Eyüp Sultan Kabristanlığında defnedilecek.
Bediüzzaman Hazretlerinin talebelerinden Mustafa Sungur ağabeyin cenaze namazı Fatih Camiinde kılınacak. Başta Bediüzzaman Hazretlerinin hayattaki talebeleri olmak üzere Türkiye ve dünyanın dört bir yanından cenazeye yetişebilen sevenleri avluda yerlerini aldı.
Tedavi gördüğü hastanede organ yetmezliği sebebiyle hayatını kaybeden Bediüzzaman Said Nursi’nin talebelerinden Mustafa Sungur’un cenaze namazı Fatih Camii’nde kılındı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı cenaze namazının ardından Sungur, dualarla son yolculuğuna uğurlandı.
Tedavi gördüğü Fatih Üniversitesi Sema Hastanesi’nde multi organ yetmezliği sebebiyle hayatını kaybeden Mustafa Sungur’un cenaze namazı, ikindi namazını müteakip Fatih Camii’nde kılındı. Cenaze namazına Başbakan recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın ve Samanyolu Yayın Grubu Genel Müdürü Hidayet Karca, Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü Abdülhamit Bilici, Zaman Gazetesi Yazanı Abdullah Aymaz, Darülaceze Genel Müdürü Nevzat Bayhan ile Bediüzzaman'ın talebelerinden Mehmet Fırıncı, Hüsnü Bayram, Abdülkadir Badıllı ve Abdullah Yeğin gibi çok sayıda isim katıldı. Cenaze namazı öncesi Sungur’un talebeleri ve sevenleri Fatih Camii avlusunu tıklım tıklım doldurdu. Yer bulamayanlar cenaze namazını caminin merdivenlerinde kıldı. Namazı Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez kıldırdı.
Cenaze namazının ardından besmele çekerek konuşmaya başlayan Başbakan Erdoğan, “Aziz ve değerli kardeşlerim, öncelikle şu anda ebediyete uğurladığımız Mustafa sungur ağabeyimize haklarınızı helal ettiniz. Hakkımız helal osun. Ömürleri boyunca bu gök kubbede hoş bir seda bırakma uğruna onlar büyük mücadeleler verdiler. Eza, cefa çektiler. Bu cefalar inanıyorum ki onların yanında götürdükleridir. Gösterdiğiniz bu ilgi sebebiyle Allah sizden razı olsun diyorum.” dedi.
Mehmet Görmez de “Ebediyete yolcu ettiğimiz Mustafa Sungur ağabeyimizin hayatını hayatına kattığı ülkemizin bütün insanlığa bütün İslam’a armağan ettiği, üstadı Bediüzzaman Hazretleri derki; ‘Baki hakikatler fani şahsiyetler üzerinde bina edilmez. Ancak herkes bu dünyada baki hakikatlere hizmeti oranınca değer kazanacaktır.’” Şeklinde konuştu.
Mustafa Sungur’un cenazesi daha sonra defnedilmek üzere Eyüp Mezarlığı’na götürüldü.
MUSTAFA SUNGUR KİMDİR?
29 Eylül 1929 tarihinde, Eflâni'de doğdu. İlkokuldan sonra Kastamonu'daki Gölköy Köy Enstitüsü'ne kayıt yaptırdı. Mustafa Sungur, çalışkan bir talebeydi. Enstitüde dine karşı takınılan tavra rağmen, gerek ailesinde bulunan hocalar vesilesiyle, gerekse küçükken aldığı dinî eğitimin etkisiyle çok fazla etkilenmedi.
29 Eylül 1929 tarihinde, Eflâni'de doğdu. İlkokuldan sonra Kastamonu'daki Gölköy Köy Enstitüsü'ne kayıt yaptırdı. Mustafa Sungur, çalışkan bir talebeydi. Enstitüde dine karşı takınılan tavra rağmen, gerek ailesinde bulunan hocalar vesilesiyle, gerekse küçükken aldığı dinî eğitimin etkisiyle çok fazla etkilenmedi.
Mustafa Sungur 1945 yılında, henüz 16 yaşında iken evlendi.
O yıllarda, daha sonra hizmetine gireceği Said Nursî'yi sadece duymuşluğu vardı. Risaleleri 1946 yılında, Ahmet Fuat Efendi ile Safranbolulu Keçeci Mehmet Efendi vesilesiyle tanıdı.
Said Nursî'yi tanıdıktan kısa bir süre sonra, ona hitaben mektuplar kaleme aldı. Bu mektuplarda, önce köy enstitüsünde edindiği izlenimleri aktarıyordu.
Bu mektupları yazarken, genç bir Nur talebesi olan Mustafa Sungur, bir yandan da heyecanlı bir bekleyiş içindeydi. Nur dairesine girebilmeyi, Üstadın kendisinden bahsetmesini, kendisine "talebem" demesini hasretle bekliyordu. Talebeliğe kabul edilmeyi kainatın en büyük hediyesi olarak görüyordu.
Mustafa Sungur'un beklediği gelişme nihayet gerçekleşti ve Üstad gönderdiği bir mektubunda "Nurun küçük kahramanlarından Mustafa Sungur" ifadesini kullanmış, onun hizmetlerini övgü dolu sözlerle takdir etmişti.
1947 Eylülünde Mustafa Sungur, Bediüzzaman Said Nursî'yi görmek arzusunu yerine getirmek için yollara düştü. Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra Emirdağ'a ulaştı ve Üstadla görüştü.
Mustafa Sungur, bir yıl sonra (1948) Afyon Dâvâsı sebebiyle Bediüzzaman'ın tutuklandığını duydu. Afyon'a giderek Üstadı ziyaret etti. Ziyaret dönüşü Bediüzzaman'a uzunca bir mektup gönderdi. Bu yüzden tutuklanarak mahkemeye çıkarıldı. Sonuçta 6 ay ceza aldı.
1949 senesinin Nisan ayında köyüne dönen Mustafa Sungur, 5 ay ceza aldığı için memuriyetten de çıkarıldı.
Mustafa Sungur, Afyon'da Bediüzzaman'la beraberken, İzmir taraflarında imam olan babası Mehmet Efendi, onu Bediüzzaman'a şikayete geldi. Üstad onunla görüşüp ikna etti. Böylece Mustafa Sungur, artık Risale-i Nur dairesi içinde, hiç çıkmamak üzere bulunmaya devam etti.
Mustafa Sungur, askerliğini ise 1955-1956 arasında, önce altı ay yedek subay olarak Ankara'da, daha sonra da Samsun'da yaptı.
Bediüzzaman Said Nursî'nin 1946, 1958 ve 1959′da birkaç defa yazdığı vasiyetnamelerinde adı zikredilen Mustafa Sungur'un Şerife, Ahmed Said, Muhammed Nur, Saide Nur, Aynur, Cihannur, Nurullah adında yedi çocuğu vardı. Bedüzzaman'ın vefatından sonra kendisini tamamen risale sohbetlerine adadı.
1954 yılından 1960′a kadar doğrudan Bediüzzaman'ın hizmetinde bulundu. Bu süre içinde Risale-i Nur'u ve hizmet düsturlarını bizzat Üstaddan ders aldı.
Mustafa Sungur, iman ve Kur'ân hizmeti uğrunda bir çok defa tutuklandı.
Sungur iki aya yakın süredir İstanbul Fatih Üniversitesi Araştırma Hastanesinde tedavi gören Bedüizzaman'ın talebelerinden Mustafa Sungur vefat etti.
SON VİDEO HABER
Haber Ara