'O gazın ne olduğunu açıklayın'
Polisin, Beyazıt'ta eylem yaparken gençlere karşı kullandığı gazın özelliklerinin 19 Aralık Katliamı sırasında kullanılan gazlara benzediğine dikkat çeken Avukat Oya Arslan, 'O gazın ne olduğunu açıklayın' dedi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-11-21 13:27:30
Tutuklu arkadaşlarına destek vermek için Beyazıt'ta eylem yaparken, polisin müdahalesine maruz kalan Gençlik Federasyonu üyelerine karşı polisin kullandığı gazın türü hala açıklanmış değil.
Öğrencilerin, "Tutkal gibi vücudumuza yapıştı. Çok acı bir yanma hissi verdi, kendimizi kaynar suya atılmış gibi hissettik ve 3 gün boyunca acısı sürdü" dediği gaz ile ilgili olarak İçişleri Bakanlığı sessizliğini koruyor. Ancak, öğrenciler ve avukatları, işin peşini bırakmıyor.
Konuyla ilgili olarak ETHA'ya açıklama yapan gençlerin avukatı Oya Arslan, Beyazıt'ta eylem yapan Gençlik Federasyonu üyelerine yönelik saldırısı sırasında yoğun bir biçimde biber gazı kullandığını hatırlattı, "Kullanılan gazın ne olduğunu bilmiyoruz. Bu gaz, gösterdiği özellikler itibariyle kimyasala çok benziyor. Bu müdahale sonrasında bir ambulans geldi ve birkaç kişiyi Haseki Araştırma Hastanesi'ne taşıdı. Öğrenciler, 4 kişi de kendi imkanları ile hastaneye kaldırdı" dedi.
'GAZA MARUZ KALANLAR KENDİLERİNİ 19 ARALIK'TA HİSSETTİLER'
"Bu gaza maruz kalanlar kendilerini 19 Aralık'ta zannetti" diyen Avukat Arslan, "Gazın niteliği 19 Aralık Katliamı'nda kullanılanlara benziyordu. Sonraki günde polis aynı gazla kitleye bir daha müdahale etti. Ama bu kez yoğunluk daha azdı" diye konuştu.
Avukat Oya Arslan, AKP'nin direktifleri doğrultusunda polisin, kitle eylemlerinde "korkutmak ve yıldırmak" için yoğun bir şekilde gaz kullandığını belirterek, şunları söyledi: "Asıl önemlisi bu gaz işkence sayılmıyor. Oysa birisi sizi yarım saat ateşte tutsa işkence sayılırken, 3 gün etkisi süren bu kimyasal sadece kötü muamale sayılıyor. En son kullandıkları gaza maruz kalanlar dayanılmaz acı çekmişler. Kendilerini kaynar suya atılmış gibi hissetmişler. Hatta bu gazın belirtileri en yoğun işkencelerle eş düşüyor. Uyuyamıyorsun, soluk alamıyorsun ve tenin yanıyor. Bütün bunları kanıtlamak da mümkün olmuyor."
'SAVCILIK ŞİKAYET OLMADAN HAREKETE GEÇMELİYDİ'
"Savcılığın hiçbir başvuru bile olmadan basında çıkan haberler üzerine işkence soruşturması açması gerekirdi" diyen Avukat Arslan, "Bu açık bir işkence suçudur. Kanuni tabiriyle haksız bir fiildir. Bu fiili suça idari mahkemesinde doğrudan dava açabiliyorsun. Dayanaklarımız ise, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. ve 3. maddeleridir. Bu nedenle, suç duyurusunda bulunacağız, dava açacağız. Bu açık bir suçtur ve hiç kimse işkence yapamaz. Bu işkence suçuna göz yumanların da istifa etmesi gerekir. Ayrıca, hala gazın ne tür bir gaz olduğunu bilmiyoruz. Bunu öğrenmeye çalışacağız. Bu gazı kullanan polisleri, MOBESE kayıtlarından tespit edebilmek için de, görüntüleri isteyeceğiz" diye konuştu.
Avukat Arslan, milletvekillerinin bu konuyu gündemlerine almalarının önemli olduğunu söyledi, "AKP bu zamana kadar şiddeti tutuklamayla yapıyordu. Bugün ise fiili şiddet uyguluyor. Daha da ileriye gideceklerdir. Bunu durdurmak için mücadele etmek gerekiyor. Hepimizin geleceği ve hepimizin hak ve özgürlüklerinin garantisi sadece eylemliliklerle garanti alına alınır" dedi. (Etha)
SON VİDEO HABER
Haber Ara