Dolar

34,9544

Euro

36,7154

Altın

3.000,35

Bist

10.009,65

Usulsüz dinlemeleri açıklayamadı

Zirve Yayınevi davasında savunma yapan eski Malatya Jandarma Alay Komutanı, bazı jandarma personelinin usulsüz dinlenmesiyle ilgili soruya cevab veremedi.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-11-17 10:40:49

Usulsüz dinlemeleri açıklayamadı
Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin davanın 51. duruşmasında savunma yapan eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger, Suzanne Geske ve müdahil avukat Orhan Kemal Cengiz ile bazı jandarma personelinin usulsüz dinlenmesiyle ilgili soru üzerine Ülger, "Ben hangi terör örgütü üyesiyim de benim ve eşimin telefonları dinleniyor peki?" diye karşılık verdi.

Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada, emekli albay Mehmet Ülger savunmasını tamamladı. Savunmasının ardından çapraz sorgusu yapılan Ülger, mahkeme başkanı Hayrettin Kısa ve müdahil avukatların sorularını yanıtladı. Kısa'nın, savunmalarındaki çelişkilere işaret ederek sorular yönelttiği Ülger, tanık koruma programından yararlanan sanık İlker Çınar ile görüşme sayısını tam olarak hatırlamadığını, bu görüşmelerin istihbarat biriminin işi olduğunu iddia etti.

Mehmet Ülger savunmasının ilk bölümünde hazırladığı metni müdahil avukatlara bakarak okudu. Bunun üzerine müdahil avukatlardan Hafize Çobanoğlu, Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa'dan sanığın uyarılmasını talep etti. Talep üzerine Başkan Kısa, Ülger'i savunma metnini mahkeme heyetine doğru okuması konusunda uyardı.

Yeni iddianamede İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim görevlisi Ruhi Abat ile sık sık görüştükleri HTS kayıtları ile ortaya konan Ülger, bu görüşmeleri "Ben baldızımı kaybetmiştim. Mevlit okuttum" sözleriyle açıkladı.

Arif Doğan, Veli Küçük, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım, Cemal Temizöz, Şener Eruygur ve Muzaffer Tekin'i tanıyıp tanımadığı sorusu üzerine, Veli Küçük'ü bir kez gördüğünü, Mahmut Yıldırım'ı etraftan anlatılanlardan bildiğini, Cemal Temizöz'ü Kayseri Jandarma Bölge Komutanı olduğu için katıldığı toplantılarda gördüğünü iddia eden Ülger, "Sizin jandarma istihbarat veya JİTEM dediğinizin bir merkezi yok. Bunlar gariban şartlarda kalıyorlar. Ben o bölgelerde çalıştım ve bu insanların nasıl zor şartlarda görev yaptığını gördüm ve bu zor şartları bizzat yaşadım" dedi.

Sorulara genelde soruyla karşılık veren, iddiaları reddeden Mehmet Ülger, misyonerlik faaliyetlerinin bir suçmuş gibi neden izlendiğini sorulması üzerine, "Avrupa'da yaşayan Müslümanlar, 'Bizim şu kadar Müslüman nüfusumuz vardı şimdi şu kadar. Cami sayıları şu kadar' diye zaman zaman açıklamalar yapıyorlar. Bunlar suç olabilir mi? Aynı şekilde bir Hristiyan'ın, 'Hak din Hristiyanlıktır' demesi suç sayılabilir mi?" dedi. Sanık Ülger, bunların suç sayılmayacağını söyledi.

Zirve Yayınevi faaliyetlerini neden sıkı şekilde takip ettikleri sorusuna ise Ülger, kent merkezinde izleme yapmadıklarını, yayınevi çalışanlarını jandarma bölgesindeki faaliyetlerini izlediklerini kaydetti.

Zirve Yayınevi'nde öldürülen Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske'nin eşi Suzanne Geske ve müdahil avukat Orhan Kemal Cengiz ile bazı jandarma personelinin, "yasa dışı suç örgütü üyesi", "terör örgütü mensubu", "uyuşturucu kaçakçısı" gibi gösterilerek cinayetlerden sonra telefonlarının usulsüz şekilde dinlenmesine ilişkin soru üzerine Ülger, "Ben hangi terör örgütü üyesiyim de benim ve eşimin telefonları dinleniyor peki?" diye karşılık verdi. Hakimlerle ilgili fişleme yapılıp yapılmadığı sorulan Ülger, "Bilmiyorum" cevabını verdi.

Yayınevinde cinayetlerin işlendiği saatlerde bir mobilyacıda olan Ülger'in cinayetlerin hemen akabinde olay yerine geldiği öne sürülmüştü. Ülger, cinayetlerin işlendiği saatlerde mobilya mağazasında olduğunu kabul etti.

Müdahil avukatlardan Erdal Doğan'ın, "Aynı saatlerde davanın sanıklarından Hurşit Tolon, İnönü Üniversitesi'nde konferanstaydı. Aynı programa 2. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız da katılmıştı. Üniversite o dönem sizin bölgenizde ve siz üniversitede bulunmuyordunuz. Bu durum askeri hiyerarşide normal midir?" sorusuna sanık Ülger, "Ben Hurşit Tolon'un o gün Malatya'da olduğunu basından öğrendim. Evet üniversite bizim bölgemizdeydi ancak Genel Komutanlık'tan kesin talimat vardı. Bu tür programlara katılmamamız yönünde uyarılmıştık." yanıtını verdi.

Mehmet Ülger'in çapraz sorgusunun ardından Ruhi Abat savunma yapmaya başladı. Yaklaşık 500 sayfa savunma hazırlayan Abat savunmasının ilk bölümü okurken mahkeme heyeti ara kararı açıklayarak davayı 14 Ocak 2013 tarihine erteledi. 13 tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamını karar veren mahkeme heyeti, sonraki duruşmada gizli tanık Adıyaman ile müdahil avukatların talep ettiği köy korucusu Y.A'nın dinlenmesine karar verdi.


Haber Ara